Her 8 Mart’ta kadınlarla ilgili genelde kötü bir tablo sergilenir. Kadınların ezildiğinden,
horlandığından, işkenceye, tacize maruz kaldığından vs.vs…
Oysa; bardağın biraz da dolu tarafı görülmeli.
Tamam, bu çağda hala ezilen, horlanan, bir yastığa baş koyduğu eşi tarafından bizzat işkenceye maruz
kalan kadınlar yok değil. Maalesef bu tür yaratıkları toplumdan tamamen temizlemenin mümkünatı
yokl. Avrupa’da, ABD’de bile şiddet gören kadınların haberlerini izliyoruz, okuyoruz. Dünyanın bir çok
yerinde gerçekleşen ve süregelen savaşlarda, iç karışıklıklarda en çok kadınların ve çocukların olumsuz
etkilendiklerine şahit oluyoruz. Kadınlar Günü’nün öyküsüne baktığımızda da dünyanın karnesinin
ne kadar kötü olduğunu görürüz: 8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40 bin dokuma
işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere
saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde
kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi…
Ama köprünün altında çok sular aktı. Bugün madalyonun diğer yüzüne baktığımızda kadınların her
alanda kendilerini iyice hissettirdikleri bir ortam mevcut.
Binin otobüse, metrobüse, trene, vapura…
Gidin bir alış-veriş merkezine, sinemaya, pastaneye…
Gezin çarşıyı, sahili, pazarı…
Kadınların daha yoğunlukta olduğunu göreceksiniz…
İş hayatında da öyle. Bazı meslekle var ki, kadınlar daha fazla tercih ediliyor. Hemşire, hostes, müşteri
temsilcileri vs. gibi görevlerde erkekler hemen hemen yok gibi. Bazı kadınlar belediye otobüslerinde
kaptan olarak bile karşımıza çıkıyor…
Yani; artık “kadınlar eziliyor edebiyatını bir tarafa bırakmak lazım” diyeceğim ama diyemiyorum.
Çünkü kadınlar günümüzde iş yükü yüzünden çok eziliyor gerçekten…
Çalışan bir bayanın günlüğüne bakalım; Evli ve çocuklu biri ise Allah yardımcısı olsun. Hem evin, hem
çocuğun hem de çalıştığı iş yerinin yükünü taşımak kolay değil. Dinç, sağlıklı, sabırlı, hoşgörülü olmak
zorundasın. Bu baskılar bir insan için yeter de artar bile…
Kadına şiddet uygulayanlara, hele hele yıllarca cefasını çeken, çocuklarının annesi olan eşini gözünü
kırpmadan yaralayanlara, öldürenlere söyleyecek bir söz kalmıyor. Allah bu gibileri ıslah etsin…
Kadın narin bir şekilde yaratılmıştır. Bu nedenle hürmet, şefkat gösterilmesi gereken kadınlara
nazik davranılması, onların incitilmemesi, kırılmaması Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)
tarafından bizzat tavsiye edilmiştir…
Bir toplum için anne eğitimi çok önemlidir. İşte bu nedenle zaman zaman yeri geldiğinde gençlere
şu sözleri hatırlatıyorum: evleneceğiniz zaman sadece kendinizi düşünmeyin. Çocuklarınıza anne
seçeceğinizi hesaplayarak öyle karar verin. Tabi bu öğüt kızlar için de geçerli. Onlar da evlenecekleri
erkeğin yakışıklı, varlıklı, kariyer sahibi biri olmasıyla yetinmemeli, çocuklarına babalığı layık göreceği
birini tercih etmeli…
Kadınların sadece 8 Mart’ta değil senenin her gününde hak ettikleri hürmeti, şefkati görmeleri
dileğiyle…