TARİH BİLMEK, VAR OLMAK” demektir derken; bunu en güzel bilen, uygulayan ve muzaffer olan MAREŞAL GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK`ten önce sonrasını anlatan tarihi bu iki örneği anlatmadan önce MAİDE 51. AYETİN mealinde “DOST” kelimesi “VELİ” Arapça kelimesine denk olarak değil de “KORUYUCU” kelimesini koymamız gerektiğini ve bu iki tarihi bilgiyi okurken buna dikkat ederseniz geçmişte ve bugün ve hatta gelecekte de aynı oyunun oynandığını çok güzel bir şekilde görürsünüz. Ona göre de tedbirinizi alırsınız.

MAİDE SÜRESİ 51. AYETİ:

“EY İMAN EDENLER! YAHUDİLERİ VE HIRİSTİYANLARI KORUYUCU EDİNMEYİN! ONLAR BİRBİRLERİNİN KORUYUCULARIDIR. SİZLERDEN KİM ONLARI KORUYUCU EDİNİRSE (ONLARI İŞLERİNİN BAŞINA GETİRİRSE) O DA ONLARDANDIR. KUŞKUSUZ, ALLAH (TANRI), ZALİMLER TOPLUMUNU DOĞRUYA VE GÜZELE KILAVUZLAMAZ.” Diyerek YARATANA SIĞINARAK BAŞLIYORUM.

1945 Yıllarında sorun tırmandıkça Türkiye`yi Rusya`ya karşı tek başına savunacak güçte olmadığını anlayan İngiltere, konuyu Amerika`nın önüne getirecekti. Türkiye İngiltere`ye “RUSYA BENİ PARÇALAYACAK, KURTAR BENİ” diyor; İngiltere ise Amerika`ya “RUSYA TÜRKİYE`Yİ PARÇALAYACAK, BENİM GÜCÜM KALMADI, SEN KURTAR TÜRKİYE`Yİ” diyordu. Durum 1853`e tıpatıp benziyordu.

