imam, İslami grupların başındaki kişiye denir. Grup başkanı, parti başkanı gibi sıfatların yerine “imam” önder, büyük kişi, danışılan kişi, büyük abi gibi sıfatların yerine kullanılır.

İstanbul Times Haber Merkezi

Yenilikçiler'in imamı da Bülent Arınç'tı. Erdoğan, Gül ve Şener'in başında Bülent Arınç olmasaydı ilk çıkışları ciddiye alınmazdı. O nedenle “Yenilikçiler” grubuna Bülent Arınç'ın katılması hayati önem taşıyordu. O da katıldı ve Yenilikçilere kol kanat gerdi, hareketin büyümesine, yol almasına öncülük etti.

Ben Yenilikçileri ellerinde çantalarla emanet ofislerde çalıştıkları günlerden bugüne takip ediyorum. 

Parti kurulma sürecinde İzmir'e ilk geldikleri günleri de hatırlıyorum. Yenilikçilerin kendi aralarındaki rekabeti ta o yıllardan biliyorum. Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve Abdüllatif Şener'in hareket içinde liderlik çekişmesinin de canlı tanığıyım.

İzmir'de düzenlenen bir programda oturma sırasıyla ilgili çekişmeye tanık olduğum da hayal kırıklığı yaşamıştım. "Bunlar kendi içinde bir değil, ülkeyi nasıl birleştirecekler" diye kendi kendime hayıflanmıştım.

O yıllarda ülke büyük buhran içindeydi. Borsa ve döviz asansör gibi inip çıkıyor, parası olan para kazanıyordu. Bir bankadan para çekip, diğerine yatıran karlı çıkıyordu.

Batanlarla çıkanların haddi hesabı yoktu. Yenilikçiler işte böyle bir kaos ortamında ortaya çıktılar.

O günlerde Türkiye'deki anketleri bizim şirketimize ait olan Liderler.Net adlı internetsitesi yapardı. O yıllarda yaptığımız anketlerde mevcut liderlerin halk desteği % 1-2 'nin üzerine çıkmıyordu. 

Bugün olduğu gibi, o günlerde de gündemde yine Fethullah Gülen ve Cemaat vardı. Medya, Emniyet'te Fethullahçı avına çıkmıştı. Cemaat o yıllarda da aynı şekilde tazyik ediliyor, medya üzerinden baskı altında tutuluyordu. Hergün bir başka ses kaydı ve görüntüsü montajlanıp yayınlanıyordu. Ali Kankancı, Fadime Şahin olayları gırıla gidiyordu.

O karanlık günlerde Yenilikçiler ve Fethullah Gülen ile ilgili iki anket yaptım. 

Mevcut siyasi liderlerin % 1-2 oy aldığı bir dönemde Yenilikçiler % 34 oy almıştı.Bugün olduğu gibi o yıllarda da yaptığımız başarılı haberleri mail gruplarına servis ediyorduk. Aynısını yaptık. Anketimiz yurt dışındaki bir haber ajansı tarafından değerlendirildi ve tüm dünyaya geçildi. Haberde, "Türkiye'de bir lider var arkasında % 34 halk desteği var" deniliyordu. Aynı haber ertesi gün Milliyet Gazetesi'nin manşetindeydi.

Hiç kimse Liderler.Net sitesinden bahsetmiyor ama yaptığımız anket elden ele dolaşıyordu. Bu bile bizi mutlu etmeye yetmişti. O günden sonra Yenilikçiler hem Türkiye'de hem de dünyada ilgi odağı oldu.

O günlerde "Fethullah Gülen hakkında ne düşünüyorsunuz? başlığıyla bir anket daha yaptık. Ankete ortalama 48 -50 bin kişi oy verdi. Sonuç % 75 oy ile Global Eğitimci olarak çıktı. Ankette çeşitli sorular sormuştuk. Anket soruları nedeniyle Sayın Fethullah Gülen'in Avukatı Fethi Ün bize dava açmaya kalktı.

