Müslüman Kürt Milletine Zerdüşt Damgası Vurmak !..
 
İyiliği emredip kötülükten alıkoymak her erdemli insanın görevi olsa gerek. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan son günlerde şehit edilen askerlerimizin verdiği tarifi imkansız acıların devam etmemesi adına KÜRT annelerine artık olaya el koyun derken Şefkat, merhamet ve olaya misli ile karşılık verilip yeni acılar üretmemek için bu ateşi söndürme ihtimali olan herkes sesleniyordu.
 
Başbakan bu işin sadece silahlı güç ile de hal olmayacağına inandığı için bu konuda bir çok yöntemi deniyor.
 
Milli birlik ve kardeşlik projesine BDP ve CHP destek verseydi bugün daha iyi bir yerde olabilirdik. Bu iki Parti Ak Partinin sağlık,eğitim,ulaşım,konularında elde ettiği başarılardan sonra TERÖR konusunda da başarılı olması halinde daha SİTTİN(60) sene iktidar yüzü göremeyeceklerini bildikleri için süreci baltalamak istediler ve ne yazık ki başarılı da oldular.
 
Başbakan Erdoğan terörle mücadeleyi bir çok konuda yürütüyor.Son olarak Ulusal medya’nın sahip ve genel yayın yönetmenlerini davet edip onlarla sohbet etmesi çok doğru ve güzel bir davranıştı.
 
Ak Parti İl ve ilçe başkanlarının da kendi bölgelerinde ki yerel gazete sahip ve genel yayın yönetmenleri bir araya gelip başbakan gibi fikir alış verişi yapmaları gerekir.
 
TERÖR’ün diğer bir isteği de yaptığı eylemlerin günlerce konuşulup yazılmasıdır.İstanbul Times Gazetesi olarak bir süre önce aldığımız karar gereği mümkün mertebe PKK ile alakalı haberlere hem gazetemizde hem de www.istanbultimes.com.tr de yer vermeme kararı almıştık.
 
PKK eğer Kürtler adına bu eylemleri yaptığını söylüyorsa Yavuz Sultan Selim Han’ın KÜRT olan alim İdris-i Bitlisi’ye gerektiği zaman kendi adına ferman yayınlamak üzere verdiği imzalı belgelere baksınlar. Yine Kudüs’ü alana kadar gülmeyeceğini söyleyen Kürt asıllı Küdüs fatihi Selahaddin-i EYYUBİ’ye baksınlar. Bediüzaman Said Nursi’ nin de bin yıldır İslam’a bayraktarlık yapan TÜRK milletine kılıç çekmek isteyenlere karşı en ağır sözleri söylemiş ve kendisinden bu konuda yardım isteyenleri elinin tersi ile itmiştir.
Üstat Bediüzaman sanki bugünleri görmüş gibi ta 1900 lü yıllarda İstanbul’a gelmiş Van vilayetinde Medresetülzehra adına bir fakülte kurulması için dönemin padişahı Mehmet Reşat’tan tahsisat çıkarmış ama 1912 Balkan harbi çıkınca bu fikrini hayata geçiremiyordu. Üstat bu fakülte de Arapça’nın farz,Türkçe’ nin sünnet Kürtçenin de vacip mertebesinde uygulanmasını tavsiye ediyordu. Tabi her şeyin doğrusunu Allah bilir ama eğer o zaman bu fakülte kurulmuş olsaydı ve bir zamanlar önemli bir devlet büyüğümüzün biz Kürtlerin okumamışı ile baş edemiyoruz bir de okusalar hiç baş edemeyiz varsın Kürtler okumasın dediği bir yerde devrinin en önemli din bilgini olan BİTLİS’li said’i Nursi yüz yıl sonrasını görmüştü ama burnunun dibini göremeyenler Üstadı anlayamamışlardı. Üstat en büyük düşmanımız CEHALETTİR derken ne kadar güzel söylemiş…
   
PKK.nın Kürtler İslamiyetten önce Zerdüştü diyerek işi sulandırmak istemesi de koskoca bir dezenformasyondur. İslamiyetten önce HANİF din (Hz.İbrahim’in dini) üzerine olan minik bir grubun dışında her topluluk ayrı bir inanca mensuptu.
 