1853`de ABDÜLMECİD – 1945`TE İNÖNÜ,

1853`TE MENÇİKOV – 1945`TE MOLOTOV

  • İngiltere`nin altından yüreklendirdiği, kışkırttığı RUSLAR, Abdülmecid`ten Boğazları, Kars`ı, Ardahan`ı ve Erzurum`u isterler;
  • RUS Büyükelçisi Mençikof`un Osmanlı`ya ilettiği bu istemler, Abdülmecid tarafından reddedilir ve RUS orduları Balkanlar`da ve Doğu Anadolu`da Osmanlı`ya saldırmaya başlar;
  • RUSLAR, BALKANLAR`dan İSTANBUL`a doğru akarak İSTANBUL`u ele geçirmeye yönelirler;
  • Başlangıçta gelişmeleri izlemekle yetinen ve böylelikle RUSYA`nın saldırganlığını artıran İNGİLTERE ve FRANSA sonradan “RUSYA İSTANBUL`U, KARS`ı, ARDAHAN`I ELE GEÇİRİR VE AKDENİZ`E İNERSE, BU BİZİM ÇIKARLARIMIZ İÇİN ÇOK KÖTÜ OLUR” diyerek OSMANLI`nın yanında RUSYA`ya karşı savaşa girerler;
  • Fakat savaş tam kazanılmışken bir SİVASTOPAL kuşatması uydurup savaşı gereksizce uzatırlar;
  • 1854`te İNGİLİZLER, “RUSYA KARS`I, ARDAHAN`I, ERZURUM`U ALIRSA ÇOK KÖTÜ OLUR, ORAYI RUSLAR`DAN KORUMAK İÇİN ASKER YIĞACAĞIZ, ASKERLERİMİZİN GİDERİ ŞU KADAR TUTUYOR, BU GİDERİ SİZİN HESABINIZA BORÇ OLARAK YAZDIK,” diyerek OSMANLI`yı kağıt üzerinde borçlandırırlar;
  • Hemen ardından İNGİLTERE ve FRANSA, o güne dek yabancılara toprak satmayan OSMANLI`ya “DEVLET OLARAK VARLIĞIMIZI VE TOPRAK OLARAK BÜTÜNLÜĞÜNÜZÜ RUSYA`YA KARŞI KORUMAYI VE SİZİ AVRUPA DEVLERLER KONSEYİ`NE ALMAYI BİR KOŞULLA GARANTİ EDERİZ: YABANCILARA TOPRAK SATIŞI İÇİN YASA ÇIKARTACAKSINIZ” derler;
  • Osmanlı ilk dış borcu böyle alır ve yabancıya toprak satışı 1853 – 1856 OSMANLIRUS KIRIM SAVAŞI yıllarında işte böyle başlar…
  • Şimdi de OSMANLI – RUS KIRIM SAVAŞ`ndan yaklaşık 90 yıl sonra 1945 – 1946`da İSMET İNÖNÜ`nün neler yaptığına bakalım:
  • RUSYA, 1939`lardan başlayarak, KARS ve ARDAHAN`ı kendi topraklarına katıp BOĞAZLAR`da üs isteklerini dillendirmeye başlamıştır.
  • 1945`te BALKANLAR`ı işgal eden, ROMANYA`ya, BULGARİSTAN`a yayılan, İSTANBUL`un burnunun dibine dek sokulan ve askerlerini TÜRKİYE`nin doğu sınırına yığmış bulunan RUSYA, o durumda İNGİLTERE ve AMERİKA`nın TÜRKİYE`yi korumak uğruna kendisiyle savaşmayı göze alamayacaklarını düşünerek, toprak ve üs isteklerini Dışişleri Bakanı MOLOTOV aracılığıyla TÜRKİYE`ye sözlü olarak bildirir. Tıpkı 1853`te aynı istemleri RUS Büyükelçisi MENÇİKOF ABDÜLMECİD`e bildirdiği gibi…
  • TÜRKİYE`ye RUSYA`nın 1945`teki bu istemlerini reddeder; tıpkı ABDÜLMECİD 1853`te reddettiği gibi…
  • 1945`te YALTA KONFERANSI`nda İNGİLTERE, AMERİKA ve RUSYA, dünyayı kendi aralarında paylaşırken çözüme bağlanamayan RUS istekleri, 2 AĞUSTOS 1945`te sonuçlanan POSTDAM KONFERANSI`ndan bir kez daha ele alınır.
  • AMERİKA, POSTDAM KONFERANSI öncesinde yaptığı gibi, sonrasında da KARS, ARDAHAN ve BOĞAZLAR`da askeri üs istemlerini dile getiren RUSYA`ya ateşli bir biçimde karşı çıkmayıp, tersine “BU, SİZİN TÜRKİYE İLE ARANIZDA ÇÖZMENİZ GEREKEN BİR SORUNDUR,” diyerek RUSYA ile TÜRKİYE`yi baş başa bırakır; tıpkı 1985`te OSMANLI İle RUSYA`yı karşı karşıya getirdikleri gibi…
  • AMERİKA, bu tutumuyla RUSYA`yı TÜRKİYE`ye karşı yüreklendirmiş, böylelikle TÜRKİYE`yi RUSLAR`a karşı bir kurtarıcı arar duruma getirmiştir; tıpkı 90 yıl önce aynı durumda kalan ABDÜLMECİD de RUS saldırganlığına karşı İNGİLTERE`ye, FRANSA`ya başvurduğu gibi…
  • İNGİLTERE, TÜRKİYE`nin RUSYA`ya karşı yardım başvurusunu “SAVAŞACAK GÜCÜM YOK AMA ARKANDAYIM, RUS İSTEMLERİNİ RDEDET” diye yanıtlar. AMERİKA ise, “SİZİNLE ARAMIZDA BİR İTTİFAK ANTLAŞMASI YOK, OLSAYDI DÜŞÜNÜRDÜK, AMA KAYGILANMAYIN, TÜRKİYE`Yİ RUSYA`YA KAPTIRMAYIZ,” der. Bu, “ŞAYET DOĞRUDAN BENİMLE İTTİFAK YAPMAZSAN, SENİ RUSYA`YA KARŞI KORUMAM,” demektir.
