İstanbul Times’ın gücü sınırları aştı

 
İstanbul Times’ın gücü okurları sayesinde sınırları aştı.
Kazakistan Diğital fuarı yetkilileri gazetemiz ile temasa geçerek 14 ile 16 Eylül tarihleri arasında ülkenin başkenti Astana’da düzenlenecek olan “Digital Kazakhstan” fuarı için medya sponsorluk anlaşması yapmak istediklerini gazete idaresine bildirdiler.Yayın kurulu teklif metnini inceledikten sonra gelen teklife olumlu bir cevap verdi.
 
Anlaşmanın özeti şundan ibaret “ fuar “idaresi Kazakistan genelinde dağıtılacak olan kataloğ,broşür,afiş ve diğer tüm tanıtım materyallerinde “İstanbul Times” logosunu ve www.istanbultimes.com.tr web adresini kullanacak. Biz de hem internet sitemizde hem de gazetemizde fuarın duyurusunu yapacağız.
 
Fuar idaresince tarafımıza gönderilen e-mail’den minik bir bölümü İngilizce olarak yayınlıyoruz.
 
Dear Mr. ÇETİNER,
İstanbul Times
 
We have the pleasure to announce Digital Kazakhstan 2011, which will be held in Astana, during three days in September 14th–16th, 2011.
 
Following the success of DigitalCom 2010 organized by J’son & Partners in September 2010, the Ministry of Communications and Information of the RK is officially supporting this year’s event. 
 
Digital Kazakhstan 2011 will showcase Kazakhstan's ICT industry and its innovative potential in 2011-2015 to international companies and local market players and the public in Kazakhstan. Many world-class and innovative applications in the Digital Sphere will be exhibited at the show by leading companies from Kazakhstan and Internationally. The event and expo will be held at the prestigious Palace of Independence allowing us to invite thousands of participants to participate.
 
 
 
Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerinde devletin neden fiş vermediğini hiç düşündünüz mü?
 
Ben düşündüm.Paralı yollara girdiğiniz zaman perakende satış fişi veriliyor,ancak köprülerde geçince fiş yok bunun nedenini düşündüm ve kendimce de bir cevap buldum.
 
Devlet Anayasa ve insan hakları evrensel beyannamesi gereği vatandaşlarının seyahat özgürlüğünü sağlamak zorunda.
 
Tercihli yolları kullanacak paranız olmadığı zaman devlet parasız yol tercihini sunduğu için burada anayasal ve insan haklarını ihlal söz konusu değil.
 
Ancak köprüler olmadan Anadolu yakasından Avrupa yakasına,Avrupa yakasından da Anadolu yakasına geçme şansınız olmadığı için devlet SUÇUNU bildiğinden dolayı fiş verip dava açacak olanların eline belge vermemek için para aldığı halde hiçbir belge vermeyerek KANUNSUZ OLARAK TAHSİLAT YAPIYOR.Köprülerden birisi anayasa ve insan hakları evrensel beyannamesine göre ÜCRETSİZ OLMAK ZORUNDADIR.Yani devlet vatandaşına bir yakadan diğerine geçme şansın FSM.de veya Boğaziçi’ nde var.Sen daha rahat ve kolay geçmek adına diğer köprüyü tercih edersen 4 lira bedel alırım derse o zaman doğru olanı yapmış olur.Aynı paralı yollarda yaptığı gibi.
 
Bakın bu konuda insan hakları evrensel beyannamesi ne diyor ;
 
Seyahat özgürlüğü temel bir "insan hakkı"dır.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 13. maddesi şöyle der:

1. Herkesin bir devletin toprakları üzerinde serbestçe dolaşma ve oturma hakkı vardır.
2. Herkes,kendi ülkesi de dahil olmak üzere, herhangi bir ülkeden ayrılmak ve ülkesine yeniden dönmek hakkına sahipti
r.

