İktidar adayı, siyasi parti ve liderler demokrasi, özgürlük ve evrensel hukuk, değişim sözü ve vaadi ile geldiği iktidara, önceleri bazı palyatif icraatlar dışında bir süreden sonra ne hikmet ise iktidarın nimetleri ile tanıştığı andan itibaren daha önce dert yandığı anti demokratik uygulamalardan, şikâyet ettiği gayrı hukukilikten, geçmişin mağduru ve şikâyetçisi olarak tüm yaşadığı onca şikâyet ettiği faktörlerin tamamını unutuyor. Bir önceki muktedirlerden kopya almış gibi aynı şekilde uygulamaya devam diyor. Sağlıksız kötü geçmişe oda rehin oluyor.

Adına “Devletleşme, Aynılaşma veya Ankaralaşma ” deyin fark etmez gelen yönetimler için kaçınılmaz bir kadermiş gibi biz bu ülkede yaşayanlara aşina senaryoyu hep bu şekil yaşayarak izliyoruz.  
Askeri darbelerin ürünü olan faşist iktidarları geçelim, Türkiye’de demokratik seçimle iş başına gelen seçilmişler bile yönetime geldikleri andan sonra hep tek adamla ülkeyi yönetme ve bir daha iktidardan düşmeme hırsı ile yanıp tutuşuyorlar. İktidarda ayak oyunları ile ilelebet kalma hesapları içerisine giriyorlar. Aslında esası farkında olmadıkları kayıpları o andan itibaren başlıyor. Tek adamlık ve sürekli iktidarda kalma hırsı öncelikle dünyada ülke itibarını ve evrensel çıtasını düşürerek belli bir süreden sonra içten içe başta ülkeyi çürütüp her alanda yaşanmaz hale getiriyor. Bu şekil sistemin dışına atılmış kötü örnekli iktidarlar malumunuzdur.  
 
Dünya’da her ülkenin iktisadi, ekonomisi ve siyasi, demokrasi, evrensel hukuk alanında ki, karnesi tutuluyor. Bu ölçümler ülkelerin sistemleri ile alakalı raporlarla dünya kamuoyu ile paylaşılıyor…   

Dünyada bu tarz otokontrol yöntemleri ile ölçme sistemleri olan uluslar arası kurumların yaptıkları tespitler ve birde bizzat vatandaşımız tarafından kişisel başvuru sonucu Türkiye devleti aleyhine verilmiş kararlar ile gözlem, tespit sonucu raporlanmış karnesi:   
 (AHİM) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi raporu: 

Türkiye 2011’de 159 mahkûmiyet kararıyla birinci sırada.
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütünün Basın Özgürlüğü Endeksi:
Türkiye, 179 ülke içinde 2011’de 148. sıraya gerilemiş durumda.
Özgür Gündem hakkında kapatma kararı Meslek örgütleri geç de olsa karara tepki gösterirken en keskin açıklamalardan biri New York merkezli Committee to Protect Journalists’ten (CPJ - Gazetecileri Koruma Komitesi) geldi. CPJ’den yapılan açıklamada “Gazetenin basılması ve kapatılmasıyla ilgili dehşete düştük” diye ifade edildi. 
“Hapisteki gazeteci sayısı: 105” ABD Dini Özgürlükler Komisyonu USCIRF’nin, yıllık raporlarında 2009'dan bu yana "izleme listesine" aldığı Türkiye, bu yıl ilk kez, raporun en alt kategorisi olan ve dini özgürlükleri en çok ihlal edenlerin yer aldığı "özel kaygı uyandıran" ülkeler listesine dâhil edildi. 
Bu yıl 2012 Newroz Bayramı’nda tam bir Vandalizm tüm yerleşim birimlerinde hâkim oldu. Her yerde gaz bombaları, plastik mermilerle, yer yer gerçek mermiler kullanıldı, ölümler, yaralanmalar,  onlarca tutuklanmalarla maddi manevi zararlarla sonuçlandı. Başka kültürlere karşı hoşgörüde de sınıfta kaldık. 

Oysa geçen yıl 2011 Newroz Bayramı tüm ülkede en yüksek katılımlarla gayet sakin ve sorunsuz geçmişti.
Ülkemiz topraklarında on yıllardır karada ve havada bombalar… Askeri hareketlilik hiç eksik olmuyor. Bir nevi savaşı andıran görüntüler, insan ölümleri ile kan ve gözyaşı haberleri izlemekten İnsanlar üzüntüden kahır oluyor. 
Maalesef halen yoğun bir şekilde bireysel ve kolektif temel insan haklarını ihlal eden bir ülkede yaşıyoruz.  
Herkesimin bariz kabul ettiği ekonomideki pozitif havanın bu sebeplerden dolayı her an kırılgan olduğu gerçeği mevcut. Türkiye siyasi demokrasi ve evrensel hukuk bakımdan içeride ve dışarıda pekte hoş bir görünüm ve görüntü vermiyor. 

Ey Ak Parti ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muktedirler ülkeyi yöneten seçilmiş ve atanmışlar… Bu ülke çocuk mezarlığına döndü yazıktır, günahtır, vebalı vardır. Barışı sağlama ve insanlarımızı bir arda yaşatmak çok mu zor iştir? Tüm anlamsız yasakları hayatımızdan kaldırın. Ülkede özgürlük alanını genişlensin, demokrasi ve evrensel hukuk esas olsun.

Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, sıkça bahsini ettiğin “kardeşlik hukukunu” eşitlik esasında bir an önce bu ülkede sağlayınız. Kardeş ölümlerini ve kavgaları bitiriniz.     

Her kesimin ve herkesin özelini rahat, özgür yaşama ortamı olmalıdır. İnanç özgürlüğü ve etnik aidiyetlerin, ana dillerin üzerinde ki anlamsız yasakları behemehâl kaldırınız. 

Özgürlüğe sınır koymayın, evrensel hukuku yaşamın her alanında hâkim kılın. Anayasa ve yasalarımızın AB standardında olmasını sağlayın. Bu ülke insanlarının ekseriyetinin şikâyetçi olduğu konuları sizden, barışçıl yöntemlerle bu sorunlardan arınma gibi yüksek beklentisi ve umudu mevcut. Bu yüksek beklentinin umudun gereğini yapmalısınız. Tarih size böyle bir misyon add etmiştir. Büyük sorunları büyük düşünen liderler çözmüştür.Sizden beklen budur.    
İstanbul Times / Maksut Konyar