Eski başbakan Prof.Dr Ahmet Davutoğlu Suriye rejimi 6 ay içinde yıkılacak ve biz de Suriye’ nin başkenti Şam’daki ünlü Emeviye camisinde namaz kılacağız dediği günden bu yana nerede ise 6 sene geçti.

Rejim Çökmedi. Bizim de namaz kılacağımız Emeviye Camisi harap oldu.

İsrail’in Arz-ı Mevud’a ulaşması adına ABD. İngiltere ve Almanya Ortadoğu’ da Güçlü bir Mısır, Irak, Suriye ,İran ve Türkiye İstemez.

Batılı devletler ve İsrail Arap baharından önce zaten Saddam Hüseyin’in işini bitirmişlerdi.

Arap baharı dedikleri ve asıl amaçları uyanan Müslümanların belini kırmak olan projeyi uygulamaya koydukları sözde size demokrasi getireceğiz yalanı ile Önce Libya lideri Muammer Kaddafi’yi parçalatarak hunharca bir şekilde öldürüp Libya’nın üçe bölünmesini sağladılar.

Akabinde Mısır’ın diktatörü Hüsnü Mübarek’i devirdiler. Yapılan seçim ile halkın desteğini alan Muhammed Mursi cumhurbaşkanı oldu.

Mursi’nin halk odaklı çalışmaları ve Filistin’e destek vermesi ABD ve İsrail’i rahatsız etti.

Hemen kendi kuklaları olarak satın aldıkları Mısır Genel Kurmay başkanı Abdulmüfettah El Sisi marifeti ile El Tahrir meydanında 3.000 den fazla Mursi taraftarı Müslüman kardeşler üyesini kurşunlayarak katleden Sisi darbe ile iş başına geldi. Mübarek kuklası gitti Sisi kuklası geldi.

Demokrasi ve insan hakları diyen ABD ve batılı ülkeler hemen darbeci general El Sisi’yi tanıdılar.

Hatta kendi güdümlerine girip darbe yapan General Sisi’ ye para da verdiler. Bu şekilde İsrail için tehlike olabilecek en büyük Arap devleti olan Mısır’ ı kendi güdümlerine aldılar.

Sıra Suriye’ye gelince Rusya, İran ve Çin bu durumun kendilerinin menfaatlerine uygun olmadığını görünce hemen Beşar Easd’a kol kanaat gerdiler. Oysaki Ahmet Davutoğlu Esed 6 ay içinde iktidarı bırakıp kaçacak derken Amerika Türkiye’nin yanında idi. Daha sonra ne olduysa oldu ABD bizim birinci öncelimiz DEAŞ deyip Beşar ile alakadar olmak bir yana Esed ile arasında su sızmayan YPG üzerinde bir nevi Beşar Esad rejimine kol kanaat gerdi dersem de abartı olmaz. İran’da Suriye pasifize edilirse sıranın bu sefer İran’a geleceğini düşündüğü için parası ve ordusu ile bedel ödeyerek Esed rejiminin davamı için canla başla çalıştı.

Türkiye’ye Suriye olayında ilk kazığı ABD’den yedi

ABD’nin Ortadoğu’da iki önceliği var. Birincisi Amerika’yı da yöneten Yahudilerin sahip çıktığı İsrail devletinin güvenliği.

İkincisi de buradaki petrolü kontrol altına almak. Türki’nin Suriye ile 950 km sınırı varmış, Türkiye Esed’e karşı savaş açtığı için Esed gitmezse birçok sıkıntı yaşayacak olması ABD’nin umurunda değildi ve değil.

Ak Parti Hükümetleri ilk günden beri Suriye konusunda plansız hareket ediyor

Suriye’de olaylar başlar başlamaz hükümet acele ederek rejim ile ipleri kopardı. Halbuki daha temkinli hareket edilebilirdi. Bu hükümetin ilk hatası idi.

İkincisi 4 milyon Suriye’li sığınmacıya kapıları açarken iyi bir göç ve iskan politikası takip etmedi. Kilis’in nüfusu 90 bin 125 bin göçmen var. Bu dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde kabul edilebilecek bir şey değil.

