Türkiye de büyük tartışmalara sebebiyet veren “Diktatör” tartışması Nuh Gönültaş adlı şahsın katıldığı bir tv kanalındaki tartışma ile beraber alevlenmişti. Nuh Gönültaş Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a atfen “Ona diktatör gömleği dikildi, oda üstüne giydi.” demiş ve Erdoğan’ın diktatörce davrandığını ima etmişti.

Bunun üzerinden 10 gün geçmedik ki Ak Parti İstanbul il başkanlığı bir iftar tertip etmiş ve malum şahsa da davetiye gönderilmişti. Malum şahıs tereddüt etmeden “Diktatör” dediği adamın yemeğine icabet etmişti. Nuh Gönültaş ismi ön plana çıktığı için onun üzerinden yazıyorum, onun dışında geziye destek veren ve alenen provokatörlük yapan yüzlerce isim iftara davet edilmişti. İşte bu isimler tartışma konusu olmuştu. Peki davet eden mi, davete icabet eden mi hatalı? Tüm bu tartışmalara bir açıklık getireyim.

NUH GÖNÜLTAŞ’IN DAVETE İCABET ETMESİ ONURSUZLUK MU?

Ben davete icabeti gayet makul karşılıyorum. Çünkü Hz Muhammed (sas) “Davete icabet edin.” Buyurmuştur. Hatta öyle ki; kendisine ayan edilmesine rağmen kendisine kuyu tuzağı hazırlayıp onu yemeğe davet eden müşrikin davetine gitmiş ve Müşrikin evine yaklaşınca Allahın (cc) oradan dön emri alınca dönmüş ve Allah bununla bir mucize oluşmasını sağlamıştı.

Çünkü Hz Muhammed’in (sas) yarı yoldan döndüğünü öğrenen müşrik, hiddetle Hz Peygamberin peşinden gitmiş ve kendi kazdığı kuyuya düşmüştür. Evinde ve komşularından onlarca ip (sicim) getirilmiş ve kuyunun dibine ip erişmemiştir. Bunun üzerine Müşrik; “Hz Muhammed’i (sas) çağırın o ancak beni kurtarır.” demiştir. Hz Peygamber tereddüt etmeden kendisine tuzak hazırlayan Müşrikin yardımına gitmiş ve sadece iman etmesi karşılığında kendisini çıkaracağını söylemiştir. O müşrikte bunu kabul etmiş ve onca ipin erişmediği adama iki Cihan Serveri elini uzatarak kuyunun dışına çıkarmıştır. Müşrik kuyudan çıktığı an Hz Muhammed Mustafa (sas) “Şüphesiz ancak sen bir sihirbazsın!” demiş tekrar inkâra dönmüştü.

PEYGAMBERİMİZ KENDİNİ TAŞLAYANLARA DAHİ HİZMET ETTİ

Peygamberimizin (sas) misafirinin ardı arkası hiç kesilmezdi. Uzaktan yakından pek çok misafiri gelirdi. Bazı devlet ve kabilelerden özel ve resmi heyetler gelir, günlerce kalırlardı. Peygamberimiz (sas) bu misafirlerle bizzat ilgilenir, ağırlar, hizmetlerini görürdü.

Habeşistan'dan gelen heyete bizzat Peygamberimiz hizmet etti. Sahabîler,

"Siz bırakın, yâ Resulallah, hizmeti biz görürüz" dediler. Peygamberimiz, "Onlar daha önce bizim arkadaşlarımıza ikram etmişlerdir. Şimdi ben de bu hizmetlerinin karşılığını vermekten zevk duyuyorum." buyurdu. Taif'ten gelen Sakif heyetini, mescitte misafir etti, ağırladı. Yine hizmetlerini kendisi gördü. Daha sonra onlar hep beraber Müslüman olarak yurtlarına döndüler. Peygamberimiz (sas)'in kendi evi misafiri kabule müsait olmadığı zamanlar, Ensardan Remle ile Ümmü Şerik'in evi misafirhane vazifesini görüyordu. Bu kadınlar iyiliksever, cömert kimselerdi. Bazen gelen misafirler o kadar çok olurdu ki, hizmetlerini rahatça görmek için böyle misafir evlerine taksim edilirdi.

Peygamberimiz (sas) misafir konusunda din ayırımı yapmazdı. Herkese aynı yakınlık ve iyiliği yapar, aynı nezaket ve anlayışı gösterirdi.

İSTANBUL İL BAŞKANLIĞININ YÖNETİCİLERİ ÖZENSİZ


İftar yemeği başbakanlığın tertibi değildir, bu tertip Ak Parti İstanbul il başkanlığının tertibidir. Hangi amaçla başbakana hakaret eden, geziye destek veren ve günlerce annemize sinkaf edilmesine sebep olan insanlara ak Parti iftarına davet edildi ?

Uğruna “ölmeye hazırız” dediğimiz Recep Tayyip Erdoğan ile bu kişiler neden yan yana getirildi. Bunlar neden yapıldı bilemem ama davet listesi gayet özensiz olduğunu söyleyebilirim. Çünkü İstanbul Türkiye’nin özetidir. Türkiye’nin özeti de seçkinci zümre değildir. O iftara özel davetiye ve rezervasyon eklenerek bu seçkinliğe işaret edilmiş ve adeta normal gelenlere akredite uygulanmıştır.

Sıradan vatandaş akredite olmadığı için kapıdan döndürülmüş ve bazıları ağlatılmıştır. Oraya gelenler Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a muhabbetlerinden dolayı gelmiş ve seçkinlerin bulunduğu salona alınmamıştır. Bu ise Türkiye’nin özeti olan İstanbul halkında infiale sebep olmuştur.

Bazı gazetecilerin provokatörlere karşı tepkileri ise Ak partili bir vekil tarafından; “Çağrılmadığı için alınanlar, yarın İstanbul il başkanlığının ev sahipliğinde gerçekleşen Bahçelievler iftarına buyursun denilmiş ve gülümseme işareti ile alay edilmiştir.

Gazetecilerin ve alınganlık yapanların sanki yemek için alınganlık yaptığı iması çirkin ve yakışıksızdır. Alınganlık söz konusu değil, söz konusu olan annelerimize sövülmesine sebebiyet veren provakatörlerin uğruna ölmeye hazırız dediğimiz başbakanımız ile yan yana getirilmesidir. İstanbul il başkanlığı bu özensizliği ile başbakanın sevenlerini rencide etmiştir.  


İstanbul Times / Hekimoğlu Süleyman Özcan