  • İNGİLTERE ve AMERİKA`nın TÜRKİYE`yi savunmak uğruna asker gönderemeyecekleri sanısı böylece pekişen RUSYA, KARS, ARDAHAN ve BOĞAZLAR`daki istemlerini sonunda yazılı nota`ya dönüştürerek TÜRKİYE`ye verir. TÜRKİYE, “DEVLET OLARAK VARLIĞININ VE TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜN RUSYA TARAFINDAN CİDDİ OLARAK TEHDİT EDİLDİĞİ” saptamasını yapar.
  • İNGİLTERE ile ittifak anlaşması 1939`dan beri süren TÜRKİYE, RUSYA ile bir savaşa tutuşması durumunda İNGİLTERE`nin ordusu ile yardıma gelemeyecek denli bitkin olduğu apaçık ortada olduğundan, İNGİLTERE`nin müttefiki olan “DİRİ GÜÇ” AMERİKA ile de “DEVLET OLARAK VARLIĞINI VE TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAK” üzere bir askeri ittifak antlaşması imzalar. İNGİLTERE boğazlarda bir ikmal üssüyle TRAKYA ve KARADENİZ`de radar istasyonları; AMERİKA ise askeri havaalanları kurmaya girişir.
  • 1853`te toprak bütünlüğünü RUS istemlerine karşı korumak üzere İNGİLTERE ve FRANSA`yla ittifak yapan OSMANLI`nın dış borç gereksinimi bulunmadığı gibi, 1945`te toprak bütünlüğünü RUSYA`ya karşı korumak üzere dış destek arayan TÜRKİYE`nin de kasasında 245 MİLYON DOLARLIK döviz birikimi vardır ve dış borç gereksinimi yoktur.
  • Gelgelelim AMERİKA, BOĞAZLAR`I, KARS`I, ARDAHAN`I RUSLAR`A karşı “KORUMAK” için TÜRKİYE`yi 10 MİLYON DOLAR BORÇLU duruma sokan bir ittifak antlaşması imzalatır. Kasasında 245 MİLYON DOLARLIK ALTIN VE DÖVİZ BİRİKİMİ bulunan bir TÜRKİYE`nin 10 MİLYON DOLAR BORÇLU duruma sokulması, askeri ittifakın bir gereği olarak AMERİKA tarafından dayatılmıştır. Tıpkı, dış borç arayışında olmayan ABDÜLMECİD`in de, 1854`te, “KARS`I, ARDAHAN`I, BOĞAZLAR`I RUSYA`YA KARŞI KORUYACAĞIZ; BUNUN İÇİN GEREKLİ” denilerek İNGİLTERE tarafından dış borç yükümlülüğü altında sokulduğu gibi…
  • CUMHURİYET kurulduğundan beri TÜRKİYE`de yabancıya toprak satışı yasak olmasına karşın, 27 ŞUBAT 1946`da imzalanan 10 milyon dolarlık borç antlaşmasının ardından, 6 Aralık 1946 günü imzalanan EK ANTLAŞMA`yla “AMERİKALILAR`A TÜRKİYE`DE DİLEDİKLERİ TOPRAKLARI SATIN ALIP TAPUSUNU KENDİ ÜZERLERİNE GEÇİRME HAKKI TANINIR.” Bu özellikle maden bulunan toprakların ve askeri olarak görülen toprakların tapusunun AMERİKA`ya verilmesi demektir. İNÖNÜ, YABANCIYA TOPRAK SATIŞ YASAĞINI ÇİĞNEYEN, ANAYASA`YA VE YASALARA AYKIRI BİR ANTLAŞMA İMZALAMIŞTIR AMERİKA`YLA…
  • 1853`te RUS saldırısına karşı OSMANLI`nın toprak bütünlüğünü korumak üzere İNGİLİZ – FRANSIZLARLA ittifak yapan ABDÜLMECİD, nasıl bu “KORUMA”`nın bedeli olarak “KORUYUCU”`lara borçlu olmayı ve yabancılara toprak satmayı kabul etmişse, 1945`te TÜRKİYE`nin toprak bütünlüğünü RUSYA`ya karşı korumak üzere İNGİLTERE ve AMERİKA`yla ittifak yapan İNÖNÜ de, tıpkı 90 yıl önce ABDÜLMECİD`in yaptığı gibi, “KORUYUCU”`lara borçlu olmayı ve yabancılara toprak satmayı kabul etmiştir.
  • 1853 – 1854`te OSMANLI`nın düşürüldüğü tuzağa, 1945 1946`da TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ düşürülmüş; ABDÜLMECİD RUSYA`ya karşı toprak bütünlüğünü korumak uğruna OSMANLI DEVLETİ`ni ne duruma düşürmüşse, İnönü toprak bütünlüğü USYA`ya karşı korumak uğruna TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ`ni o duruma düşürmüştür.
  • Sonuç olarak: RUSYA`nın 1945`te zorla almak istediği her şey, İNÖNÜ tarafından RUSYA`nın önünden kaçırılıp, “KORUYUCU” diye alkışladığı AMERİKA`ya güzellikle verilmiştir.
  • RUSYA BOĞAZLAR`da üs istemiştir. İnönü üsleri RUSYA`ya vermemiş, AMERİKA`ya vermiştir.
  • RUSYA KARS ve ARDAHAN`ı istemiştir. İNÖNÜ KARS ve ARDAHAN`ı RUSYA`ya vermemiş, tüm TÜRKİYE`de diledikleri toprakları satın alam hakkını 4 ARALIK 1946 GÜNÜ EK ANTLAŞMA ile AMERİLALILARA vermiştir.

