İstanbul Times Tv olarak her hafta Avrasya Hospital’in sağlık sohbetlerine konuk oluyoruz.Bu sohbetlerde her hafta önemli bir konu hakkında halk bilinçleniyor.Tamamen ücretsiz olan bu sohbetlerin sonunda  katılımcılar alanında uzman doktorlara kafalarına takılan her türlü soruyu da sorma imkanı elde ediyor.
 
İstanbul Times Haber Merkezi
 
 Bu Haftaki Sağlık Sohbetlerinin Konusu;Yaz Enfeksiyonları
 
Avrasya Hospital hekimlerinden  İç Hastaliklari Uzmani Dr. Metin Yegen bizlere yaz enfeksiyonlarını anlattı.


 
 
Bugünlerde tam kışın gribinden, soğuk algınlıklarından, baharın alerjilerinden kurtulduk derken bu kez de yaz enfeksiyonları ile karşı karşıyayız.
 
Her mevsimin ayrı bir güzelliği vardır. Belki, bu sözü "her mevsimin ayrı bir hastalığı vardır" diye değiştirsek pek de yanlış olmaz. Yaz deyince de İlk başta enfeksiyon hastalıkları akla geliyor tabiki.
 
Her ne kadar saymakla bitmeyecek kadar çok ihtimal varsa da kısaca en sık görülenleri derlemeye çalıştık.
 
Hepatit A:
 
Hepatit A virüsü, en fazla kirli sulardan geçtiği için yaz aylarında bu hastalığa yakalanma sıklığında artış görülüyor. Mikroplu, iyi yıkanmamış yiyecekler de hepatit A'nın önemli bir bulaşma yolu. Havuz ve deniz suyundan da virüs alınabiliyor. Ayrıca midye ve istiridye gibi deniz mahsüllerinden de hepatit A geçebiliyor. Hepatit A virüsünün kuluçka dönemi kısa. Belirtileri de kendisini somut bir şekilde gösteriyor. Kişilerin renginde solukluk, sararma, aşırı halsizlik, bulantı, ateş ve idrar renginde koyulaşma oluyor. Hastalık genelde kolayca tedavi edilebilse de nadir bazı vakalar, ciddi sonuçlar da doğurabiliyor. Hepatit A, aşısı olan bir hastalık. Bu nedenle özellikle bebeklere aşılanma tavsiye ediliyor. Açıktan su içmemek, açıkta satılan yiyecekleri tüketmemek, el hijyenine çok dikkat etmek koruyucu önlemlerin başında sıralanabileceklerden bazıları.

Sindirim sistemi enfeksiyonları:



  Bilindiği gibi insanlar yaz aylarında sıcaklar nedeniyle kışa göre daha fazla su tüketiyor. Ve yazın mikroplu suların içilmesi ya da bu sularla yıkanmış sezbelerin meyvelerin tüketilme ihtimali çok fazla. E.Coli, Cryptosporidium, Giardia, Salmonella ve Shigella yaz aylarında en çok karşılaşılan mikroorganizmalar. Sıcağın da etkisiyle hızla yayılıyor ve sindirim sistemini etkiliyorlar. Bulantı, kusma ve ishale yol açıyorlar. Hijyene dikkat edilmeden hazırlanan süt ve süt ürünleri, kremalı, mayonez, pişirilip uygun koşullarda saklanmayan et ve deniz ürünleri de yaz aylarında sindirim sorunlarına neden olabiliyorlar. Korunmak için yiyecek ve içeceklerin hazırlanmasından sunulması ve saklanmasına tüm aşamalarda hijyene çok dikkat edilmeli. Eller sık sık yıkanmalı, açık sular içilmemeli, riskli yiyecek tüketimi en aza indirilmeli.
 
Kulak enfeksiyonları:

       Yaz mevsiminde kulak enfeksiyonları, özellikle havuz seven kişilerde sıklıkla görülüyor. Dış kulak iltihabı en çok rastlanan problemlerin başında geliyor. Dış kulak yolunun normalden daha fazla ıslaklık ve neme maruz kalması bunun en önemli nedeni.  Ayrıca temiz olmayan havuz ve deniz suyu da enfeksiyonlara yol açabiliyor. Kulak yolu ıslak olduğu için cildin koruyucu bariyeri de özelliğini kaybetmiş oluyor. Kirli sularda bulunan bakteriler, kulak yoluna girerek kolayca enfeksiyona neden oluyorlar. Bu sorunlar tedavi edilmedikleri takdirde işitme kaybına kadar varan sorunlara yol açabiliyorlar. Havuz ya da denizden çıktıktan sonra baş gösteren kulak ağrısı enfeksiyonun en önemli belirtisi. Belirti hissedildikten sonra hemen uzmana başvurmak gerekiyor. Özellikle havuz hijyenine çok dikkat etmek gerekiyor. Temizliğinden emin olunmayan havuzlara kesinlikle girilmemeli. Denizler için de aynı şey geçerli. Kirli plajlar ve atık suların karıştığı deniz suyu enfeksiyonlara yol açıyor. Ayrıca sudan çıktıktan sonra, kulak pamuğunu kulağın içine sokarak temizleme işlemi bakterilerin kulağın derinlerine ilermesine neden olduğu için sakıncalı. Bone kullanmak da, kulak enfeksiyonlarından korunmak için önemli. Daha önceden enfeksiyon geçirenlerin bu konuda daha hassas olmasında yarar var.

