Kılıçdaroğlu'nun daha sonra mitinge katılanların "onayına sunduğu" manifestoda darbe girişiminin parlamenter demokrasiye karşı yapıldığı belirtilerek şöyle deniyor:
"Darbe girişimi, halkın direnme hakkını kullanmasıyla ayrı bir anlam kazanmıştır. Demokrasimizin teminatı olan demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkesinin ne kadar yaşamsal olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır."
" Bu darbe girişimi anayasada, yasama, yürütme ve yargı olarak yer alan güçler ayrılığı ilkesinin, demokrasideki denetleme işlevinin güvencesi olduğunu ortaya koymuştur. Devleti ele geçirme anlayışını tarihe gömmeliyiz."
"15 Temmuz darbe girişimi, 3. sınıf demokrasinin ortaya çıkardığı bir tablodur. Türkiye darbe hukukundan arınmalıdır. Devlet kinle, öfkeyle, ön yargıya yönetilmez. Girişimde bulunanlar, hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalınarak yargılanmalıdır. İşkence, kötü muamele, tehdit, devleti darbecilerle aynı duruma düşürür. "
Mitingde sık sık "Darbeye karşı omuz omuza", "Yağma yok, Cumhuriyet var", "Mustafa Kemal'in askerleriyiz", "Türkiye laiktir laik kalacak", "Darbeye geçit yok" şeklinde sloganlar atılıyor.
Miting için hazırlıklar sabahın erken saatlerinde başladı. Gezi Parkı önünde bulunan sahneye "Cumhuriyete ve Demokrasiye Sahip Çıkıyoruz" yazılı dev pankart asıldı. "Darbeye Hayır" pankartlarıyla çevrelenen sahnenin yanı sıra, meydana vinçlerle Atatürk posterleri ve "Yaşasın Laik Demokratik Türkiye" yazılı pankartlar da asıldı.
Taksim Meydanı'nın etrafı çelik bariyerlerle kapatıldı, öğle saatlerinde meydanda araç trafiği durduruldu.
Çok sıkı güvenlik önlemlerinin alındığı meydanda polis, Tepebaşı, İstiklal Caddesi, Elmadağ ve Gümüşsuyu'ndaki noktalarda mitinge gelenleri tek tek arayarak alana bıraktı.