İstanbul Times Haber Merkezi / Yusuf Karakaş

Öncelikle Klişe bir soru ile başlamak istiyorum. Onur Demirol kimdir sizi biraz tanıyabilir miyiz?

8 Mayıs 1989 Tunceli doğumluyum. 6 yaşıma kadar Elazığ’da büyüdüm daha sonra İstanbul’a geldik. 4 çocuklu bir ailenin en küçüğü ve en yaramazıyım diyelim. Liseyi Taksim Ticaret lisesinde okudum. Koç Üniversitesi işletme-finans bölümünde okudum. Üniversitede tiyatro kulübüne yazıldım. Oyunculukla alakam böyle başladı. O şekilde derken TV ve sinema başladı.

Selena’dan sonra sizi pek fazla ekranlarda göremedik. Bu sizin tercihiniz miydi yoksa teklif mi gelmedi?

Biraz kendi tercihimdi.4 yıl kadar uzak kaldım. Askerliği aradan çıkarmak istedim. Bu süreçte biraz daha kendimi ticarete ve sosyal işlere adadım. Bu 4 yıl sonra tabi yine bir oyunculuk isteği olmaya başladı. 2014’te çiçek sepeti reklamında oynadım. Ondan sonra gelen projelerde ya proje olmadı ya da farklı sebepler gelişti.

Peki biraz eskiye gidecek olursak Selena dizisine nasıl dahil oldunuz ?

Erdem karakteri için bir seçim vardı. Ama bu birinci sezonun sonlarına doğru olduğu için bir türlü ön plana çıkamadım. Neredeyse figürasyon olarak devam ettim. Dizinin ikinci sezonunda ben reklamlara ağırlık verince yönetmenimiz sen reklam yıldızı oldun deyip üçüncü sezona beni dahil etti.

Onur için hırslı ve çalışkan diyebilir miyiz peki?

Hırslıyım, çalışkanım ama pes ettiğim yerde de tam pes ederim. Olmayacağını gördüğüm şey için fazla ısrar etmem. İnatçı bir tarafımda vardır.

Var mı peki yakın zamanda bir projeniz?

Şuan bir reklam projemiz var onun dışında bir mutfak projemiz var. Onlar için sadece biraz daha zaman bekliyoruz.

Artık ünlü isimler bile bir Youtuber gibi hareket ederek dijital ortamda bir şeyler yapmaya başladı. Sizin var mı böyle bir düşünceniz?

Ben bu işin eğitimiz almış bir insanım. Youtuber daha çok eğlence içerikli yayınlar yapıyor. Ben kendimi Televizyon kısmında görüyorum. İnternet kısmında görmüyorum çünkü bana gelen işe göre insanları sevindirmek ya da ağlatmak istiyorum. Yani kısacası Televizyon ve Sinema oyuncusu diyebiliriz bana. Aldığım eğitim neticesinde tiyatroda da etkili bir rol veremem. Youtube’da da abartılı oyunlar yapamam.

Oynamak istediğiniz bir karakter var mı?

Muhteşem Yüzyıl’da Şehzade Mustafa karakterini oynamak isterdim. O role sempatizanlığım var biraz. Üniversitede oynadığımız bir oyunda ben genelde nick name olarak Şehzade Mustafa’yı oynardım. Araştırdığım kadarıyla o karaktere daha yakın hissettim kendimi. Rol bana verilseydi elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışırdım.

O rol size değil ama Mehmet Günsür’e verildi.

Mehmet bey bu konuda gerçekten başarılı bir isim. Ama Türkiye’de şöyle bir şey var kendinden küçük çocukları oynayan kendinden büyük oynayan insanlar var. Ya da tam tersi. Günsür gerçekten rolün hakkını verdi. Halit Ergenç’te aynı şekilde. Onun dışında diğer oyunculukları abartılı buldum.

Söyleşilerimde hep Bonus sorusu olur. Şuana kadar hiç kimseye hiçbir yerde anlatmadığınız bir şeyi, bir anıyı bizimle paylaşabilir misiniz?

Bir kaçırılma olayım olmuştu. Trans birey tarafından kaçırıldım. Turizm işiyle ilgilenirken sürekli görüştüğüm mekan sahiplerinden birinin yanındaydı bu kişi. O akşam baya bir alkolün etkisiyle çıkarken bir arabaya bindim ama nasıl bindiğimi bende bilmiyorum. Bu trans birey dediğim arkadaşta bir ülkenin prenslerinden biriymiş. Cinsiyet değiştirmiş. Sabah gözümü açtığımda yalıdaydım. Ben buraya nasıl geldim diye sorarken sonra özür dilendi falan derken konu kapandı.

Mutlaka birlikte rol almak istediğiniz oyuncu(lar) var mı?

Var. Cansu Dere ve Kenan İmirzalıoğlu. İkisinin de oyunculuğunu gerçekten çok beğeniyorum. Bu kısa rol ya da uzun rol de olabilir.

Size ulaşmak zor mu peki ulaşılmaz birisi misiniz?

Ulaşılmaz biri değilim. Çünkü insanlara karşı bir saygı ve sevgim var. Düşmanım bile olsa saygı ile yaklaşan birisiyim. Tabi bazen agresifliğim tutmuyor değil. İnstagram hesabımdan bana ulaşan sevenlerim var.

Bu sektörde yaşadığınız ve unutamadığınız kötü bir anınız var mı?

Unutmadığım iki tane kötü anım var. Biri ünlü bir Yönetmenimizin benim hakkımı yiyerek kendi çocuğunu oynatması. Bu kişinin ismini vermek istemiyorum. Benim onaylandığım ve TRT 1’de yayınlanan bir dizide torpille kendi çocuğunu oynattı. O benim çok ağrıma gitmişti. Sektöre karşı bir soğukluğum oldu. Bunun torpil olduğunu set arkasında bir arkadaştan öğrendim. Sözleşmeyi imzaladığım için ben devam edebilirdim, mahkemeye de verebilirdim ama uğraşmak istemedim. Yani birde o dönemde çocuktuk. Bahsettiğim yönetmen de sektörde bilinen bir isimdi. Onun dışında kendim yazdığım bir projem oldu. TV programı. O dönemde tanıştığım rahmetli Emir Şaşmaz adlı arkadaş projemi okuyup beğendi. Sponsorda ayarladık. ATV’den biriyle de görüştük. Her şey güzel giderken ben bu arkadaşın beni dolandırdığını anladım. Yani beni yapımcı olarak gösterip paraları alıp uzaklaşmak istediğini anladım. Sonra projeyi sildim. Maalesef sektörde çok fazla dolandırıcı arkadaşlar var.

Editör: TE Bilisim