Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Sekreteri Mustafa Destici, "Darbe anayasası tamamen değişmeli, bu mümkün değilse bu paket geçmeli'' dedi. Destici, karakol baskınları konusunda ise, ''Koruyamacağın karakolun orada ne işi var." diye sordu.

 

Gündemdeki konuları Cihan Haber Ajansı'na değerlendiren Destici, parti olarak arzularının cunta ürünü olan 1982 Anayasası'nın topyekûn değişmesi olduğunu söyledi. Destici, "Bu mümkün olmuyorsa, paket bu haliyle Meclis'ten geçmeli." dedi.

 

BBP olarak kırmızı çizgilerinin PKK'nın sözcüsü durumunda olan BDP ile hükümetin birlikte hareket etmemesi olduğunu dile getiren Destici, "BDP, referandumda AK Parti'nin yanında olursa biz paketten desteğimizi çekeriz." açıklamasını yaptı. Destici şöyle konuştu: ''Parti olarak Anayasa'nın tamamının değişmesini savunuyoruz. Bu bir cunta anayasasıdır. Bu yapılamıyorsa milletin lehine, demokrasinin önünü açacak şekilde bir paket hazırlansın istedik. Bizim de bazı önerilerimiz pakette yer aldı. Bundan dolayı destek verdik. Ancak bizim kırmızı çizgimiz paketi Meclis'e taşıyan AK Parti'nin BDP desteğine ihtiyaç duymadan hareket edebilmesidir. Referandumda da BDP'nin desteğine ihtiyaç duymadan hareket ederse biz yine paketin yanında oluruz. İnşallah Meclis’te sırf siyasi çekişmeler uğruna milletin seçtiği vekiller eliyle paket engellenmez. Meclis'de oylamalar tamamlanır ve TBMM'den geçer.''

 

 

MECLİS MİLLETTEN ALDIĞI YETKİYİ KULLANAMIYORSA ÇEKİLSİN!

 

Destici “Burada yetki Meclis'e veriliyor o da “ben almak istemiyorum” diyor. O zaman bu Meclis'i boşaltın. Bu yetkiyi milletin adına almışsın. Milletin hayrına olan değişiklikler var bunları nasıl izah edeceksin.'' dedi.

 

1980 darbesini yapan ve özellikle milliyetçi camiaya büyük zarar veren darbecilerin yargılanmasının önünü açacak maddenin oylanmasına milliyetçi tabana sahip partilerin destek vermeyişini de eleştiren BBP'li Destici, ''Bunu nasıl izah edecekler. 12 Eylül'ün mağduru tabana sahip partiler bunu nasıl izah edecek. Bu kimden gelirse gelirsen ister CHP isterse de Ak Parti bunu teklif etmiş olsun… Bu zulmü, bu işkenceyi yapanlar mutlaka yargılanmalı. Bunun lehinde oy kullanmayanlar bunun karşısında duranlar camialarına bunu nasıl izah edecekler. Siyaset milletin lehine olacak yasaların yanında olmaktır.'' ifadelerinde bulundu.

 

KORUMAYACAĞIN KARAKOLUN ORADA NE İŞİ VAR?

 

Tunceli'deki karakol baskınına da değinen BBP Genel Sekreteri Destici, "Koruyamayacağın, ulaşamayacağın, irtibat kuramayacağın yerde; karakolun ne işi var?'' diyerek oralara asker konuşlandırılmasını eleştirdi.

 

Destici, ''Ulaşılamayan karakolda, o çocukların ne işi var. ‘Ölüme terk ediliyor’ gibi bir algılamaya da fırsat verilmemelidir. 12 saatte oraya ulaşılamıyor. Bunun hesabı millete verilmeli. Mehmetçiklerimiz orada kaderine mi terk ediliyor. Bütün teknik imkânlara rağmen ülkenin en büyük bütçesi ayrılmışken neden oraya ulaşılamıyor. Açık bir ihmal olduğu izlenimi oluşuyor. Burada bir ihmal varsa, bu ihmali işleyenler millete hesap vermeli. Başka ülkelerde olsa Jandarma Genel Komutanı, Genel Kurmay Başkanı, İçişleri Bakanı istifa ederdi. Ama maalesef Türkiye'de bu tür şehit vermelere millet alıştırıldı.'' şeklinde konuştu.

 

 

TERÖRLE MÜCADELEDE MOBİL KARAKOLLAR ŞART

 

Destici, sınır bölgelerinde karakolların mobil hale getirilmesi gerektiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz BBP olarak hazırlamış olduğumuz raporda şunları da söyledik: Uçlardaki karakollar kaldırılsın bunlar hedef oluyor. Evlatlarımızın şehit olmasının önüne geçilemiyor. Karakollar mobil olsun. Profesyonel askerler terörle mücadele etsin. Yanaşık düzen eğitimi almış askerlerimiz oraya gönderilip göz göre göre teröristin önüne atılmasın… Gül demetleri gibi kucağımıza verilmesin. Daha profesyonel askerler; mobil olarak mücadele etsin. Korunamayacak ve anında yardım götürülemeyecek karakollar kaldırılsın."

 

“Samsun’daki şehit cenazesinden sonraki gelişen olaylara değinen BBP Genel Sekreteri Mustafa Destici; “ Elbette şehitler bizleri ve milletimizi derinden sarsmaktadır. Şehit cenazelerinde insanlarımız duygu patlaması yaşıyorlar. Buna hoşgörü ile bakılmalıdır.

 

Milletimizin şehitlerimizi bağrına basarak onlara sahip çıkmaları, büyük Türk Milletinin yüksek karakterinin tezahürüdür. Beklentimiz şudur ki; Hükümet ve güvenlik güçlerimiz gerekli tedbirleri alarak inşallah bizlere tekrar böyle acılar yaşatmazlar. Bütün şehitlerimizin önünde saygı ile eğiliyor, onları rahmet ve şükranla anıyoruz. Ailelerine ve Büyük Türk Milletine başsağlığı diliyoruz.

 

Editör: TE Bilisim