Ortaokulu Cağaloğlu Mahmutpaşa ortaokulunda ve Liseyi de Aksaray  Pertevniyal lisesinde okuyan ve iki medeniyete başkentlik yapan bir bölgede bütün İstanbul’u görüp gözetleyen ve 30 yıldır bu şehri canlı olarak yaşayan birisi olarak son 12 yılda İstanbul’a yapılan imar saldırıları gibi başka bir tecavüz ne duydum ne de gördüm. Hatta sık sık söylediğim gibi İstanbul 1204 LATİN saldırısından daha ağır bir tahribata son yıllarda uğradı,uğruyor.

Bu kadar da olmaz dedirten yapılar gözümün önünde inşa ediliyor

Bizans binlerce yıl İstanbul’da hüküm sürmüş Ataköy sahiline çivi çakmamış. Osmanlı İmparatorluğu  1453 den 1923’e kadar 470 yıl bu şehri başkent olarak kullanmış onlarda Ataköy sahiline tek katlı bir baruthane yapmaktan başka  hiçbir inşai faaliyet yapmayarak sahiller halkın ortak kullanım alanıdır tezine sadık kalmışlar. 

Türkiye cumhuriyetini kuran iradede 83 yıl içinde akıllarına Ataköy sahilini imara açmak gelmemiş. Her ne hikmetse  son 13 yıldır ülkenin idaresini elinde bulunduran siyasi otorite adeta “BAS PARAYI AL İMARI” mantığı  ile hareket ederek kimsenin aklından geçirmeyi düşünmediği bir çok yeri TOKİ marifeti ile  inşaat yapımına açarak medeniyetlere başkentlik yapmış  Şehr-i İstanbul’u perişan edecek kibir kulelerine teslim etmiştir.

İstanbul’un bağrına hançer gibi saplanan bütün KİBİR kulelerinin sadece isim
lerini yazsam değil bir makale 500 sayfalık kitap olacağı için sadece sembolik olarak 3/5 yapının ismini vermekle yetineceğim. 

Beylikdüzü’nün girişinde Gül İnşaat tarafından yapılan UCUBE bina… Başakşehir’in girişinde 39 tane sanayi sitesinin giriş kapısı sayılan yerde Mall Of İstanbul ucubelerini, Zeytinburnu Kazlıçeşme mahallesinde yapılan Astay İnşaat tarafından yapılan ONALTIDOKUZ kuleleri, Simpaş tarafından ZEYPORT’un yanında yapılan Ottomare SUİTS ,Zeytinburnu Eski Bozkurt Mensucat yerine yapılan The Veliefendi Kuleleri, Levent’e yapılan Saphire gökdeleni. Özetle İstanbul 39 ilçesinde mutlaka “BAS PARAYI AL İMARI” denebilecek bir çok  yapıyı mutlaka bulacaksınız…

Fabrika ve üretim yapılamadığı için Hükümet mecburiyetten bu tür ucubelere izin vermek zorunda kalmış olabilir ama yinede 15- 20 sene hükümet yapabilmek için gelecek kuşakların hayatları karartılmamalıydı. 

Bakın çok geçmeyecek siyasiler bize oy verin UCUBELERİ yıkalım diye karşınıza çıkacak az kaldı…

Son yıllarda o kadar uygunsuz binalar yapılır oldu ki insanın midesi bulanıyor. İBB başkanı Kadir Topbaş mimarlık alanında doktor olmasına rağmen döneminde bu kadar DİKEY bina yapıldı. Başbakan Prof.Dr. Ahmet  Davutoğlu geçmişimizi göstererek bizim medeniyetimiz DİKEY değil yatay yapılaşmayı teşvik eder demesine rağmen  hiç duraksama göstermeksizin şehre ihanet eden KİBİR kuleleri ha bire yükseliyor.

Ağır Bakım,Sümerbank ve Et Balık Kurumu yerine de konut geliyor. Zeytinburnu’nun hava sirkülasyonu kesiliyor ve ilçenin deniz ile bağlantısı kayboluyor…

Zeytinburnu ilçesinin kitabını yazan birisi olarak bu projelerin ilçeye yapacağı avantaj ve dezavantajları da inceliyorum.Allah nasip ederse projeleri edinip gerekli malumatı aldıktan sonra burası ile alakalı da sizlere bilgi aktarımı yapacağım. Binalara ve yatırıma körü körüne karşı olacak değiliz. Ancak bina yapılırken,Kulun,kuşun ve kurdun  da hakkı korunmalıdır. Yapacağınız bina leyleğin,martının ve güvercinin uçuş yüksekliğini aşıyorsa ben neyleyeyim o binayı… Yapılacak bina hem insani,hem İslami hem de ticari olmalıdır. 

2002 den sonra İstanbul'a yapılan imar ihanetlerini tarih affetmeyecek  

TOKİ Paşa gelir elde etmek için 2002 yılında Ataköy sahilini ihaleye çıkararak en yüksek bedeli verenlere buranın satışını yaparak ALLAH'tan korkmadığı  gibi kuldan da utanmadan Hayt Otel başta olmak üzere burada SAHİLİN IRZINA geçilircesine insanı rahatsız eden bir mimari tarzında KİBİR Kulesi şeklinde inşaatlara izin vererek halka açık olması gereken sahilleri sadece parası olanlara açmış oldu.

2009 sel felaketinden sonra İstanbul'a karşı yapılan İmar suçlarını irdeledim hep. İrdelemeye de devam ediyorum. Kim olursa olsun görüşü ne olursa olsun doğru bildiklerimi hep yazdım dilim döndüğünce de yazmaya devam edeceğim.

Meramımı anlatmak için de bazı örnekleri de ortaya koyacağım ki derdimi anlatabileyim..

Astay Grup'un Kazlıçeşmede İstanbul'un fethinden önce (1452) yapılan Fatih camisi,Kilise,Merzifonlu Kara Mustafapaşa Camisi,Cemevi ve mezarlığın yanı başında yapılan ONALTIDOKUZ ucubesini birisi bana izah etsin...Burada suç projeyi yapan ASTAY firmasında değil. Bu arsayı satan TMS.nin,İBB.nin suçu inşaatı yapan firmadan daha çok büyüktür.

Yazdıklarım hoşlarına gitmeyenler bana kızmasınlar yazdığım projeleri incelesinler sonra beni haksız bulurlarsa istediklerini saysınlar  bana Dikkat edilirse amacım bağcıyı dövmek değil üzümü yemektir. Kimseyi suçlamadım ve kimsenin ismini zikretmedim.

Ama İstanbul’a karşı işlenen imar suçunu da yazma zaruretim vardır. Başbakan Davutoğlu’nun da,Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ında son yıllarda yapılan gökdelenlere  ciddi olarak karşı olduğunu medyaya verdikleri beyanatlarında görmek mümkün. Ülkemizin en büyük sorunu şu an KİBİR KULESİ Lobisidir.

Üç vakte kadar siyasiler  bana oy verirseniz falan veya filan binayı yıkacağım derlerse şaşmayın. Çünkü şu an imar almaması gereken yerlere yer sizin GÖK Allah’ın istediğiniz kadar inşat yapın denilerek insanların şeytana uymasını teşvik etmek doğru bir yaklaşım değil.

2009 İstanbul sel felaketinden bu yana Yüksek binalar ile alakalı sık sık haber çalışmaları yaptım. Yapmaya da devam edeceğim. 

Çevre,doğa,yaşam,ekolojik denge organik hayat bu süreçte üzerinde kafa yoracağım konuların başında geliyor.

Yazacak çok şey var ama şu an duracağız…

İstanbul Times / Hüseyin Çetiner