İstanbul Barosu’ndan, Çarşı’ya üye 35 kişi hakkında açılan davayla ilgili, “Bu, Türkiye’de savcıların ‘fantezilerinin’ ulaştığı son noktalardan biridir” değerlendirmesi yapıldı. Baro’nun açıklamasında şöyle denildi:

AKIL, İZAN, İNSAF

“Demokratik ve anayasal bir hakkın kullanımı kapsamında gerçekleştirilen Gezi protesto eylemlerinde yer alan Beşiktaş taraftar grubu Çarşı mensubu bazı kişilere hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs iddiasıyla kamu davası açıldığı haberi medyada yer almıştır. Kuşkusuz bu süreçte 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet, görevini yaptırmamak için direnme, mala zarar verme gibi bir takım suç oluşturan fiiller işlenmiş olabilir ve bunların somut delilleriyle ve cezaların şahsiliği ilkesi kapsamında adil bir biçimde soruşturulması tabiidir. Ancak bunların dışında, elverişli bir cebir-şiddet, elverişli icra hareketi ve buna yönelik belirgin ve doğrudan kast gibi belirli unsurlardan oluşan, gerçekleşmesi kolay olmayan TCK’nın 312’nci maddesinde düzenlenen darbeye teşebbüs gibi ağır bir suçun isnat edilmesi akıl, izan, insaf ve hukuk ile izah edilemez.  Burada amaçlanan olsa olsa bir yandan darbeye teşebbüs gibi ağır bir fiili basitleştirip sulandırmak, bu yolla toplumsal korkuları tetiklemek, ileride benzer demokratik protesto haklarının kullanılmasında ortaya çıkabilecek polis şiddetini meşrulaştırmak ve topluma gözdağı vermektir. Bilinmelidir ki hukuk, bu tür amaçlar için kullanılamayacağı gibi, savcıların kamu davası açma hakkı da sınırsız ve keyfi olmayıp, mantık ve hukuk kuralları ile sınırlıdır. Bir başka ifadeyle her ne kadar mahkemeler, iddianamede belirtilen hukuki niteleme ile bağlı olmasalar dahi bu husus savcılara fiili diledikleri şekilde niteleme hakkı vermez. Bu niteleme ancak ilgili suçun unsurları kapsamında yapılabilir. Nitekim CMK’nın 170’inci maddesinin 3/h ve 4’üncü fıkraları, şüphelilere yüklenen suçun, mevcut delillerle ilişkilendirilerek unsurları itibariyle nasıl oluştuğunun gösterilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu zorunluluğu bilerek yerine getirmemek, görevi kötüye kullanma suçunu oluşturur. Olayların TCK’nın 312’nci maddeyi oluşturamayacağını Hukuk Fakültesi 2’nci sınıf öğrencilerinin dahi bilebilecek durumda olması karşısında savcıların bunu bilmemesi düşünülemez. Burada mahkemenin CMK 174’üncü madde uyarınca, CMK 170’nci maddeye aykırı olarak düzenlenen bu iddianameyi iade hakkının bulunduğunu anımsatmak isteriz.”  

İddianame kabul edildi

Çarşı grubuna üye Cem Yakışkan, Bülent Ergenç, Erol Özdil, Güray Sözmen’in de aralarında bulunduğu 35 kişi hakkındaki iddianame İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. İlk duruşma 16 Aralık’ta yapılacak. Şüpheliler için, hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs suçlamasıyla ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası isteniyor.


Editör: TE Bilisim