23 Haziran’a değin birçok olaylar yaşandı. Demokrasi mücadelesi, değişimi getirdi.

Şimdi sıra farklı yüzlerde, farklı yönetimlerde…

*

Ufaktan yakın geçmişe gidelim, üstünden hızlıca geçelim.

17 Nisan’da Ekrem İmamoğlu’na mazbatası verildi ve her şey güzel olarak sona ermişti.

Ta ki 6 Mayıs’a kadar. Altı Mayıs akşamı Ramazan ayının ilk iftarında yendi İmamoğlu’nun hakkı…

AKP’nin itirazları değerlendirip, karara bağladı. YSK mazbatayı geri aldı, seçimi 23 Haziran’da yenilemek üzerine kararını verdi. Bunun üzerine yeni bir mücadelenin adımları atılmaya başlandı.

İlçe ilçe yapılan mitingler…

Ev ziyaretleri…

Meydanlarda hiç görülmemiş kalabalıklar…

Tarih yazacak dediğimiz anlar…

Kendimizi gülmekten alıkoyamadığımız trajik durumlar…

Bir gencin : “ her şey çok güzel olacak Ekrem abi.” Demesi ile dillerde, afişlerde, tweetlerde her yerde “ Her şey Çok Güzel Olacak.” Cümlesi…

*

Şimdi de yakın geçmişten hızlıca çıkalım.

Hem Ekrem İmamoğlu Hem de Binali Yıldırım cephesinde ki heyecanlı bekleyişin son günü 23 Haziran geldi çattı.

İstanbul sandığa gidip vicdanını sorguladı. Cevabını verdi.

Ve çıkan sonuçta vicdan sınavına yenilmediğinin göstergesi oldu.

*

23 Haziran ezber bozdu.

31 Mart seçimlerinde sonuç:

İmamoğlu yüzde 48.79 - Yıldırım yüzde 48.63 idi.

23 Haziran seçimlerinde sonuç ise:

İmamoğlu yüzde 54,21 – Binali Yıldırım yüzde 44,99.

Fark ortada.

25 yıl sonra devran döndü.

E o ceket boşuna çıkmadı. O kollar da boşuna sıvanmadı.

*

Peki, bu yenilgi kimi yenilgisi?

Sayın Binali Yıldırım mı? Yoksa Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın mı?

Seçim süreci boyunca Binali Bey’den çok Sayın Cumhurbaşkanı’nı gördüğümüz, yönetmen koltuğunda oturanın o, yardımcı oyuncunun da Sayın Yıldırım olduğunu bildiğimiz için kaybedenin asıl Erdoğan olduğu gözüküyor.

Bu geçen süreçte ona bir sürü damga yapıştırdılar:

“İllet” dediler.

“Zillet” dediler.

“Hain, Çöp, Hırsız, Yalancı, Rum, Yunan, Pontuslu” dediler.

“Valiye it dedi.” Suçlamalarında bulundular.

Halk sıkılmıştı artık bu kötü dilden. Kendilerine verdikleri zararlardan…

Tüm bunlara rağmen yine de;

Umut kazandı.

Paylaşım kazandı.

Dayanışma kazandı.

Dostluk kazandı.

Sevgi kazandı.

Demokrasi kazandı.

*

Geleceği daha iyi, daha güzel gördüler. Ve İmamoğlu’nu başkan yaptılar.

Neden mi İmamoğlu dediler?

Neden mi Başkan yaptılar?

Şeffaflıktan.

Neden mi?

Kadına değerinden.

Neden mi?

Öğrenciye ilgisinden.

Neden mi?

İşçisine düşkünlüğünden.

Neden mi?

İşsizine üzüldüğünden.

Neden mi?

Önyargılı olmadığı için.

Neden mi?

Kucaklaştığı için.

Neden mi?

Ayrıştırmadığı için.

Neden mi?

Cebi düşünmediği için.

Neden mi?

İtaat etmediği için.

Neden mi?

Sahip çıktığı için.

Neden mi?

Gülmeyi hatırlattığı için.

Neden mi?

“İnançlara saygı için geldik. Biz Mevlana’yı, Yunus Emre’yi, Hacı Bektaş-ı Veli’yi hatırlatmaya geldik.” Dediği için.

Neden mi?

Saltanat sevdalısı olmadığı için.

Neden mi?

Atatürk ilkeleriyle ilerlediği için.

Neden mi?

Partizan bir dil kullanılmadığı için…

Neden mi?

Şerden hayır doğduğu için.

Neden mi?

İnsan olduğumuzun farkına varıldığı, değerlerimizin yitirilmemesi gerektiği, önceliklerimizin olduğu hatırlatıldığı için.

Nedenler fazla mı geldi?

Dahası da var… Ama sıralamayacağım.

*

Bu güzel sebepler için Ekrem İmamoğlu’na teşekkür ederiz.

*

Şimdi sıra İmamoğlu’nda. İBB’deki israfı, şatafatı, peşkeşleri ortaya çıkaracak ve bunların önünü kesecektir.

İstanbullulara yapacağı hizmetleri vatandaş dört gözle bekliyor.

Özellikle Suriye meselesini çözmek zorunda olduğumuzun da altını çizmek isterim.

Bu 5 yılda, İstanbul’un tüm dertlerini, sorunlarını kalıcı olarak çözerek, nasıl iktidar olunacağını bir örnek olarak gösterilmesi gerektiğinin altını da iki kat çizmek isterim.

*

  1. Yıldırım’a ne mi olacak?” sorularını duyar gibiyim.

Hep birlikte bekleyip göreceğiz nerede görev alacağını.

*

Evet, zor işleri başarmak değerlidir.

Hak eden kazandı. Hayırlı olsun.

Yeni bir dönem başlıyor Türkiye’de.

Her şeyin çok güzel olmaya devam etmesi dileğiyle…

*

Yazımı sonlandırırken Yunus Emre’nin dizelerinisizlerle baş başa bırakmak istiyorum.

“Emeksiz zengin olanın

Kitapsız âlim olanın

Sermayesi din olanın

Rehberi şeytan olmuştur.”