Bu ülkede siyasetle uğraşan herkes dış güçlerin projesi ise o zaman bizimkiler bostan korkuluğu olmuş haberimiz yok.
Yabancılar at koşturuyor
Mit okeye dönüyor, hatta dördüncü arıyor,  Milli bir projemiz, milli bir partimiz kalmamış, Atı alan Üsküdar`ı geçiyor, Sevsinler senin miti, Sevsinler senin görüntüde demokrasini, Kazanana kadar seçim, Bu ne biçim demokrasi ?
Düne kadar birlikte ölüleri sandığa getirip TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN ANAYASASINI değiştiren,
THE BAŞKAN yaparken iyiydi…
Şimdi mi Fetö, Y- CHP ile birlikte yaptı oluyor.
O zaman hepiniz FETÖCÜSÜNÜZ…
HEPİNİZ ŞEYTANSINIZ
HEPİNİZ BU SİYASETTEN GİTMELİSİNİZ
TUZ KOKTU
HALK BEZDİ
HAİNLER AZDI
Bunlara adam gibi adam gerek!
Bir daha ATATÜRK gelmez…
ATATÜRK GENÇLİĞİ NEREDESİNİZ ?
Milli ve hocaların hocası Yusuf HALAÇOĞLU, bir şekilde İYİ PARTİ`ye sokulmadı, Ümit ÖZDAĞ İSTİFA etti veya ettirildi hatta gördükler yetti.
Artık milli ve ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNENLERİ mecliste, partide ve sistemde görmek istemeyen SİYONİST YAPI yeni sistemini kuruyor.
Yılan kabuğunu DEĞİŞTİRMESİ GİBİ…
Şeytan hiçbir zaman kötülükle gelmemiştir, gönülleri çala çala gelmiştir.
Tayyip ERDOĞAN hapse atanlar mağdur edebiyatı ile yıllardır TÜRKİYE`ye yaptıkları ortada…
Şeytan ve SİYONİST YAPI bu mağduriyet üzerinden içimizdeki Truva atları ile başımıza geçerek kendine hizmetçi yapıyor… Farkında mısınız?
Şimdi TAYYİP ERDOĞAN`ı sistemin dışına atmak isteyenler yerine geçecek olan “PROJE KİŞİYİ” aynı şekilde mağdur edebiyatı ile başımıza geçirmek istemesinler.
“Minareyi yapan kılıfını hazırlar” hiçbir şey tesadüf değildir. Önceden hazırlanıp TÜRK HALKININ önüne servis edilmediği ne malum diye düşünmeye başlıyoruz. Artık kimseye güvenimiz kalmadı. Bizimle öyle oynuyorlar ki gerçek biride gelse inanmıyoruz, hastalıklı yapılara dönüştük, hatta kendimize bile güvenmeyecek hale geldik.
Bunu niye mi söylüyorum.
Ekrem İMAMOĞLU çok güzel bir üslup ile TÜRK SİYASET tarihine sevgi, saygı, güzel konuşma, sakin olmayı, güven veren, birlik beraberlik içinde rakibini kucaklayan doğru bir çıkış yaptı. Artık TÜRK HALKI kin, nefret, korku, dayatma, rakibini düşman, terörist olarak görmek istemiyor.
Fakat EKREM BEY miting ve konuşmalarında 145 yıl önce veya 148 yıl önce başlamış olduğumuz demokrasi mücadelemizi devam ettireceğiz diye beyanatlarda bulundu. İlk önceleri fark etmedim. Fakat 145 yıl önceye gittiğimizde karşımıza çıkan olaylar ve gelişmeler çok enteresan geldi. İsterseniz bunu açalım.148 yıl önce yani 1871 yılında İdare-i Umumiye-i Vilayet Nizamnamesi ile Osmanlı Devleti idare bakımından 27 vilayet, 123 sancağa bölünmüştür.