Bu yukarda yazılanların dışında “DİNE DAYALI SOĞUK SAVAŞ`IN KURAMCISI WILLIAM CHRISTIAN BULLITT” bakın 1919`da ABD Başkanı WILSON`un Osmanlı etnik olarak parçalayıp bir KÜRDİSTAN ve bir ERMENİSTAN kurulmasını buyuran planının da oluşturucuları arasındadır.

“TEK DÜNYA DEVLETİ YANDAŞI, KOMÜNİZME KARŞI DİN BİRLİKLERİ KURULMASINI ÖNEREN, ‘DİNLERARASI DİYALOG’’ U SOVYETLER BİRLİĞİ`NE KARŞI SİLAH OLARAK GÖSTEREN İLK AMERİKALI DİPLOMATI olan BULLITT, YANLIŞ OLARAK SOĞUK SAVAŞ KURAMININ BABASI VE İLK KURAMCISI diye bilinen GEORGE KENNAN`ın da AKIL HOCASIDIR.

Bakın WILLIAM CHRISTIAN BULLITT ne diyor;

“İNGİLTERE ve AMERİKA dostluğu, dünyanın belki de en az sarsıntıya uğrayacak dostluğudur. Hırıstiyan ideallerinin gerçekleştirilmesi yolunda tam anlamıyla ortaklaşa bir geçmişe sahiplerdir. Yakındoğu`daki AMERİKAN çıkarları, ARABİSTAN PETROLLERİNİ güvenceye almak başka bir amaç gütmemektedir. İNGİLİZLER içinse iki yönlüdür.

Birincisi PETROL

İkincisi HİNDİSTAN YOLUNUN GÜVENCEYE ALINMASIDIR.

Petrolün gemi, uçak ve makine için başlıca yakıt haline alamsı, İNGİLTERE`nin bakışlarını DOĞU AKDENİZ KIYILARINA çevirmesine neden oldu. İNGİLTERE adalarında petrol yoktur. Dünyanın en geniş petrol alanları, İRAN, IRAK ve SUUDİ ARABİSTAN`dadır. Önce İRAN, sonra IRAK PETROL ayrıcalıklarını İNGİLİZ HÜKÜMETİ ele geçirdi. SUUDİ ARABİSTAN KRALI İBNİSSUUD başka bir yol tutarak, ülkesindeki petrolün ayrıcalıklarını bir AMERİKAN ŞİRKETİNE verdi. İngilizler 1943 yılında İşişleri ve DONANMA Bakanlıkları, AMERİKAN PETROLLERİNİN tüketme olasılığında dolayı korkuya düştüler. Uzmanların verdiği rapora göre petrol dağarcığımızın 20 yıl bile dayanmayacağı belirtiliyordu. Ucuz ve bol petrole sıkı sıkıya bağlı olan ekonomik yaşamımızı tehdit eden bu yeni olay, BAŞKAN ROOSEVELT`i SUUDİ ARABİSTAN`daki petrollerimizi tam bir güvence altına almaya yöneltti. Derhal bir kurul oluşturularak her türlü koruma önlemlerinin yerine getirilmesini buyurdu. Çünkü bu adım atılmazsa “AMERİKA EKONOMİSİNDE DÜZELTİLMESİ OLANAKLI OLAMYAN ÇÖKÜNTÜLER YARATACAKTI.” ABD`nın YAKINDOĞU`nun güvenliği konusunda ilk önemli atılımdır. ORTADOĞU`NUN GÜVENLİĞİ SOVYETLER BİRLİĞİ TARAFINDAN BOZGUNA UĞRATILMAKTADIR. Daha şimdiden HİNDİSTAN YOLU ÜZERİNDEKİ PETROL ALANINA RUS EMPERYALİZMİNİN GÖLGESİ düşmüştür.

AMERİKAN UYGARLIĞI ve AVRUPA UYGARLIĞI ÜÇ KAYNAKTAN BESLENMİŞTİRVE GELİŞMİŞTİR.