Göz enfeksiyonları:

       Göz enfeksiyonları kendilerini kızarıklık, çapaklanma ve sulanmayla belli ediyorlar. Ğörmede bulanıklık da ortaya çıkabiliyor. Bazı durumlarda, ateş gibi, kırıklık gibi üst solunum yolu enfeksiyonuna benzer belirtiler de görülebiliyor. Yaz aylarında, güneş de gözlerde problemlere neden olabiliyor. Çünkü, güneş ışınlarının korneada enfeksiyonların yanı sıra göz içi merceği ve retinada da tahribatlara yol açabiliyor. Gözler söz konusu olduğunda bunu da hatırlatmak da fayda var. Göz enfeksiyonlarından korunmada, tüm diğer enfeksiyonlarda olduğu gibi havuz seçimine dikkat önem taşıyor. Ayrıca su geçirmeyen yüzücü gözlüğü de kullanmak gerekiyor.  Gözleri güneşten korumada kaliteli güneş gözlükleri kullanmak büyük önem taşıyor. UVA ve UVB ışınlarını geçirmeyen gözlükler gözleri ışınlar nedeniyle kaynanaklanan bütün hastalıklardan koruyor.
İdrar yolu İnfeksiyonları: 

       Yüzme havuzları ve kirli denizler özellikle kadınlarda sık idrar yolu enfeksiyonlarına da neden olabiliyor. İdrar yaparken yanma, sızlama, sık sık idrara çıkma, kaçırma, kasık ağrısı gibi bulgularla sistit ve ilerlemiş tablolarda ateş, bulantı, kusma, yan ağrısı ile komplike idrar  yolu infeksiyonları bu grupta yer alıyor. Boşaltım sisteminde anatomik anomaliler, böbrek taşları, idrar sondası varlığı, şeker hastalığı, hamilelik, yaşlılık gibi faktörler bu infeksiyonlara yatkınlığı artırırken kadınlarda daha sık gözlemleniyor. En sık etken bağırsak florasında bol miktarda bulunan ve tuvalet temizliği veya cinsel ilişki sonra dışkı bulaşı ile infeksiyon oluşturan E.coli olarak biliniyor. Yaz aylarında sıklığı artan bu infeksiyonlardan korunma için; genital bölgenin nemli kalmasına izin vermemek (ıslak mayo ile uzun süre oturmaktan kaçınmak, pamuklu çamaşırlar kullanmak,  tuvalet temizliği sırasında “önden arkaya” doğru temizlik yapmak), idrarı tutmamak, bol su içmek ve idrar hissi varsa beklememek, cinsel ilişki sonrası idrarı boşaltmak, hergün iç çamaşırı değiştirmek en temel korunma yöntemlerini oluşturuyor.
 
Mantar İnfeksiyonları:

       Sıcak, nemli, kapalı ortamda etken mantar infeksiyon sıklığı arttırıyor. Islak mayoyla uzun süre beklenmesi genital bölgelerinde mantar infeksiyonlarına neden olabiliyor, bu durum ayak parmak araları ve kasıklar gibi kapalı kalan infeksiyona elverişli bölgeler için de geçerli.Yaz aylarında pamuklu iç çamaşırları giyilmesi ile havuz ve deniz sonrasında ıslak mayoların hemen değiştirilmesi gerekiyor. Denetimin yapıldığı, hijyen kurallarına uyulan havuzlar tercih edilmesi öneriliyor. Mantar riski açısından duş sonrasında cildin iyice kurulanması gerekiyor.
 
Solunum yolu hastalıkları:
 
       Yaz aylarında bakım ve dezenfeksiyonun uygun olmadığı oteller vb toplu yaşam alanlarında su ve klima sistemleri ile ilişkili yayılan Legionella pnömonisi bir diğer infeksiyon hastalığı. Ateş, halsizlik, öksürük, balgam çıkarma gibi semptomlarla ağır seyredebilen bir tablo ile karşımıza çıkıyor. Merkezi klima tesisatının su haznelerinin düzenli bakımının yapılmamasından kaynaklanmakta ve “klimalarla bulaşan infeksiyon” olarak bilinmekte. Solunum yolu ile bulaşan bu etkenden korunmada bu tür merkezlerin periyodik bakımlarının yapılması öneriliyor.
 
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi :



Özelikle piknik ve kırlarda bulunmak sonrası kene tutunması ile bulaşan bir infeksiyon hastalığıdır. Yaz döneminde sıklığı artıyor. Elbette ki, her kene tutunması ile bu infeksiyon bulaşmıyor. Özellikle İç Anadolu, Karadeniz bölgesi güney kısmı, Doğu Anadolu bölgelerinde kırsal alanlar riskli bölgeleri oluşturuyor. Ateş, halsizlik, kas eklem ağrısı, baş ağrısı, bulantı kusma ve ileri aşamalarda kanamalarla seyreden hastalık tablosu şeklinde seyrediyor. Böcek kovucu kremler, korunaklı giyinmek, piknik dönüşlerinde tüm vucudun kontrol edilmesi, tutunan kenenin dikkatli şekilde uzaklaştırılması korunmada önemli basamakları oluşturuyor.
 
Kaynak;İstanbul Times Haber Ajansı(İTHA)
Editör: TE Bilisim