Zeytinburnu ilçesinin 350 bin nüfusu var sadece parmak izi alınan 40 bin Suriyeli var. Bu sayı bir yerin konut, işyeri ve yaşam tarzını olumsuz yönde etkilemek için yeterli bir orandır.

Ak Parti’li idarecilerin çıkışları hiç makul değil

Halkın plan ve program dahilinde yapılmayan göç olayı ile alakalı endişelerini aktardığı zaman idarecilerin aklı başında bilimsel bir cevap vermeleri gerekirken şu çıkışları yapıyorlar;

*100 sene önce Suriyelilerin de başkenti İstanbul’du. Her birimiz bir yerden gedik onlarda Suriye’den geldi

*Bizim de Almanya’da 3 milyon vatandaşımız var

*Adamlar savaştan kaçmış ölün bize ne mi diyecektik

*Onlar bizim Müslüman kardeşlerimiz biz Ensarız onlar muhacir tabi ki kucak açacağız gibi halkın endişelerine çare olmayacak eylem ve söylemlerde bulunmaları yerine şunları söyleseler daha makul ve iyi olmaz mı ;

Bunlar denilmesi gerekir …

Merkezi hükümet bütün Suriyeli sığınmacılara kapıları açmalıydı. Açmak zorunda kaldığı zamanda bölgelerin nüfuslarına göre hangi göçmenin nerede yaşayacağını planlamaylıydı.

Almanya’nın işgücüne ihtiyacı var. Aldığı işçilerin tamamını kısa sürede almadı. Kendi ihtiyaçları dahilinde planlı ve programlı bir şekilde aldığı işçiler sanayileşmesini yaptı.

Biz ise 4 milyon dolayındaki çoğu niteliksiz Suriyeli’yi kısa sürede plansız bir şekilde içimize aldık.

Onlardan istifade etmek yerine cebimizden 30 milyar dolar para harcadık.

Halkımız kendi yaşamını değiştiren sığınmacıların planlı alınmadığından şikayet ettikçe yöneticilerimiz evet haklısınız biz bu konuda iyi bir planlama ve iskan politikası uygulayamadık bundan dolayı sizlerin yaşamı olumsuz yönde etkilendi en yakın zamanda 6 yıldır yapamadığımız planlamayı yapacağız demeleri gerekirken halen akla v e mantığa hitap etmeyen sözler ile soruna çare olacaklarını düşünmeleri ileride daha büyük ve telafisi zor sorunlar yaşayacağımıza işaret ediyor.

Ülkemize 4 milyon sığınmacı var ise ve ülke nüfusumuz 80 milyon olduğu için her ile kendi nüfusunun % 5 i kadar sığınmacıyı oraya gönderecek. Kilis’in nüfusu 90 bin iken orada 125 bin sığınmacının yaşaması demek orada sosyal hayatın felç olması demektir. Orada 90 binin % 5’i 4.500 kişi yapar bu sayı Kilislileri rahatsız etmez.

Ama nüfusun 1.5 misli sığınmacı alırsan kendi vatandaşın orada azınlık olur. Yıllar sonra onlara vatandaşlık da verdiğin zaman burası Suriye ye ait diyebilirler.

Bir yerleşim yerinin nüfusu anında % 15 artarsa orada bir çok sosyal olay yaşanır.

Örnek vermek gerekirse yıllarca Zeytinburnu’nda 500 TL kira verip ikamet eden bir komşumuz eski evinde çıkmak zorunda kalırsa yeni kiralar 1.500 TL dedikleri zaman mecburen Başakşehir ilçesinin varoş mahallesi olan Güvercintepe de 600 TL ye ev tutarak oraya taşındı. Yol zorluğu ve yıllarca yaşadığı komşularını ve çevresini terk etmek zorunda kaldığı zaman varın yaşanan sosyal çöküntüyü siz hesap edin.

Ak Parti Acilen Halktan Özür dilemeli ve sorunu hemen planlamalıdır

Ak Parti yöneticilerinin henüz halk nezdinde kredileri var. Biz sığınmacılar konusunda hata yaptığımızı söylersek sorun yaşarız tezinden acilen vaz geçmeleri gerekir. Halka sizden özür dileriz. Biz Suriye olayı 6 ayda çözülür ve gelenler burada henüz bir yaşam kurmadıkları için % 80 ‘i döner diye düşündük ama 6 yıldan fazla süre oldu iç savaşın biteceği yok.

