İşte Ahmet Coşkun’ın Açıklaması

1815’de Viyana Konferansı’nda Batılılarca “Hasta Adam” nitelemesine maruz kalan Osmanlı Devleti, 1918’deki Mondros Mütarekesi’yle iyice abluka altına alınmaya çalışılmış, güzel Anadolu’muzda Müslüman varlığına topyekûn son verilmek istenmişti.

İstanbul Times Haber Merkezi / Çağla Pekgüleç

Böylesi bir milli mücadele direnişinde milletimiz genciyle yaşlısıyla, kadınıyla erkeğiyle, çoluğuyla çocuğuyla yurdunu düşman işgalinden kurtarmak için cephelere koşmuştu. Hele bir cephe vardı ki, 300 bin genç Çanakkale’de tüm varlığı ile milli direniş örneği sergiledi.

Tarihler 15 Temmuz 2016’yı gösterirken üzerimizde hain emeller güden, batılı devletlerin maşası olmuş mankurtlar yine boş durmadı; ülkemizde kaos ve kargaşa ortamı yaratmak istediler. Milletimizin bağımsızlığına, demokrasisine, şerefine göz diktiler. Fakat biz millet olarak el ele verip köprülere, havaalanlarına, açık meydanlara koşarak bayrağımıza sahip çıktık. Çanakkale‘deki o asil ruhu, 15 TEMMUZ’da Türkiye’nin dört bir köşesinde yeniden gösterdik.

Evlatlarımız yabancı sahte kahramanları değil, kendi öz kahramanlarını tanıyacak ve idrak edecek karakterdedir. Rambo gibi, Teksas, Tommiks, Kaptan Swing gibi, Conan gibi, Örümcek Adam gibi Süperman gibi yabancı, sahte ve uydurma kahramanların yerine çocuklarımız ve gençlerimiz Onbaşı Nezahatları, Seyit Onbaşıları, Koca Yusufları, Yiğit Mehmetleri, Yahya Çavuşları, Tozkoparanları, Ahraz Memişleri, Kara Fatmaları, Kınalı Fatmaları, Genç Osmanları, Halime Çavuşları, Halide Onbaşıları, Tarsuslu Kara Fatmaları, Efe Mustafaları, Cesur Alişanları, Deli Ziyaları, Asker Ömerleri, Okçu Yiğitleri, Battal Gazileri…Ve daha nice kahramanlarını 15 Temmuz şehit ve gazilerinin hikayelerini okuyacak ve her daim hatırlayacaktır.


Biz Kim miyiz?

Biz sahte kahramanlar ile devşirilmiş olan köksüz bir devlet değil büyük medeniyetin asli evlatlarıyız.

Biz İ'lay-ı kelimetullahı cihana hâkim kılmak için cihanı fetheden milletiz. Çanakkale’de bu topraklar için toprağa düşmüş, o pak alnı öpülesi ecdadın torunlarıyız biz. “Seni bana Allah verdi. Ben de O'na emanet ediyorum” diyerek kundaktaki çocuğunu emzirdikten sonra Aziziye tabyasına koşan Nene Hatun’dur anamız; sırtında bebesi, önünde kağnısı ölüme koşan Şerife’dir bacımız. İki yüz yirmi okkalık yükün altındaki Koca Seyit’tir abimiz ve biz bu ümmetin kınalı kuzusuyuz her daim.

Bedeni bu topraklardan beslendiği halde, ruhunu satılığa çıkarmış; bu millete kurşun sıkan içimizdeki düşmanların 15 Temmuz darbe teşebbüsü bizim kim olduğumuzu bize yeniden hatırlattı. 15 Temmuz ihaneti, bu milletin asıl gücünün tankı, topu, tüfeği değil imanlı ve inançlı gençleri olduğunu bir kez daha gösterdi bizlere. O karanlığa sıkılan kör kurşunlar, gözü yaşlı analar bıraksa da… “ Son kez koklayaydım, göremedim, işte, uçtu gitti, uçup toprağa kondu” diyerek yaşlı gözlerini sildikten sonra “Allah’ın dediği olur” diyen anaları, “ Yiğidin babası tez ağlar” diyen babaları gördü.

Bu yerli ve milli ruh, bahar hayali kurup kışı yaşayan ümmetin son ümidi. Afrika’nın geleceği, Asya’nın umudu, Ortadoğu’nun istikbali, ümmetin yeniden dirilişi, İslam’ın son ordusu… Kısacası söğütten yükselen çınarın, ümitsizliğe gark olmuş milletin “Son Hilal”idir.

Hilal semada, ay yıldız bayrakta durduğu sürece geçmişten geleceğe İslam’ın sancaktarlığını yapmaya devam edecektir bu millet.

Öncelikle bilinmesi gereken bir şey vardır ki mazisini bilmeyenin atisini başkaları çizer... Geçmişinden habersiz halkın geleceğini başkaları belirler ve haritasını yine başkaları çizer. Necip Müslüman Gençliği mazisini bilir! Vatan ve bağımsızlık söz konusu olduğunda canından geçmesi gerektiğinin de bilincindedir; kimseye zulmetmez, zulme de baş eğmez!

HAİNLERİN TAHTINI BİZ DEVİRDİK! CANİLERİN BAHTINI BİZ KARARTTIK!

Bizler o gece “Milli İrademiz”i ipotek altına almaya çalışıp memleketimizi müstemlekecilerin eline teslim etmeyi amaçlayan hainlere geçit veremezdik, vermedik de.

Başta Cenabı Allah’ın takdiriyle, İman ve irade gücümüzle, millet olmanın verdiği inanç ve devlet büyüklerimizin de verdiği güvenle sokakları darbeci hainlere dar ettik, hainlerin tahtını biz devirdik, canilerin bahtını biz kararttık!

İstikbaline göz dikilen bu milletin gücünü tüm dünyaya gösterdik!

Herkes gördü ki, milletimiz asil kanlarıyla suladığı bu vatan toprağının bir karışını bile hainlere teslim etmez. Ve yine gördüler ki, milli iradeyi derdest etmek isteyenler nasıl kendileri derdest oldu. Aramızda ayrılıklar yaratmak isteyen tüm güçler gördüler ki, bu millet gerçekten büyük ve asil bir millettir. Yurdun her karış toprağında milletimiz 15 Temmuz 2016 tarihinde olduğu gibi yüreklerinden akan gözyaşlarıyla destanlar yazmışlardır.

Bu uğurda canlarını veren şehitlerimize Yüce Allah’tan rahmet diliyoruz. Şehitlerimiz, tarihin şerefli sayfalarına adlarını yazdırarak ölümsüzleştiler.

Kaynak . İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA)

Editör: TE Bilisim