Türkiye’de hükümet ve muhalefet olmak zor zenaat arkadaş 

Klasik laftır Türkiye’nin dört tarafı düşmanlarla çevrili bir coğrafya derler ya aynen doğru.

Dört tarafımızın düşmanla çevrili olmasının hem coğrafi şartlarla hem de bizim ülke olarak sağlıklı ve tutarlı bir dış siyasetimizin olmayışından kaynaklandığını söylesek abartı olmaz.

Tarih boyunca güç ve makam sahipleri hak savunucularına,ya terörist,ya eşkıya,ya  bölücü,ya da bunlara benzer olumsuz bir sıfat  takmışlardır.

Zalim Bolu beyi kendisine  karşı amansız bir mücadeleye giren halk kahramanı Köroğlu’na hemen eşkıya demişti.

Bolu beyinin halk için zulme karşı duran Köroğlu için eşkiya demesi onun eşkıya olduğu anlamına gelmiyordu ama güç sahipleri varlıklarını devam ettirmek için kendilerine tehlike oluşturan herkese birer olumsuz sıfat takmaktan geri durmadılar.

Nasıl ki Mekke müşrikeri son paygamberin sözleri karşısında verecek cevap bulamayınca bu bir kahin diyerek hakkı inkar etmeye yolunda inat ettiler. Halk kendisi için çalışana büyük oranda hak ettiği değeri verir. Tarih bu örneklerle doldur. Recep Tayyip Erdoğan 1994 de İBB’yi kazanıp başkan olunca bu şehirde yaşayan birisi olarak bir çok sorun ve sıkıntımız vardı mesela; 

1.Suyumuz akmıyordu 
2.Çöplerimiz alınmıyordu
3.Hava kirliği had safhada idi bunların hepsi kabul ama aradan 22 sene geçti. Ak Parti artık bunları söyleyerek 1990 dan sonra doğan ve bu dönemi yaşamayan genç seçmenlere bunu pazarlayamaz.

Zaten  bu seçimde de hep savunmada kaldı gibi bir izlenim var. Çünkü bütün kadro ağzını açmış sayın Recep Tayyip Erdoğan'dan herşeyi çözmesini bekliyor. Kimse bir şey üretmeye kalkmıyor ve işi tek bir adama bırakmak gibi ciddi bir hata yapıyorlar. 
Ak Parti'de 2.3.4.ve 5.adam kim bilen varsa söylesin...

Gençlere size yol yaptım,havalimanı yaptım bana oy  verein demek yetmez 

Kendisine ağır sorumluluklar yüklenen sayın Erdoğan da netice itibari ile bir beşer. O da son dönemlerde ciddi hatalar yapıyor. Mesela Kafam bozuldu Face Book beni dinlemedi kapatacağım ,Twitter da kim oluyor benim ülkem de benim kanunlarım geçerli gibi sözleri artık gençler satın almıyor. 

Sen ya bu gençlere Face book ve Twitter’ın daha iyisini vereceksin ya da onlara canım istedi diye bu sosyal mecraları kapatıyorum dediğiniz zaman ciddi bir itiraz ile karşılaşırsınız. Genç kuşaklar yol yapılmasını, havalimanı, üniversite benzeri kamu yatırımları yaptık bize oy vermeniz lazım diyen siyasetçilere zaten halk sizi bunları yapasınız diye seçti. Göreviniz dışında biz gençler için  ne tür işler yaptınız onları söyleyin bakalım diyerek hamasi nutuklara tav olmuyorlar artık.

Danışmanlar cumhurbaşkanını uyarmıyor mu ? 

Duayen siyasetçi Recep Tayip Erdoğan son yıllarda o kadar bariz hatalar yapıyor ki insanın aklına bu metinleri kim yazdı veya danışmanlar neden bu konuşma metnine itiraz etmiyorlar diyesim geliyor.

Gerçi ülkemizde son yıllarda bir çok danışman miletvekili,bakan ve başbakan olduğu için ikbalini düşünen bir çok danışman neden gereği yok iken cumhurbaşkanının gözünde düşelim derdine düştükleri için bir çokları "Emri bil   maruf nehyi anil münkeri" bıraktı.

Ahmet Davutoğlu bir zamanlar Erdoğan'ın danışmanı idi şimdi başbakan oldu, Yalçın Akdoğan danışmandı başbakan yardımcısı oldu. Taha Özhan, Davutoğlu'nun danışmanı idi şimdi 2.sıra da Malatya milletvekili adayı yapıldı.