145 yıl önce ise 1876 KANUN-İ ESASİYE yani yabancıların AVRUPALILARIN BASKISI SONUCU Osmanlı yabancılara azınlıkların bütün hakları Müslüman hakları ile eşitledi ve arttırdı. Azınlıklar Avrupa ve Rusya`nın koruması altına girdi. Mülk edinme ve misyoner okulları açma hakkına sahip oldular.
Padişahın hakları kısıtlandı. Meclisi Mebussan kuruldu. Çoğunluğu yabancıların elinde olan ve % 40 kadarı TÜRK olan bir meclis kuruldu. Gel de bu meclisten Osmanlı Halkının hakları korunsun. Düşünebiliyor musunuz? Rum- Ermeni- Yahudi tebaanın azınlık olduğu bir ortamda çoğunluk olduğunu düşünün verilen haklarla bu meclis kimlere hizmet eder?
Meşrutiyet ilan edilmesi karşılığında tahta çıkan ABDULHAMİT HAN yine aynı dış güçlerin oyunu ile 31 Mart vakası patlaması ile birlikte bu arada yanlış anlamayın bugünkü 31 Mart değil, 1908 ikinci meşrutiyet ilanı ile 2. ABDÜLHAMİT HAN tahttan indirilerek YILDIZ SARAYINDA tehcir edildi.
“TARİH TEKERRRÜRDEN İBARETTTİR” diyenlere eğer sizler tarihten ders çıkarıp, uyanık olursanız tarih tekerrür etmez. Bu sizin eksikliğinizden kaynaklanır. Bu noktada artık TÜRKİYE`nin “UMUDUNU KIRMAYIN, SEVGİ VE AKIL KAZANSIN” diyerek milli unsurları göreve çağırıyorum.
Bu halk her şeyi göze alır yeter ki doğru adamla yola çıksın… Umudumuzu çalacak insanları önümüze getirmeyin… İZİN VERMEYİN…
Kanun koyan ilk önce kendisi kanunlara uysun.
Dirayetli, liyakatli olsun, İŞİN EHLİ olsun
Üretsin ve milli olsun
Denetlesin o zaman güzel günler yakın
AK SAKALLILAR artık TÜRK MİLLETİNE SEVGİYİ VE AKLI EGEMEN KIL, değeri beş para etmezlere haddini bildir. Yoksa; onlar TÜRK MİLLETİNE HATTİNİ BİLDİRECEK… TÜRK MİLLETİ BU TOPRAKLARDA CENENTİ YAŞAMASI GEREKİRKEN BU YAŞANANLARI HAK ETMİYOR…
Suriyeliler kim? Irkçılık yapmıyoruz tarihi bir tespitin ilanıdır. İşte Tayyip ERDOĞAN ve AKP büyük şehirlerde kaybetmesinin birincisi; Suriye Politikası ve Suriyelilerin ülkemizde geliş ve yaşayışlarıdır…
Tabii ki gücümüz nispetinde komşumuza yardım etmek haktır. Fakat bunun bir kaidesi, planı ve düzeni vardır… “Dingonun ahırı gibi har vurup harman savrulmaz…”
Şu an Türkiye, Suriye adı altında 1915 tehcir edilen 450 bin Ermeni`ye bugün 3,5 -4 milyon olarak tazminat ödüyor. Toprak veriyor, eğitim – sağlık bedava, sınavsız okuma imkânı veriyor. Sonra bunlara karşı çıkanlara faşist ırkçı diyor. Hayır, Türkiye de beğeniriz, beğenmeyiz bir sistem var. Fakat bir bakıyoruz; vergisiz sistemsiz iş açıyor. Suriyelilere verilen bu kadar tavizler ve haklar kabul edilemez… Herkes sisteme uymak zorundadır. Misafir iseler başımızın üstünde yeri var. Fakat hiç öyle görünmüyor, kalıcı gibi yaşıyorlar. Ev sahibi olarak görevimizi yaptık, artık kendi ülkelerine dönmeliler. Suriye`nin her yerinde savaş yok. Güvenli bölgelerinde gidip kendi vatanlarında yaşayabilirler. Biz bunu sağlayarak yardımcı olalım. Türkiye de dağdan gelip bağdakini kovamazlar. TÜRKİYE kuponla kazanılmadı. Kendi ülkelerini savunamayanlar gelip bizim ülkemizde ahkâm kesmeye ve bizimle aynı haklara sahip olamazlar ve daha fazlasını da talep edemezler. Bizi yönetenlerde basiretsiz bir yönetim sergileyemez. Bunlara hakkı yoktur. Bize kimse insanlık ve misafirperverlik öğretmeye kalkmasın.
