Ekrem İmamoğlu esnaf ziyareti için gittiği Arnavutköy’de Esnaf  Eyüp Akgün ve İmamoğlu arasında bir tartışma yaşandı.

Esnaf, İmamoğlu’nun Habertürk canlı yayın konuşmasından yola çıkarak ülkeyi fetöcüler ile birlikte yöneteceğine inanmış ve ısrarla tartışmada bunu savundu.

İmamoğlu gerçeğin öyle olmadığını, telefonda yayının tamamını açıp göstermek istese de genç esnaf “zihniyetinizi biliyorum” Diyerek dinlemeyip ısrarla konuşmalarına devam etti.

Bunlara karşın İmamoğlu; “ Bilgin olmadan suçlama, Dünya’nın en büyük günahını işliyorsun.” Diye yanıt verdi.

Konuşmasının sonunda yanağına iki kere dokunup uzaklaştı.

Hop!  Asıl malzeme şimdi çıktı işte.

“Ekrem İmamoğlu esnaf dövüyor.”

“Ekrem İmamoğlu sadist çıktı. Esnafın elini kırmaya çalışıyor.”

“Ekrem İmamoğlu soru soran masum kuzuyu boğarken kameralara yakalandı.”

Vay arkadaş ne Ekrem’miş böyle. Neler neler de yapmış öyle.

“Son zamanlarda Ekrem Bey bana takmış. Sinirli zaten son zamanlarda. Demin de bir çocuğu tokatladı biliyorsunuz.” Dedi Süleyman Soylu.

Süleyman Soylu’nun sözlerini suda boğacak sözler geldi Esnaf Eyüp Akgün’den:

“ Sosyal Medyada, ‘Tokatladı’ diye bazı görüntü ve ifadeler görüyorum. Bana kimse tokat atamaz.”

Tokatlı bir durum yokmuş demek ki.

Herkes bir tokat yedi mi şimdi?

Her şeyden önce başkanlığı, makamı bırakın bir kenara bir büyüğe bu şekilde davranılması son derece yanlış.

Önce İmamoğlu’nun elini kendi tutuyor bırakmıyor. Sonrada “ bırak elimi” diye bağırıyor. İmamoğlu “Sen tuttun elim” deyince esnafta; “ yazıklar olsun bana” diyor.

Kara mizah değil de ne bu yahu!

“Babamla da izledim, dedemle de izledim. Sizin zihniyetinizi biliyorum.” Diyor.

Şartlanmış fikirlerinin doğru olduğuna. Fikri eksikmiş, yanlışmış önemli değil. Ona göre dedesi de babası da yanlış bilemez.

Cehalet ile saf kötülüğün arasındaki ince bir çizgidir bu.

Düşünün bu montajlara inanıp önyargı ile yaklaşan daha niceleri var.

Halkın uyanması, araştırması kendi düşüncelerini “KENDİ” belirlemesi lazım.

Kara mizahtan romantik komediye mi kaysak biraz da.

25 Mayıs Cumartesi Ekrem İmamoğlu Pendik’te iken inşaat işçilerinden “Her Şey Çok Güzel Olacak” tezahüratları yüzlere gülümseme kalplere sevgi bıraktı.

Diyoruz artık seçim derdine ülkeyi İstanbul’un sorunları unutup birbirlerinin kötü göstermeyin.

Güzel görüntüler bırakın bizlere de.

***

Güzel şeyler duymak istiyoruz, acı haberler değil.

Tatlı dil istiyoruz, sivri bir dil değil.

Siyasetin farklı bir malzeme haline getirip ülkedeki insanlığın kendinden vazgeçişini unutuyoruz.

Gaziantep’te 32 yaşındaki işsiz genç Eyüp Dal’ın kendisini yakarak öldürdüğü, ekonomin ne halde olduğunun en büyük göstergesi değil midir?

Ya gelebilecek sorunların habercisi?

Üniversite mezunu işsizlerin oranı yüzde 30’a yaklaşıyor.

İşsizliğin tüm bedenleri yakabileceğini gösterdi bizlere Eyüp Dal.

Bedenleri kurtarmak, ülkenin refahını sağlamak için çalışalım.

 Seçim ertelemek ile seçim yenilemek ile, kavga etmek ile, kalp kırmak ile, ayrıştırmak ile, takım tutar gibi siyaset tutmak ile değil.

Kara mizaha dönen günlerin, romantik komediye dönüşmesi dileğiyle.