30 Mart 2014 tarihinde yapılacak olan yerel yönetim seçimlerinde bazı şehirler hem  iktidar hem de muhalefet için çok muhim. Biz Ankara,Diyarbakır,Mersin,Antalya  gibi önem arz eden şehirlere değil  bizim ilgi alanımız olan İstanbul üzerine biraz kalem oynatalım.

Üç medeniyete başkentlik yapan İstanbul ‘un hem Ak Parti   hem de CHP için çok kritik bir önem’e haiz olduğunu bilmeyen yok. 

İstanbul Ak Parti için neden önemli ?

İstanbul’un Ak Parti için önemi  birkaç açıdan var. En önemlisi Başbakan Erdoğan bu şehirde siyasete atıldı ve İBB başkanlığı kendisini Başbakanlığa taşıdı. Diğer bir önemi de İstanbul seçimlerinin tüm Türkiye’yi  etkiliyor olması.

Başbakan Erdoğan için İstanbul’un  ifade ettiği anlamı izah etmeye bile gerek yok. Ak Parti İstanbul’u kaybederse Türkiye’yi de kaybetmiş sayılır. Erdoğan İstanbul seçimlerini tehlikede görürse kendisi bizzat Başbakanlığın Dolma Bahçedeki ofisini bir nevi seçim karargahı yaprak bizzat kendisi İstanbul’daki seçimi yönetecektir.Ak Parti kaybetmemek için CHP ‘de kazanmak için canla başla çalışacaktır.

CHP İçin İstanbul yeni bir kan demek olacak 

Şişli Belediye başkanı Mustafa Sarıgül’ün bir tarafta Çamlıhemşin dahil Türkiye’nin değişik yerlerine ziyaretler yaparak Ankara’ya göz kırparken diğer yandan da İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığını istemesi CHP Genel başkanı  Kemal Kılıçdaroğlu’nu rahatsız etse de mecburiyetten Sarıgül’ü İBB adayı gösterecek gibi.  Sarıgül’ün bugünkü durumu Recep Tayyip Erdoğan’ın 1994’deki durumu gibidir. 

Hatırlanacak olursa Erdoğan Refah partisi teşkilatlarını ve halk nezdinde güzel bir izlenim bıraktıktan sonra İzmit’te Merhum Erbakan’a beni aday gösterecek misiniz yoksa ben adaylığımı açıklayayım mı dediği halen konuşuluyor.

Erbakan bir taraftan Erdoğan’ın parti içindeki önlenemez yükselişine karşı endişe taşırken diğer yanda da en iyi adayın o zamanki il başkanı olan R.Tayyip Erdoğan olduğunu bilmekle birlikte bir sürü endişesi de vardı ama kalbi tam mutmain olmazsa da teşkilat baskısı ve İstanbul gibi önemli bir şehri kazanmak uğruna onay verdi. Zaten onay vermeseydi de Erdoğan ve ekibi başka çözüm yolları deneyecekti.

İnanmış bir kadronun başında olan R.Tayyip  Erdoğan o zaman ANAP,CHP,DYP  adayı yanında esamesi bile okunmaz iken Allah’ın yardımı ile İBB başkanı oldu. 

Mustafa Sarıgül’ü
n durumu biraz Erdoğan’ın 1994’deki durumuna benziyor.Kılıçdaroğlu’nun ki de o zaman ki Erbakan’a, Sarıgül’a karşı endişeleri olsa da CHP genel başkanı parti içindeki eleştirilerden kurtulmak adına da olsa yeter ki İstanbul’u kazanalım varsın Sargül olsun diyecektir.

Bu formül olursa Kılıçdaroğlu hem 5 yıl rahat edecek hem de örgütüne 2015 de yapılacak olan genel seçimde de iktidar olabiliriz diyerek bir taş ile iki kuş birden vurmuş olacak. Sarıgül bir yıllık İBB başkanı iken istifa edip CHP genel başkanlığına sulansa bunu anlatamaz. Bu nedenle Kılıçdaroğlu Başbakan olmak için İstanbul gibi bir dünya metropolünü alırsa çok rahat bir şekilde de hükümeti de alırız diyecektir. Ki İstanbul’u alan parti genel de hükümeti de alıyor. 

Sonuç olarak 

Özet olarak İstanbul seçimi bir çok dengeyi değiştirecek gibi görünüyor. CHP rahat bir nefes almak için İstanbul’a asılacak,Ak Parti’de durmak yok yola devam diyebilmek için bu şehir için kıran kıran’a bir mücadelenin içinde olacak.


Bize de halk kimi tercih ederse o olsun demek düşüyor. 


İstanbul Times / Gölge Adam