Fethi Ün'ü kızdırıp dava açmaya teşebbüs ettirecek soruları merak edenler olabilir. Hatırlayabildiklerimi sıralıyorum:

ABD Hesabına Çalışıyor
İran Ajanı
CIA Ajanı
İsrail Ajanı
Global Eğitimci
 gibi 15-20 seçenek vardı. 

O günlerle bugünler arasında hiçbir fark yok. Her şey tıpatıp aynı

Sadece bazı aktörler farklı...


Ak Parti'nin kurucuları Yenilikçiler bu yazıda geçen süreci hatırlamalı ve nereden nereye geldiklerini görmelidir.

Mehmet Ali Şahin'in “Yargıtay İmamı” çıkışından sonra, Sayın Gülen'e yaptığı dön çağrısı sonrasında 'Yoksa sizi istemediğiniz bağlantılar içine mi soktular?' sorusu o yıllardaki aynı atmosferi tıpatıp yaşatıyor.

Tek fark var; Cemaat o yıllarda görünmüyordu, şimdi görünüyor. Faaliyetleri açık. Yaptığı çalışmalar küresel anlamda yankı buluyor. Başarıları ortada. Türkiye'nin dünyadaki tek örgütlü lobisi. Bu lobi Türkiye'nin geleceği açısından hayati önem taşıyor. Fethullah Gülen'i ve çalışmalarını dünya ciddiye alıyor.

Çünkü Fethullah Gülen öğretisi sadece Türkiye'nin mutluluğunu hedeflemiyor. Gülen'in hedefinde Türkiye yok. Gülen, tüm insanlığın mutlu olmasını istiyor.

Aksi olsaydı dünya devletleri böyle bir hareketin ortaya koyduğu hizmetler karşısında şapka çıkarır mıydı?

Türkçe Olimpiyatları'nın tertip komitesinde görevli Işılay Saygın'a röportaj esnasında bir soru sordum. 

“Türk insanı, yabancıların Türkiye'de okul açmasına tepkili. Mesela Amerikan, Fransız kolejleri tepki oluşturdu. Türkiye'den çıkan bir STK bütün dünyada okul açıyor, Türkçe öğretiyor. O çocuklar Türkiye'ye geliyor, Türkçe şarkı, türkü söylüyor, dünyada kimsenin tepkisi yok. Bu neden böyle? “

Işılay Saygın şu cevabı vermişti:

"Valla demek ki biz dar görüşlüymüşüz. Bütün dünyada kaç ülkeye gittiysem her ülke Türk Okullarına çocuklarını kaydetmek için sıradalar. Bakan çocukları, Milletvekili çocukları, üst düzeydeki insanların çocukları Türk Okuluna girmek için sıradalar. 

Demek ki bir şey var yani. Bir başarı göstermemiş olsalar neden bu okullara girmek için çabalasınlar değil mi? 

Eğitim bir kere çok başarılı, Rusya’da ben bir davete katılmıştım. 20 Milletvekili arkadaş Leningrad’taki bir toplantıya. İşte ondan sonra da bu okulların diploma töreni vardı, onlara katıldık. 

Bir Rus çocuk çıktı dedi ki: 

“Ben bugün Rusya’nın en güzel üniversitesini kazandım, buradaki aldığım eğitim, disiplin, ciddi eğitim sayesinde” dedi. “Onun için bütün öğretmenlerime, hocalarıma başarımı borçluyum, teşekkür ederim” dedi. Hem de Türkçe. Rus çocuğun babası anası da orada ama onlar Türkçe bilmiyor tabi..."

Şimdi gelelim Mehmet Ali Şahin'in sorusuna. 

Mehmet Ali Şahin önce durup düşünmeli. Dünyanın saygı duyduğu Global Eğitimci bir lidere sorduğu soru, kendisine yakışıyor mu?