Yaptıklarımız ortada iken bize kimse faşist ırkçı diyemez. Diyenler aynaya bakabilir.
Ermeni soykırımı olmadığını savunan Dış İşleri Bakanı Mevlüt ÇAVUŞOĞLU; Fransız bayana haddini bildirdiği kadar tarihi bilgi ve birikime sahip olsaydı. Osmanlı 1915 zamanında kendi güvenliği ve Ermeni halkının güvenliği ve içindeki hainleri bertaraf edebilmek için tehcir edilen 450 -500 bin Ermeni`nin Suriye`ye yani o zaman ki Osmanlı vilayeti olan ŞAM VİLAYETİNE TEHCİR edildiğini de görebilirdi.
Evet, ÇAVUŞOĞLU FRANSIZ MESLEKTAŞINA söyledikleri ile bizleri mutlu ettiği kadar Suriye politikası ve Suriye`den tehcir edilen ve edilerek buraya getirilen SİYONİST OYUNUNUDA görmesini bekliyoruz. Siyonist Yapının oyuncağı olursan gün gelir nasıl getirildinizse aynı şekilde de gönderilirsiniz. Farkında mısınız?
TÜRKİYE`nin SURİYE sınırında ABD, KÜRTLERİ MAŞA olarak kullanarak ordu kuruyor. İsrail`in “BÜYÜK İSRAİL DEVLETİ” için KÜRTLERİ PİYON gibi sahaya sürmek için zaman kazanarak ORTADOĞU coğrafyasına bela ediyor. Bizlerde görmemeye, anlamamaya devam ederek FİL OLMASINI hep birlikte “ÖKÜZÜN TRENE BAKTIĞI” gibi bizi yönetenler “BOP EŞ BAŞKANI” olarak onlara hizmet etmemiş gibi “AKLIMIZLA DALGA GEÇİYORLAR”…
Bir deTÜRKİYE`de HDP EŞ BAŞKANI SEZAİ TEMELLİ “Bugün TÜRKİYE`nin en bereketli toprakları burası “VADEDİLMİŞ TOPRAKLAR, MUSA bütün ömrünü bu toprakları arayarak geçirdi. Geldiler bu toprakları kuruttular” diyerek bizlere kendisinin bir Siyonist Truva atı olduğunu ilan etmiştir. Bu söylemi söylemekle kime hizmet ettiğini açık açık söylemesi SİYONİZMİN BU TOPRAKLARDA ÇİRİT ATTIĞINI göstermekte ve TÜRK ORDUSUNA “ERGENEKON KUMPASINI” kuran haham TUNCAY GÜNEY TRT DE SAATLERCE konuşup TSK iftiralar atıp sonra elini sallaya sallaya KANADA`ya giderken Siyonizm izleri bu kadar ortada iken böyle bir şey yokmuş gibi davranmak, anti-seminizm ile dışlanmak çok komik oluyor. Sonra çıkıp beka sorunu var demek ve başka yerleri göstererek seçim meydanlarında terörist diye bağırmak, gerçek düşmanı perdelemek olmuyor mu?
Ey Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları o zaman biz seçimde kimi seçiyoruz? YILLARDIR TÜRK MİLLETİNE HİZMET ETMEYENLERİ SEÇMİŞ OLMUYOR MUYUZ?
Sevgi ve saygılarımla, hainliğin sınırı yoktur-ata mirası ulus-oku çözüm içimizde...
İstanbul Times / Murat Akbaş