GERÇEK HAYATTA bizlere masal anlatarak götürenlere ve buna göz yumanlara bir hikâyede bizden “KIRMIZI HORUZ`UN ÇINGIRAĞI” olarak anlatalım istedik… Artık kimin kısmetine ne çıkarsa diyerek hikâyemize başlayalım… Başka nasıl anlatalım bilemiyoruz… Fakat bizlerin götürdüğü bir şey yok belki,

“AKLINI İŞLETENLER ÇIKAR ÜMİDİYLE YAZIYORUZ… SAKIN FESAT DÜŞÜNMEYİN HA!”

Bir varmış, bir yokmuş… Bir KIRMIZI HOROZ varmış…

Horoz bir gün çöplükte eşinirken bir “ÇINGIRAK” bulmuş.

Çıngırağı gagasına takmış. “Çıngır mıngır! Çıngır mıngır!” sallana sallana dolaşmaya başlamış.

Bütün horozlar, tavuklar, kazlar, ördekler çıngırağın sesini duymuşlar.

Kırmızı Horoz`a doğru koşmaya başlamışlar.

KIRMIZI HOROZ:

“Eyvah! Çıngırağımı kapacaklar.” Demiş.

Çıngırağını çala çala KAVAK AĞACI`na koşmuş…

“Aman KAVAK, canım KAVAK! Çıngırağımı kapacaklar… Eğil de onu dalına takayım,” demiş.

KAVAK eğilmiş, masal bu ya yola devam…

KIRMIZI HOROZ, çıngırağını kavağın en yüksek dalına takmış.

Öteki horozlar, tavuklar, kazlar, ördekler bakakalmışlar.

Ertesi sabah KIRMIZI HOROZ erkenden uyanmış. “Bakayım çıngırağım ne oldu?” demiş.

Doğru KAVAĞA gitmiş…

“Eğil kavak, eğil! Çıngırağımı alayım.” Demiş…

KAVAK kızmış…

“Eğilmem,” demiş…

KIRMIZI HOROZ:

“Ben de baltaya söylerim, seni keser,” demiş.

Koşa koşa baltaya gitmiş:

“BALTA! BALTA! Kavak ağacı çıngırağımı vermiyor, onu kes,” demiş…

“Ben kavağı kesemem,” demiş…

KIRMIZI HOROZ bu sefer:

“Ben de ATEŞ`e söylerim seni yakar,” demiş…

Koşa koşa ATEŞ`e gitmiş:

“ATEŞ! ATEŞ! Kavak ağacı çıngırağımı vermiyor. Balta, kavağı kesmiyor. Şu BALTA`ı yak,”  demiş…

ATEŞ:

“Ben baltayı yakamam,” deyince, “Öyleyse ben de SUYA söylerim, seni söndürsün,” demiş…

KIRMIZI HOROZ dereye koşmuş…

“DERE! DERE! KAVAK ağacı çıngırağımı vermiyor. BALTA, kavağı kesmiyor. ATEŞ baltayı yakmıyor. ATEŞ baltayı yakmıyor. Şu ATEŞ`i söndür,” demiş…

DERE:

“Sen üzülme, ben şimdi ATEŞ`i söndürürüm,” demiş… En sonunda onu anlayan ve sahiplenen biri çıkmış… Bunun üzerine HİKÂYE bu ya;

ATEŞ korkmuş, BALTA`yı yakmaya gitmiş…

BALTA korkmuş, KAVAĞI kesmeye gitmiş…

KAVAK da korkmuş, hemen eğilmiş…

KIRMIZI HOROZ çıngırağını almış…

“Çıngır mıngır! Çıngır mıngır!” çala çala kümesine ( kendi çöplüğüne) dönmüş….

Masal bu ya “ÇINGIRAK, KIRMIZI HOROZ, KAVAK, BALTA, ATEŞ, SU (DERE), DİĞER HOROZLAR, TAVUKLAR, KAZLAR, ÖRDEKLER…. Vb… Bizim dünyamızda da yaşamaya devam ediyorlar.

 Kimileri hakkını arıyor,

Kimleri hak yeme derdinde,

Kimileri dayılarına güveniyor,

Kimileri göz korkutuyor,

Kimileri seyrediyor,

Kimileri hiçbir şeyden habersiz yaşıyor,

Kimleri ise yazıyor, çiziyor,

 Kimileri kendilerine pay çıkarıyor… uzat uzatabildiğince de ya bizler;

 “HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİMİZE NE ZAMAN SAHİP ÇIKACAĞIZ? HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?”.

Eeee benden daha fazla açıklama beklemeyin “YAŞADIKLARIMIZ VE BU HİKÂYE HER ŞEYİ ANLATMIYOR MU?

Hadi benden günah gitsin diyerek başlayalım ucundan değil mi?

HAKİKAT; güçlü olmak veya güçlünün yanında değil haklının yanında olabilmektedir keramet! Aslında güç zayıf için, zayıfta güç için vardır. Birbirini tamamlarlar. Güç ezmek için değil zayıfı kollarken zayıfta onu kollarken birlem, tek vücut olurlar hak yolunda ayrı gayrı yok olur. Bakmak ve görmek ve nerden baktığına ve nerden gördüğüne bağlı diyelim.

Bu HAKİKAT öyle bir yol ki; ne okumak yeter, ne anlamak yeter, ne yaşamak yeter, hepsini kendinde var etmek için sabırla ve sadık olarak paylaşmak gerek… Yok olurken var olmak demek, hizmet ederken gönüllere taht kurmakmış… Su serperken pişmekmiş… Sıraya girerken hak yememekmiş…

Bir de bunları bilmekle dilde söylemek gibiymiş, gönülden yapmadıktan sonra KAFDAĞI`nın arkasındaki EJDARHAYMIŞ… Her yiğit öldürmek için gitmiş fakat kimse öldürememiş… Meğer her giden EJDARHAYI öldürmüş de KENDİ NEFSİNİ öldüremezmiş… Bir bakmış ki! Ejderhanın yerini onu öldüren KAHRAMAN YİĞİTLER EJDERHAYA DÖNÜŞÜRMÜŞ… Zaman geçmiş, yollara yol eklenmiş fakat EJDERHA NAM SALDIKÇA NAM SALMIŞ… Meğer öldürmek değilmiş marifet!

MARİFET YAŞATMAKMIŞ… HAKİKAT ise SEVGİ PINARINDAN DOLMAK, İLİM DERYASINDA HİZMETÇİ OLMAKMIŞ

Saygı ve sevgilerimle… Kimileride bir miras yedi gibi bütün birikimleri yiyip bitiriyor da bana mısın demiyor? Değil mi? Peki bu ÇINGIRAĞI KİM HAKKIYLA KULLANACAK? KİM BU ÇINGIRAĞIN HAKKINI VERECEK..?

ATA MİRASI ULUS… MURAT AKBAŞ

NOT: Bu hikâye; Okumaya yeni başlayanlara el yazısı ile öyküler olarak okuyucularına hazırlanmıştır. Koca koca adamların dikkatine..!

KAYNAKÇA: KIRMIZI HOROZUN ÇINGIRAĞI – MEMDUHA ÖZYÜREK – ÖZYÜREK YAYINLARI