Yani "seyahat özgürlüğü" sadece suç soruşturması ve kovuşturması nedeniyle hakim tarafından sınırlandırılabilir. Bunun dışında sınırlandırılamaz.Oysa 3.750 TL niz yoksa İstanbul’u terk edemezsiniz veya giremezsiniz.Bu halde seyahat özgürlüğü koskocaman bir yalan olarak karşınızda duruyor.  

20 Haziran 2010 tarihinde seyahat özgürlüğü gönüllülerinin de katkısıyla pasaport ücret ve harçlarında yapılan %50 indirime rağmen "pasaport"lar için istenen yüksek ücretler (Dünya'daki en pahalı pasaport Türkiye'dedir) seyahat özgürlüğüne vurulan bir darbedir.Bu durum, açık bir biçimde Anayasa'nın ihlal edilmesidir.

Dünya da benzeri az görülen yurt dışı ÇIKIŞ harcı UCUBESİ de seyahat özgürlüğüne vurulan diğer bir darbedir.
 
İstanbul’un yükünü omuzlayan adam kızını gelin etti
 
Kısa bir süre önce İBB.deki odasına giderek bir çayını içtiğim Sefer Kocabaş Ağabeyim bana üzerindeki yükün çok ağır olduğunu ülkeye ve vatana karşı borcu olmazsa bir gün bile bu görevi yapmak istemediğini söyledi.Sefer Abi neden böyle düşünüyor diye beynimi yorarken bir çok kişi ellerinde harita ve projelerle gelerek imar durumları hakkında bir şeyler anlattıklarını gördüm.
 
Kimi belediye başkanıydı,kimi büyük bir sanayiciydi,kimi de sıradan vatandaştı.Bu ortamı gördükten sonra bir gün ortam olur Sefer Kocabaş ağabeyim ile alakalı bir haber yapar veya bir yazı yazarsam başlık olarak “İstanbul“un yükünü çeken adam” diyeceğim söylemiştim.İşte kızını evlendiren Sefer Abi sağ olsun ismimizi çok güzel bir şekilde yazdığı davetiye’yi bize takdim edince gücünü unutmamak adına çalışma programımızın yazılı olduğu ajandaya kaydettik.
 
Düğün de İstanbul’un nerede ise tüm seçilmiş insanları oradaydı desek abartı olmaz.Yağmur bereketi ile geldi.Aniden bastıran şiddetli yağmur her ne kadar bazı misafirlerin masalarını terk etmelerini beraberinde getirdiyse de Temmuz ayında yağan şiddetli yağmur düğünü unutulmaz hale getirdi.
 
Sefer abi trilyonlarca para verseydi düğünü bu kadar güzel bir sürpriz ile renklendiremezdi. Allah’tan gelen bir durum olduğu için uzun süre kalmayı tasarladığımız düğünde erken ayrıldık.Ama son aylarda gördüğüm en renkli düğün olması açısında hafızamda hiçbir zaman silinmeyecek.Zaten bir Temmuz denizcilik ve kabotaj bayrımı olduğu için ortalığın yağmurdan deniz gibi olması da günün anlamına uygundu.
 
Birlikte Ak Parti Zeytinburnu ilçe teşkilatını kuruduğumuz Sefer Kocabaş ağabeyimin çiğerparesi biricik kızı Müşerref Kübra ve damadı Fatih’e ömür boyu mutluluklar dilerim.
 