1 KAYNAK: YUNAN DEMOKRASİSİ,

2 KAYNAK: ROMA UYGARLIĞI,

3 KAYNAK: HIRİSTİYANLIK`TIR.

AMERKAN UYGARLIĞI, Hıristiyan Kilisesi`nin etkisi altında, öz sınırlarımızın içinde kalan özel bir kimliğe kavuşmuştur. Bugün dünyayı tehdit eden tek EMPERYALİST ÜLKE SOVYET RUSYA`DIR. Sovyet yönetiminin amacı bütün dünyayı komünizm uğruna ele geçirmektir. Önce SOVYET YAYILMASINA BİR SON VERMELİDİR. Elimizde atam bombası gibi müthiş bir silah ve bir o denli güçlü hava ve deniz kuvvetleri varken, savaştan çekineceğimiz düşünülmemelidir. Bir caniyi idam etmek ahlaka aykırı değildir. Örneğin RUSYA`NIN TÜRKİYE`YE SALDIRDIĞINI DÜŞÜNELİM. AMARİAN MİLLETİ SOVYET EMPERYALİZMİNİN KARŞISINA ÇIKMAKTAN ÇEKİNMEYECEKTİR.

Bunları söyleyen WILLIAM CHRISTIAN BULLITT karşısında bu topraklarda yaşayan toplumların ne önemi vardır. Enerji ve gücü kim kontrol edecek savaşları hala şiddetini arttırarak devam etmeye karşılık IRAK –İRAN – SURİYE VE TÜRKİYE bu oyunu bozmak için iki emperyal yayılmacı ve istilacı yapılar karşısında BİRLİK OLMANIN DIŞINDA ne yapabilir. Bu bağlamda MAREŞAL GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK “BALKAN PAKTI VE SADABAT PAKTI” ile bu oyuna milli ve birlikte hareket eden “KOMŞULAR ARASI BÖLGESEL GÜVENLİK ÇEMBERİ” oluşturmak istemiştir. Bugün bu topraklarda yaşayanlar kan ve gözyaşından başka ne gördüler. Yer altı kaynaklarını ellerinden aldılar, silah sattılar, paralarına para güçlerine güç katan “VAMPİR KAN EMİCİLERİNE” kul köle oldular. Buna dur diyen ve örnek olan MAREŞAL GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK`E KİMLER SALDIRIYOR FARKINDA MISINIZ? İŞTE ONLAR HALA AKILLANMAMIŞ KUL KÖLE OLMAYI KABU LETMİŞ “MANKURTLAŞMIŞ – MANKAFA” olarak yeni köleler arayan ve sahibine götüren yapılar olmayı bir ATATÜRK GENÇLİĞİ olarak kabul etmiyorum.

ÖZGÜR OLMAK VARKEN KİM KÖLE OLMAYI KABUL EDER?

ALLAH (TANRI) EMRİ NİSA SÜRESİ 58. AYET HERŞEYİ ANLATIYOR:

“HABERİNİZ OLSUN Kİ ALLAH SİZE ŞUNLARI EMREDİYOR.

1: EMANETİ EHLİNE VERİİNİZ.

2: İNSNLAR ARASINDA HÜKÜMETTİĞİNİZ ZAMAN ADALETLE HÜKMEDESİNİZ.

HAKİKAT ALLAH SİZE EN GÜZEL ÖĞÜT VERİYOR.

ŞÜPHESİZ ALLAH Kİ HERŞEYİ İŞİTENDİR VE GÖRENDİR. NOKTA

Saygılarımla… Bütün insanlarla ve canlılarla dost olabilirsiniz. Fakat birinin koruyuculuğu altına girerseniz özgürlüğünüzü kaybedersiniz. DOSTLUK KARŞILIKLI GÖNÜL BAĞINA BAĞLIDIR. KORUYUCU İSE MADDEYE BAĞLIDIR. ORDA İNSANA DEĞER YOKTUR. GÜÇ VE KUVVETE TAPINMA VARDIR NOKTA… ata mirası ulus… murat akbaş

Kaynakça: TÜRKİYE`NİN SİYASİ İNTİHARI YENİ - OSMANLI TUZAĞI – CENGİZ ÖZAKINCI – OTOPSİ YAYINLARI

SURELERİN İNİŞ SIRASINA GÖRE KUR`AN-I KERİM MEALİ – PROF DR. YAŞAR NURİ ÖZTÜRK – YENİ BOYUT

İstanbul Times / Murat Akbaş