Bu mantıkla yola çıkarsanız Türkler de Budizm,Şamanizim ve başka dinlere mensuptu. İslam dininin en önemli ALAMETİ FARİKASI yani bugünkü Türkçesi ile ayırt edici özelliği İslam dinini seçen kişilerin eski inancını ayaklar atlına aldığı gerçeğidir.
 
Kürtler İslamiyetten önce Zerdüst’tü demek Hz.Ömer islamiyetten önce PUTPEREST’ti demek gibi abestir. İslamiyet kendisine intisap edilmesi ile eskiyi unutur. PKK.lılar 16 asır önce Kürtlerin bir kısmının Zerdüşt (İran tarafından yaşayanlar) olmasını gündeme getirterek Kürtleri daha rahat etkileri altına almak adına önce İslamiyetten soğutmak istiyorlar.
 
Bu konuyu şununla kapatalım Kürtlerde aynen Türkler gibi 750 yılında Talas ırmağı kıyısında Abbasilerle Çinliler arasında cereyan eden Talas harbinde zayıf taraf olan Abbasilere yardım ettiler.
 
Bu dostluk ile islamiyetle şereflendiler. Dünya da kendi rızaları ve zor karşısında kalmayarak İslamiyeti kabul eden ilk iki milletin içinde TÜRKLER ve KÜRTLER geldiği halde ZERDÜŞT masalı ile Kürtler arasına nifak sokmak adına bazı gayretler saf ediyorsa da bu yalan tutmayacaktır.
 
Ziya paşa bir dörtlüğünde şöyle der ;
 
“Zalim yine bir zulme griftar olur ahir,elbette ev yıkanın hanesi olur viran.”
 
ABD.İsrail,İran ve Suriye’ye dikkat,
 
ABD.ve İsrail ikilisi hiçbir zaman ortadoğuda demokratik ve halk ile barışık bir devlet olmasını istemez. Irak’ta Sünniler azınlıktaydı yıllardır Sünni olan Saddam Hüseyin’in eli ile ülkenin asıl sahiplerini hükümetten uzak tuttular. Suriye de ise işler tam tersine işletildi.Burada da Sünniler % 85 olduğu halde ülke yıllardır ESAD ailesinin mensup olduğu % 15 lik nüfusa sahip Nasraniler tarafından yönetiliyor.Mısır da hakeza zalim Hüsnü nerede ise yarım asır dır İsrail’in işine gelen bir şekilde Mısır’ı şiddet ve zorba bir yönetim ile idare etti. Suudi Arabistan ise gerçek Müslümanları zindanlara tıkamış kutsal beldeleri VAHABİ geleneğe göre idare ediyor. Yani kısaca hiçbir İslam ülkesinde gerçek demokrasi henüz yok.Şu an Türkiye haklı olarak İsrail’den Mavi Marmara katliamı ile ilgili üç talepte bulunuyor İsrail’de bu talepleri yapmamak adına direniyor. Türkiye Füze kalkanının Malatya da kurulması ile ABD.ile anlaştı. İran ise bunu İsrail’i benim füze saldırılarımdan korumak için yaptınız diyor. Başbakan Erdoğan Kankası zalim bir babanın oğlu olan Beşar Esad’a söz dinletemediği için halkına karşı katliam yapıyorsun sen artık benim için meşru değilsin diyerek MUHALİF güçleri tanıdı. ABD.zaten bölgedeki çıkarları için GÜÇLÜ bir Türkiye istemiyor. Bunların sonucu olarak PKK.nın Karayılan ile liderlik mücadelesine giren Suriyeli Bahoz Kod adlı Fehim Hüseyin’in yakın bir süre yapılan Çukurca saldırısında “Şimdi Hasat zamanı“ diyerek operasyon emri verdiği ortaya çıktı. Gelişmeler yukarıda isimleri yazılan devletlerin bu saldırıya destek verdiklerine bizi götürüyor sanki…İşte Türkiye ABD.ye,İsral’e,İran’a ve Suriye’ye dikkat etmelidir diyorum.
 