Bunlar gibi bir çok örnek olunca danışmanlar önümüzde başbakan,bakan ve milletvekili olmak var ken danışmnanı olduğumuz kişi ile kötü olup ikbalimizi karartmaya gerek yok diye düşünmüş olmalılar ki son dönemlerde cunhurbaşkanı Erdoğan'ın bir çok konumasında ahenk ve tutarlılık yok diye düşünüyorum.

Mesela Erdoğan kendisinin Diyarbakır'a atadığı Müftü HDP'de aday olunca SÖZDE müftü dediği zaman birilerinin sayın Erdoğan bu zat kendisi korsan bir şekilde ben Diyarbakır müftüsüyüm diyerek bu makamı işgal etmedi. Bunu biz atadık. Neden sözde müftü diyorsunuz demesi gerekirdi ama kimsede tık yok ben yazayım dedim.

Erdoğan,Cemaat KPSS sorularını çaldı diyor. İnsanın olduğu yerde herşey olur. Biz cemaate oy vermedik Sayın Erdoğan'a verdik neden hırsızlık yapılmasına müsaade etti diyen birisi çıkmalı bugüne kadar bunu söylem ek de bana kaldı. Bunları yazarkende ne Erdoğan düşmanıyım nede hiç bir zaman Cemaat ne istedi de vermedik diyen biriside değilim.

Can Dündar bir gazetecidir kendisine gelen belge ve bilgileri yayınladı diye Casuslukla suçlanması kesinlikle adil değil.  Devlet sırrını korumak hükümetin ve MİT'in işidir. Bu iki kurum sırrını koruyamamışsa Cumhurbaşkanının ben o gazetecinin peşini bırakmayacağım demesi hiç mi hiç doğru bir şey değil. Danışmanları acaba bu doğru değil gazeteci Can Dündar işini yapmıştır. Biz bu belge ve bilgileri sızdıranı bulalım demedimi cidden merak ediyorum.

AK Parti ‘nin Yılmaz  savunucuları neden bugün partilerine biraz mesafeli duruyorlar ?

Burada seçim tahmini yapacak değilim. İster Ak Parti % 52 alsın isterse % 38 alsın. Bu benim yazımın konusu değil. Ebu Müslim-i Horasani’nin çok güzel bir sözü var der ki “Dostlarının dostluğundan eminlerdi ,dostu bırakıp düşmanı dost edinmeye çalıştılar. Gün geld düşman dost olmadı ama dostu düşman oldu. İkisinin birleşmesi ile yıkılmaları kaçınılmaz oldu” der.

Ak Parti kuruluşunda bir çok kişinin Recep Tayyip Erdoğan için o artık muhtar bile olamaz denilen bir ortamda maddi manevi bedel ödeyen bir çok kimse bir şekilde sistem dışı bırakıldı. Kendisini dışlanmış hisseden bu kesim Ak Partinin iktidar olmasını istese de kendisi kırgınlığından dolayı oy vermeyeceğini ifade eden ciddi bir kesim var. 

Bunu da duyum ve söz olsun diye yamıyorum. Zeytinburnu Belediye başkanı Murat Aydın yaptıkları anketlerde seçmenin % 64’ü Ak Partinin iktidar olmasını istediğini ifade etti. Ancak Ak Parti’ye oy verim diyenlerin daha düşük olduğunu söyledi.

Bu seçimde daha önce Ak Partiye oy veren inançlı Kürtler HDP'ye oy verebilir  

En basitinden yerel yönetim seçimlerinde Ak Parti de daha önce İstanbul’da 4 tane Malatya lı ilçe belediye başkanı var iken bugün hiç yok. Ama 25 tane Belediye başkanı içinde 10 tane Karadenizli var. Bunların da 7 tanesi Trabzonlu.

Hayatında ilk kez vekil adayı olduğu zaman Şanlıurfa’yı gören Faruk Çelik’i hükümet Urfa’dan aday gösterdi. Belki 2011 de Ak Parti çok güçlü idi ve vatandaş yapılan bu tür hatalara rağmen gönlü kırık da olsa  Ak partiye oy verdi. Ama benim kulağıma çok şikayet geldi. Sanki Urfa’da aday yok Ak Parti Artvinli olan ve daha önce Bursa vekili olan Faruk Çelik’i getirip Şanlıurfa’dan aday yaptı diyerek tepki gösterenler az değildi. Bu örnek sadece Urfa için geçerli değil. 
İstanbul’da 39 tane ilçe var ama Kürt asıllı ilçe başkanı az denecek kadar ya var ya yok.