Ben Türkiye'deki Türk – Kürt sorununu geçtiğimiz Türkçe Olimpiyatları'ndaki manzarayı gördüğümde çok anlamsız buldum. 

Amerikalı bir çocuk İzmir Atatürk Stadyumu'nda Türkçe şarkı söyledi yüzbinlerce insan elleri patlayıncaya kadar alkışladı.

Biz Türkiye'de Kürt – Türk, Alevi – Sünni, Sağ -Sol gibi bölünmüşlük girdabında boğulurken Türkçe Olimpiyatları tüm dünyaya bir kez daha “hepimiz Adem ve Havva'nın çocuklarıyız” gerçeğini hatırlattı.

Tüm dünyaya bu mesajı veren bir lidere yapılan suçlama Mehmet Ali Şahin'i hem dünyada hem de ahirette utandıracaktır. 

Ahirete inanıyorsa !

Ak Parti güzel başladı, güzel işler yaptı. Bundan sonra da güzel şeyler yapmak istiyorsa, Türkiye'deki gıybet bataklığında boğulmak istemiyorsa, yerel seçim öncesi takındığı anlamsız tavırdan vazgeçsin.

Bu tür açıklamalar Ak Parti'yle duygusal bağ içindeki kitleleri kendilerinden koparıp aradaki sevgiyi yok ediyor.

Yenilikçilerin abisi, imamı Bülent Arınç'ın söylediği; “Başbakan'ın bildiklerini bilseniz!”

"Bu hükümet varsa o cemaat de, o cemaatler de var olacaktır. Bu hükümet olmazsa o cemaat de, bütün cemaatler de yok olacaktır" sözleri Fethullah Gülen Hocaefendi'nin global bakış açısına göre AK Parti duayenlerinin “dar” bakış açısını ortaya koyuyor.

Türkiye'nin ihtiyacı “Tek Parti” değildir. Tek Devlet, Tek Bayrak, Tek Vatan idealimizdir. Ama Tek Parti idealimiz değildir.

Türkiye ve tüm insanlık Gökkuşağı güzelliğinde bir fikir armonisine kavuşamazsa dünyada savaşlar sona ermez

Biz siyahi bir köleyi sahabeye komutan yapan bir Peygamberin, Hz. Muhammed'in (SAV) ümmetiyiz.

Gel, gel, ne olursan ol yine gel, İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel, Bizim dergahımız, umitsizlik dergahı değildir, Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel… ”

“Cömertlikte yardım etmede akar su gibi ol 
Şefkat ve merhamette güneş gibi ol, 
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.. 
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol, 
Tevazu ve alçakgönüllülükte toprak gibi ol, 
Hoşgörülükte deniz gibi ol, 
Ya olduğun gibi görün… Ya göründüğün gibi ol…”

Diyen Hz. Mevlana'nın mirasçılarıyız...

Yazımı Başbakan Erdoğan'ın sık sık okuduğu, dinleyenlerin gözyaşlarına hakim olamadığı Sezai Karakoç'un "Sevgili" adlı şiiriyle tamamlamak istiyorum.

Sevgili 

En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar madem ki yâr vardır
Yoktan da vardan da öte bir Var vardır
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Senden umut kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır

Sevgili 
En sevgili
Ey sevgili

Yenilikçilerin ilk çıkışında katkısı olan biri olarak, son bir uyarı yapmak istiyorum.

Göklerde verilen karar bozulmadan, Selçuklu'dan alınıp Osmanlı'ya, Osmanlı'dan alınıp Türkiye'ye teslim edilen "Kutsal Emanet" başkasına verilmeden "Lütfen Uyanın" .

Makalenin orjinal linki:

http://www.yerelgundem.com/yazarlar/yusuf_inan/6873/fethullah_gulen_turkiyeye_ak_parti_de_milletin_kalbine_donsun.html

Yusuf İNAN / www.yerelgundem.com

Kaynak:İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA)

Editör: TE Bilisim