Politika değişikliğine gideceğiz 4 milyon göçmenin 1milyonunu bir şekilde Avrupa ülkelerine gitmeleri için çalışma yapacağız . 1 milyonunu Özgür Suriye ordusu ile aldığımız yerlere yerleştireceğiz. Kalan 2 milyon sığınmacıyı da hangi ilimizin iş gücüne ihtiyacı var ise oraya yerleştireceğiz denilerek halkın bu konuda ki endişeleri giderilmelidir.

İstanbul’un 37 ilçesinde yarın referandum sandığı önünüze gelirse evet mi hayır mı diyeceksiniz diye 3.124 seçmene soru sorduk. Bunların içinde çoğu Suriyeli sığınmacılardan dolayı HAYIR diyeceğini söylemişti.

Hükümet bu konuya bilimsel ve aklı başında bir çözüm üretmez ise demedi demeyin Mart 2019’ da yapılacak olan yerel yönetim seçimlerinde İstanbul’un bir çok ilçesi ve Büyükşehir’de belediye seçimlerini bu sorundan dolayı kaybedeceğini daha şimdiden söylersem kimse bana gönül koymasın.

Asgari ücret 950 TL den 1.404 TL olmuş ama ev kirası 500 TL den 1.500 TL ye çıkmış bu olaya sebep olan siyasi parti bu fahiş değişikliği seçmene anlatamaz.

Türkiye’nin şuan en önemli sorunu SIĞINMACI SORUNU dersek bu abartı değil.

İstanbul’da bunu olumsuz sonuçlarını yaşamayan çok az kişi olduğunu yaptığımız sokak röportajlarında kendi gözlerim ile gördüm.

Refrandum’da en az seçmeni n % 5 ‘ i yanlış iskan politikası yüzünden hükümete evet oyu vermediği ile alakalı elimde doneler var. Bu bilgiler hükümette de var ama bir şekil de görmedim , duymadım, bilmiyorum şeklinde artık üç maymunu oynayacak zaman geçti.

Açık ve seçik bir şekilde Suriye konusu ile alakalı yaptığı hatadan dolayı halktan özür dileyecek. Küçük bir esnaf olarak ödeyeceğim vergilerim için mutfağımda kesinti yapıp vergi ödüyorsam bu paradan 30 milyar doların SURİYELİ sığınmacılara harcanmasını istemem .

Bu para ile 3.köprüyü yapın ve kamyoncu esnafından 135 TL almayın ve köprü iş yapsın diye yolunu da 100 Km uzatmayın.

Bizim vergileri Suriyelilere harcayın. Sonra bizim paralarımız ile yap işlet devret modeli ile yol köprü yapın ve halkı müteahide ezdirin bunu uzun süre yapmanız zor.

Öne alınmaz ise yerel seçimlere sadece 23 ay var. Bu süre göz açıp kapayıncaya kadar geliyor.

Hükümet benim paramdan 30 milyar doları sığınmacılar’a harcarken bana mı sordu ? Hükümet bu konuda bir referandum yapsın seçmenin % 99’u benim paramdan sığınmacılara harcama diyecektir.

Dost acı söyler Hükümet Suriyeliler konusunda acil eylem planı yapsın ve halkı tatmin edecek sözler söylesin.

Arabesk tarzındaki Ensar muhacir söylemini biryana koysun. Ne onlar muhacir ne biz Ensarız. Bizim ve onların beceriksizliği yüzünden biz de onlar rezil olmuş durumdayız diyeceğimiz yerde bu konuda rahatsızlığını dile getiren vatandaşı içi boş sözlerle durdurduğunu düşünen yöneticiler bu konuda ağır bedel ödeyeceklerini düşünmeleri gerekir.

Asgari ücretimiz açlık sınırının altında biz 30 milyar doları Suriyeli sığınmacılara harcıyoruz bu ne kadar mantıklı ?

Aslında bu konuda yazılacak daha çok şey var biz şimdilik bu kadarı ile yetinelim.

İstanbul Times / 1 Mayıs 2017