Davutoğlu’nun ziyaret ettiği ilçelerde HDP’nin ciddi oyu var

Değerli okurlarım yıllardır İstanbul’da yaşar ve gazetecilik yaparım.  HDP ‘nin İstanbul’da alacağı oy oranı Diyarbakır’dan daha fazla olacak. Bunu tahmin etmek çok da maharet isteyen bir konu da değil. Zaten HDP İstanbul eş il balkanı Cesim Soylu ‘da kendisi ile bir ay önce yaptığım söyleşide İstanbul’un 39 ilçesinde en az 1.300.000 oy alacağız dedi. Bu sayı ütopik değil. İki örnek vereyim  HDP  Zeytinburnu ilçe başkanı Mehmet Emin Elik’i de canlı yayına aldım. Kendisi 10 Ağustos 2014 de Cumhurbaşkanlığı seçiminde  18.400 oy aldıklarını ifade ederek  7 Haziran’da en az 30.000 bin alacağız iddiasında bulundu.

Aynı şeyi HDP Başakşehir ilçe başkanı Seyithan Kırmızı’da da ifade etti. İstanbul’da 39 tane ilçe var. HDP belki Bakırköy,Silivri,Çatalca,Şile vs benzeri birkaç tane daha ilçede belki 30.000 oy almaz ama Bağcılar,Esenyurt ve benzeri ilçelerde de 60 bin oy alarak  Türkiye genelinde en yüksek oyunu İstanbul’da alacak diye düşünüyorum.   Tabi benimki bir düşünce asıl kararı seçmen sandıkta verecek ve bizde 7 Haziran’da gerçek sonuçları öğreneceğiz.

Ak Parti bugüne kadar 9 tane seçime gidi ve hepsinden de başarılı çıktı. Ancak Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın özellikle HDP ye ciddi oy çıkacak yerlere ağırlık vermeleri bu seçimin biraz farklı sonuçlar doğurabileceğini bize gösteriyor. Ahmet Hoca birkaç gün önce Fatih,Zeytinburnu,Bahçelievler,Güngören, Küçükçekmece,Esenyurt,Başakşehir (HDP’nin oy deposu Güvercintepe’de) başta olmak üzere Avrupa yakasında 10 tane ilçeyi ziyaret etti. Neden Bakırköy yok,neden Silivri yok,neden Çatalca yok cevabı belli çünkü burada HDP’ye oy verecek çok seçmen yok da ondan.

Peki seçmen neden HDP ye yöneldi ?

Kürtler HDP' ye ciddi emanet oy verecek ve bakacak ne yapıyorlar diye...

Eğer HDP  barajı aşarsa bu kendi oyları ile değil aşırı güçlü hükümetlerin halka hizmet etmekten ziyade DEVLET’e hizmet  etmeyi düşündüğü için halk bana hizmet etsin diye  Ak Parti’ye verdiği desteği sanki biraz aşağı çekecek gibi bir izlenim alanda hakim. Ayrıca HDP’nin barajı aşması halinde daha çok Ak parti’den vekil alacağı da biliniyor. Ak Parti  bugüne kadar Kürtlerde blok bir destek aldı ama bu seçimde çoğu emanet de olsa Kürtlerin büyük bir çoğunluğu HDP ye ödünç oy verecek gibi  gözüküyor. Tabi bizim burada yazdığımız bir öngörü.Asıl  doğru ve net bilgi ancak elimize 7 Haziran 2015 akşamı geçecek.

İyi olan kazansın mı ?

Seçim sonuçları ile alakalı  tahminim de var ama her partiden okurum ve dostum olduğu için kimseyi üzmemek adına burada yazmayacağım. Lakin yakın çevremden 2 tane şahit imzası ile  tahminlerimi yazdım.

Samimi ve içten bir şekilde yazıyorum ki Milletimiz ülkemiz için en iyi olanı sandıkta yapacaktır. Herkes de çıkan sonuca razı olsun ve önümüzdeki  seçime hazırlansın derim.


İstanbul Times /  3 Haziran 2015