Vergi Dairelerine verilen beyannamelerde sabit ücret alınması

Yıllar öne 5 yıllık zorunlu eğitimden 8 yıllık zorunlu bir eğitime geçtiğimiz zaman KDV.Muhtasar,geçici kısaca bir çok beyanname için eğitime katlı payı vs.vs. adları altında bir vergi icat edilerek beyannamenizi boş de verseniz her beyanname için 19.90 TL parayı zorla tahsil edilmesi ZÜLMÜB ta kendisidir.Yüzlerce vergi çeşidi icat edilerek,inanların bunaltılması doğru,hoş ve adil bir yaklaşım tarsı değil.Örnek vermek gerekirse çocuğuma süt alacağım 20 lira ile gayri faal olan firmam için vermek zorunda olduğum KDV.beyannamesi için benden zorla haksız bir para alınması zulüm değil de nedir ?Çok isteyip hiç alamamaktansa az isteyip hepini almak KOÇİ bey tabiri ile en adil ve en doğru olanıdır.
4.Murat Bağdat seferine giderken hazine de yeteri kadar para yoktur.Para işinin hal çaresini ararken iktisatçılarını toplayıp ne yapmak gerek diye soru soruyor.Klasik iktisatçılar yep yeni vergiler icat ederken hünkarın karşısına çıkıyorlar.İçlerinde birisi yani KOÇİ bey bir risale hazırlayarak VERGİLERİ DÜŞÜRÜN diyor.Heybetli hünkar 4.Murat bana Koçi beyi çağırın der.Koçi bey huzur gelir Padişah bre bize para gerektür sen ise vergileri düşürmekten bahsedersin nedir bunun sebebi der.KOÇİ bey orada derki hünkarın çok vergi istiyorsunuz çok kişiden hiç alamıyorsunuz aldıklarınızdan da çok az alıyorsunuz.Az isteyip iyi b,ir mekanizma kurarak herkesten vergi alırsanız hem daha çok vergi toplanır hem de adalet sağlanır der.
Bir işletme fakültesi mezunu olarak bende şiddetli bir şekilde mükellefin belini büken ağır vergilerden muzdarip’im…

Doğduğum Topraklara Sıla-ı rahim

İstanbul’da yaşadığım son 22 yıldır her yıl Malatya’ya bir ziyaret yaparak Anne-baba eş dost ve akrabanın hayır duasını almaya çalışırdım..Yoğun işlerimden dolayı son iki yıldır Malatya ziyaretini yapma geleneğini terk etmiştim.Gelen serzeniş ve isteklerde Sıla-ı Rahim’i terk etmemem isteniyordu.Durdum,düşündüm,ve karar verdim ki gelen serzeniş ve talepler çok doğru. Hemen ailece biletlerimiz aldık.Ben işlerimden dolayı ancak 3 gün kalacağım ama ailem 17 gün orada kalarak özellikle küçük çocuklarım amcalarını,akrabalarını daha yakından tanıma fırsatı bulacaklar.

Peki Malatya da ve doğduğum yer olan İZOLLU’da ne yapacağım ?

Annem ve babamın hayır duasını almak için ellerini öpüp eşiklerine yüz süreceğim.Genel Sekreteri olduğum İzollu Vakfı adına bir dizi çalışma da bulunacağım.İlkokul arkadaşlarımı ziyaret edip çaylarını içeceğim.Kömürhan’da ailece kendimize balık ziyafeti çekeceğiz.

Tam kayısının hasat zamanı olması nedeni ile binlerce fotoğraf çekip Malatya Foto arşivimi güçlendireceğim.Seçimden sonra halkın vekillerden beklentisi nedir onu öğreneceğim.Benim köyü terk ettiğim 1983 yılında bizim köyümüz olan Kıyıcak’ta bir çok hanenin en az 150 – 200 koyun’u varken bugün tüm ilçe de bu sayının 300-400 e düştüğünü tekrar duyup hayıflanacağım.

Akhan üzümü ve Armudunun artık olmadığını tekrar görüp hayıflanacağım. Televizyon,elektrik ve teknolojinin köyümdeki o eski muhabbet ve kardeşliği bozduğunu görüp üzüleceğim. Geçen sene trafik kazasında kaybettiğimiz köydeki çocukluk arkadaşım Hacı Koca kardeşimin evine gidip annesi Hediye teyze ile dertleşeceğim.Geçirdiği kazdan sonra ellerim varıp telefondan annesini arayamamıştım bu seyahatimde bizzat evine gidip ruhuna Fatiha hediye edeceğim.Kısaca Malatya ‘da kalacağım 3 günde az uyuyup çok gezerek bir çok dostumu ve arkadaşımı ziyaret etmeyi düşünüyorum.
İnşallah Malatya seyahatimiz çok verimli ve güzel geçer.