Ak Parti 4. Olağan Kongresi’nde Genel Başkan Tayyip Erdoğan’ın şiir okuyarak başladığı konuşması oldukça duygulu ve etkileyiciydi. Konuşmada özgürlük, demokrasi ve Türkiye’nin AB üyeliği projesi hakkında çok net vurgu yapılmadı.

Kürtlerle alakalı halen anadilde eğitim sözü yok. Sadece 63 maddelik metinde 21.Anadilde savunmanın sorun olmaktan çıkarılması, 22.Anadilde kamu hizmetlerine erişim.30. Kamu hizmetlerinde Kürtçe tercümanlık

Başbakanın, ülkenin girift ve kronikleşmiş sorunlarını barışçıl yollarla çözmeye çabaladığından, öncelikle “iyi niyet ve samimiyetinden” şüphe etmiyoruz.

“Biz yüzlerce adım attık, Kürt kardeşlerimden bir adım atılmasını bekliyoruz.”

Fikirlerine katılmadığımızı çok net beyan edebilirim.

Kahir ekseriyetle Kürtler oyları ve duaları ile siyasi hayatı boyunca Sayın Recep Tayyip Erdoğan şahsında Ak Parti’ye destek vermiş ve desteklemeye devam ediyorlar…

Şöyle ki; şu satırların sahibinin 87 yaşında Türkçe bilmeyen hacı Annesi beş vakit namazında evlatlarından evvel Kürtçe; “Recep Tayyip Erdoğan’ın sağlığı ve başarısı, bu ülkede yanan ateşin üzerine bir su dökülmesi, Kardeşkanlarının dökülmemesi, savaş ve çatışma ortamının son bulması, ülkenin huzur, güvene ve barışa kavuşması” için mütemadiyen dua ediyor.

Başbakanın ilk iktidar yıllarında “iktidar oldum, ancak muktedir değilim” sözleri ile derin yapılar ve askeri vesayet, bürokrasinin yönetimine iş yaptırmadığından, şikâyeti, serzenişi toplumsal algıda hemen karşılık buldu.

Bir sonra ki seçimde toplumca daha fazla destek verildi, her seçim ve referandumda Ak Parti oylarını artırdı, sonuçta yüzde elliden fazla muazzam bir desteğe ulaştı. Ülkede ne kadar seçilmiş ve atanmış makamlar varsa neredeyse tamamı Ak Parti kadrolarına teslim edildi. “Burada Kürtlerin desteği azımsanmayacak derecededir.” Kürt kardeşleriniz daha fazla ne yapsın?

Kürtlerin her zaman güven duyduğu Ak Parti döneminde Uludere faciası yaşandı. İçişleri Bakanının takındığı tavır, söyledikleri sözler Ak Parti’ye destek vermiş tüm Kürtleri çok derinden hayal kırıklığına uğrattı.

PKK ile hiçbir ortak paydaları olmayan Kürtlerde şu duygu gelişti: “Bu ülkede 89 yıllık devletin kurumsal düşüncesi Kürtlere bakışı icraatları ile belli, uygulamalarla her şey aleni ortada, ancak umut bağladığımız Ak Parti, bel bağladığımız Recep Tayyip Erdoğan Başbakandan bu neyin nesiydi?” fikri hâsıl oldu.

Kürdistan bölge başkanı Mesut Barzani şahsında ülkesindeki tüm Kürtler ha keza aleni Başbakan Recep Tayyip Erdoğan şahsından Ak Parti’ye destek veriyorlar.

Irak bölgesel Kürdistan Başkanı Mesut Barzani tüm davetlerinize icabet ediyor. Sayın Barzani; her platformda “politikalarınızın ümmetçi, insancıl, çok faydalı ve komşuluk hukukuna hizmet ettiğini güvenilir olduğunuzu söylüyor.”

Sayın Mesut Barzani ABD dâhil tüm dünyada Devlet Başkanı düzeyinde kabul ediliyor. Kürdistan bölgesi başbakanı ve yöneticileri, Türkiye’de skandal düzeyde bir diplomasi ile karşılanıyor.

Halen Türkiye’de devletin kurumsal hafızasında “Kürt” kelimesine düşman ve faşizan bir eski devlet bakışı anlayışı mevcut. Bu sapkın düşüncenin réhabilite’ye ihtiyacı vardır.

Sayın Başbakan aslında siz çok güzel izah ettiniz ilk Başbakanlık döneminizde; “İrtica aşağı, irtica yukarı” deyip size iş yaptırmayanların amaç ve gayeleri ne ise, “Kürtlerin gasp edilmiş hakları iade edilse ülke bölünür paranoyası da aynı sakat düşüncenin ürünüdür.”

Leyla Zana’dan size yönelik ”Türkiye’de barışı, ancak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan sağlar.”
sözünün karşılığı nedir?

BDP Milletvekilleri bile siyasi rekabeti bir kenara bırakıp, size her platformda zeytin dalı uzatıyor. Sırrı Sakık’ın evlat acısı halet-i ruhiyesinde “Her ülkenin bir azizi var. Kürt sorununu çözün siz ülkemizin azizi olun”

Bu sözlerin tamamı çok önemlidir. Çok derin anlamlar ihtiva ediyor.

TV programlarından biz bu kadar sayı şehit verdik, yüzlerce teröristi imha ettik kıyaslamaları ile meşgul olmanız siyasi misyonunuza yakışmaz. Fiili gerçekleri göz ardı edip. Milletvekillerinin vekilliklerini düşürme peşine düşmeniz derin uçurumlara, toplumsal bölünmelere hizmet eder. Bunlar daha önce denenmiş hatalardır. Hiçbir fayda sağlamaz.

Türkiye’de PKK ile hiçbir zerre bağlantısı olmayan tüm Kürtlerin “sizden” eşitlikçi temelde bir hak talebi var. Bu hakkın ne olduğunu en iyi bilen sizsiniz. Çünkü Kürt sorunu ile alakalı politikalarınızı 1991 Refah Partisi İl Başkanlığı döneminde raporla topluma deklere etmiş bir siyasetçisiniz. Bu konularda arifsiniz. Arife tarif ne hacet...

İstanbul Times / Maksut Konyar