Merhum Yaşar Kemal,yaşarken adeta hayatını barış ve kardeşliğe adamıştı.“İnsan evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar” diyordu duayen yazar.İnsanlık ailesine koca bir miras bırakarak aramızdan göçüp gitti.

Barışa, umuda gönülden hep bağlı kaldı.Yaşar Kemal’in en büyük özlemi dünyada huzur ve hakça paylaşımın olmasıydı. Yaşar Kemal; “Benim kitaplarımı okuyanlar yoksullarla birlik olsunlar, yoksulluk bütün insanlığın utancıdır.” diyordu ve mensubu olduğu halkın, devletin ceberut sisteminden neler çektiğini en iyi bilenlerdendi. Türkiye’dearzu ettiği barış ortamının sağlanması için karşılıksız her tür desteği vermeye hazır olduğu gibi gerçek anlamda barış sürecini de destekliyordu. “Türkiye’de silahlara veda” çağrısıvefat ettiği güne denk geldi ve ne yazık ki bu özleminin gerçekleştiği günü göremedi. 


Cenaze namazına katıldığım Merhum Yaşar Kemal’i rahmet ve minnetle yâd ettim. Ruhuna Fatiha okuduğumda kendisiyle adeta manenkonuştum. Birkaç defa yattığı hastanede ziyaret için gittiğimde maalesef görme imkânıbulamadım.


Ancak koyulan deftere birkaç satır karalama imkanı bulabildim. Adeta kalptenhelalleştim. Kendisiyle konuşur gibi bir başka âleme daldım, duayen yazarında mensubu olduğu bu ülkenin milyonlarca Kürt halkının insan olmaktan kaynaklı tüm haklarının yok sayılması sonucu ana dilinde bir eseri dahi yazamama imkânsızlığının bir insanlık ayıbı olduğunu düşünüyorum. Gelecek nesillerde bu durumun ülke yöneticilerinin ayıbı olarak addedileceğini çok netgörüyorum.  

Ailemden yitirdiğim değerler içinne hissetiysem,o aninsana dair aynı duyguları yoğun bir şekilde yaşadım. Gözyaşları içerisinde aynı şekilde yoğun duyguları tekrarladım. 

“Her evden bir cenaze çıktı.Her bedenden bir parça koptu.” 
Duayen yazarla tanışmammaalesef memleketin can alıcı meseleleriyle hemhal olduğumuz anlara denk geldi.Birkaç kez beraber olma fırsatı buldum. Değerli eserlerini feyiz alarak okuduğum gibi yüz yüze tanışma, sohbet etme şerefine nail oldum. Cezaevlerinde açlık grevine gidenmahkûmlar için adeta çırpınıyordu, ölüm oruçlarına yatan gencecik bedenler için inanılmaz üzülüyordu.

Duayen edebiyatçı, kıymetli yazar Yaşar Kemal; "Bir insanın açlıktan ölümünü izlemek acıların en büyüğüdür.Bu, insanlığa hiç bir zaman yakışmaz. Bugün insanların ölüm pahasına talep ettikleri demokrasiler de, insan haklarının içindedir. Çözümü mümkünken, ölümler engellenmezse vebali iktidarın, muhalefetin, medyanın ve hepimizin olacaktır.

Barış, bu ülkede herkesin özlemi ve hakkıdır. Barışın önüne yeni engeller konulmasına karşı çıkmak, barışın önünü açmak, hepimizin işi olmalıdır. Bunun için içtenlikle uğraşan herkese şükran duyarım."diyerek insanlığa ve barışa verdiği önemi vurguluyordu.

İnsanlık âlemine ciddi değer katan Merhum Yaşar Kemal’ibinlerce kişiKürtçe, Türkçe sloganlar, zılgıt, ağıtlar ve Fatiha’lar eşliğinde sonsuzluğa yolladı. 

Yaşar Kemal Amerika, Avrupa gibi gelişmiş bir ülke toprağındadünyaya gelmiş ve yaşamış olsaydısizce nasıl olurdu?
Ülke olarak hayatta iken tüm değerlerin kıymetini çok iyi bilmeliyiz.  Çünkü değerleri ekarte edip, değersizlerden bir değer çıkarmaya çalışma bu ülkenin handikabıdır.  Bu engel yaşamın her alanında geçerlidir. 

Halk yığınları tarafından ebediyet yolculuğuna gönderilen Yaşar Kemal’in, bütün sevenlerine baş sağlığı diliyorum. Mekânı cennet olur inşallah…
İstanbul Times / Maksut Konyar