Arkadaşımız Hekimoğlu Süleyman Özcan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na bir mesaj göndererek; “Sayın Başkan, twitter hesabınızdan (şayet size ait ise) 'Atatürk'ten korkmuyorsan, Allah'tan kork!' yazdığınızı gördüm. Atatürk ile Allah'ı kıyaslamanın yanlış olduğunu ve dindarların size karşı gönül koyduğunu belirtmek isterim.” diyor.

Bu mesaj üzerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hekimoğlu Süleyman Özcan’a telefonla ulaşarak şunları söylüyor: "Bana ait olmayan bir çok twitter hesabı olduğunu fark ettim, bununla alakalı gerekli yasal işlemler için talimat vermiş bulunmaktayım. Bana ait olan hesapta ise bahsi geçen konu üzerine; Recep Tayyip Erdoğan'a hitaben (Atatürk'ten utanmıyorsan, Allah'tan Kork!) dedim.”  

Kesinlikle Atatürk ile Allah'ı kıyaslamadığını bunun da yanlış olduğunu beyan eden Kılıçdaroğlu, Yaratan ile yaratılanın hiçbir zaman kıyaslanamayacağını da sözlerine ekliyor…

Sayın Kılıçdaroğlu’na kim bilir günde kaç mesaj gidiyordur. Hepsine dönüp yanıt vermesi mümkün değil. Ama söz konusu Allah olunca, Kılıçdaroğlu’nun hassasiyeti devreye giriyor ve yanlış anlaşılmanın önüne geçiliyor…

İtiraf etmem gerekirse, Kemal Bey’in samimiyetine ilk başlarda pek güvenmiyordum. Yeni genel başkan seçildiğinde takındığı bazı tavırları takiye olarak düşünüyordum. Ezan okunurken susması, iftar programlarına özen göstermesi, başörtülülere, sakallılara, ibadetini yerine getirenlere karşı hoşgörülü davranması, hele hele Kutlu Doğum Haftası’na katılması kafamızdaki şüpheleri oldukça azalttı. 

Bu yazıyı okuyanlardan birçoğu hala “Yazar amma da safmış, adam politika yapıyor” şeklinde düşünebilir. Ama açık söylemem gerekirse bendeniz artık Kemal Kılıçdaroğlu’nu samimi bulmaya başladım. 

Çünkü; CHP, Türkiye’de yönetilmesi en zor parti. Bakın AK Parti’de Genel Başkan Erdoğan’ın talimatının dışına çıkan biri var mı? Bakan dahil, genel başkan yardımcıları, hatta Cumhurbaşkanı bile Erdoğan’a itiraz edebiliyorlar mı?

MHP’ye gelelim. Partiyi iktidardan yuvarlayıp zar zor TBMM’de tutan Devlet Bahçeli’ye karşı da son zamanlara kadar “çıt” diyen çıkmadı. 

BDP’nin ise İmralı’dan yönetildiğini bilmeyen yok. Meclis dışındaki partilerde de sistem aşağı yukarı böyle çalışıyor.

Dolayısıyla Kemal Bey’in işi diğer liderlere göre çok çok zor. Partide her kafadan bir ses çıkıyor. Akdeniz bandındaki partililer ile Karadeniz Bölgesi’ndeki partililer farklı tellerden çalıyor. Hele hele Ege ve Doğu’da sanki birbirinin zıt görüşünde olan; Birgül Ayman Güler ile Hüseyin Aygün gibi CHP’liler var. 

Bu kadar kavgalı insanlar arasında dengeyi sağlamak ve bu dengeyi sürekli aynı noktaya tutmak, zorun ötesinde mümkün değil.

İşte bu şartlara, bu zorluklara rağmen, ulusalcıların sinir uçlarına dokunacak davranışlarda bulunmak “takiye” bile olsa çok cesurca bir girişimdir, hoşgörüdür. Sayın Kılıçdaroğlu’nu bu hassasiyetlerinden dolayı hem tebrik ediyor, hem de dindar bir vatandaş olarak zat-ı alilerine teşekkürlerimi sunuyorum…