Başka Şubemiz yoktur devri bitecek
 
İşimiz gereği sık sık yurt dışı seyahatlere gittiğimiz için ülkemizde pek uğramadığımız Mc Donald veya Burger King bize oralarda Kardeşler lokantası gibi geliyor.
 
Yurt dışına gittiğimiz zaman ülkemizde bildiğimiz tavuk burgeri alır yeriz tadı lezzeti ve kokusu dünyanın her tarafından aynıdır.
 
Bazı firmalarımız yüz yıllık olmalarına rağmen başka şubemiz yoktur’u yazarken sanki bunun bir artı olduğunu vurgular gibi yazmaları bana hep tuhaf gelmiştir.
 
Çok şükür artık genç girişimcilerimiz Anadolu’nun has yemeği olan BULGUR’ dan ürettikleri ÇİĞKÖFTE’ leri o kadar lezzetli yapıyorlar ki adeta parmaklarınızı yersiniz.
 
Çok eski değil bundan on veya on beş yıl önce Çiğköfte dendiği zaman akıllara ilk gelen şey zehir gibi acılı bir yiyecek akla gelirdi. Genelde çiğköfteyi yaşlılar ve sıra gecelerine katılanların yediği bir yiyecek iken bugün 10-13 yaşlarında ki çocuklar bile çiğköftecilerde sıra bekliyorlar. Bu durum güzel bir alışkanlık değil de nedir ?
 
Bulgur’a Tat veren adam; Osman Yaşar
 
İnsanlarımıza leziz çiğköfte ikram eden firmaların başında da OSES ÇİĞKÖFTE geliyor. OSES’in kurucusu genç girişimci Osman Yaşar ve ekibi Sultangazi ilçesinde müthiş bir tesis kurarak her gün tonlarca Çiğköfte üreterek kendi servis araçları ile şubelerine servis ederek başta İstanbullular olmak üzere TÜRK halkına sunuyorlar.
 
Ben ve ailem OSES’in sürekli müşterisiyiz. Çiğköfteye OSES ile başladım desemabartı olmaz.Çünkü OSES acısını ayrıca verdiği için acının ayarını kendiniz ayarlayabiliyorsunuz. Bundan dolayı da acı ile karşı karıya değilsiniz.Acının içinde olması demek kıtlama çay içen ERZURUMLU’nun çayına şekerini atmak gibi bir şey olsa gerek.
 
Osman usta ve ekibinin çalışkanlığını görünce yüz yıllık firmalarımızın başka şubemiz yoktur diyerek övünmelerine halen içim yanarak hayıflanırım.
 
Elin Amerikalısı Mc Donaldını kurmuş Hasan’a ,Hüseyin’e katma değeri yüksek ürünler satarken bizim yüz yıllık Bursa İskenderimiz ve Konyalımız başka şubemiz yoktur diyerek ayrıcalıklı olduğunu vurgulamak istese de bunun devri bitti.
 
Şu an artık her yerde olursanız kurumsallaşır ve sürekli büyürsünüz aksi halde gelişim ve değişime karşı yenik düşmek zorundasınız.
 
Son günlerde şehit olan mehmetçiklerimize ve Van Erciş'te meydana gelen depremde hayatını kaybeden vatandailarımıza Allah'tan rahmet diler kederli yakınlarına başsağlığı dilerim.

Bu bayram ulusumuz için buruk geçecek ama yinede Kurban bayramının tüm alem-i islam'a hayırlar getirmesini dilirim.

Allah milletimize bir daha bu tür acıları göstermesin... 
 
Hüseyin Çetiner / İstanbul Times Gazetesi