İstanbul Times rüşdünü ispatladı
Yerel gazeteciliğin, daha doğrusu iyi bir gazete çıkartabilmenin günümüz koşullarında hayli zorlaştığını bir süre önceki makalede ele almaya çalışmıştım. 
“İyi bir gazete” vurgusunu özellikle yapıyorum. Yoksa, sıradan bir gazete çıkartmak çok kolay. Hem de bakkal dükkanı açmaktan daha basit. Ver savcılığa bir dilekçe, aç gazeteni, ol medya patronu!
Öyle özel bir donanıma da gerek yok.
Tahsilmiş, bilgiymiş, kültürmüş, bunlara da ihtiyaç duyulmuyor.
İster haftada, istersen ayda bir çık piyasaya. Ya da senede üç defa; Yılbaşı, Ramazan ve Kurban Bayramı sayıları, yeter de artar bile!
Maksat “dostlar alış-verişte görsün...”
Piyasaya bu niyetle sürülmüş bol miktarda gazeteye rastlayabilirsiniz. İşte bu yüzden “günümüz koşullarında yerel gazetecilik çok zorlaştı” diyoruz.
Bu yüzden itibar azaldı. İtibar azaldıkça yerel gazetelere verilen reklam, olunan abone sayısı da haliyle düştü…
Vatandaş da, işveren de haklı!
Hangi birine abone olsun? Ya da, vereceği reklamın hangisinde daha çok prim yapacağına inansın?
Soruları çoğaltmamız mümkün.
Şimdi yazımızın başlığına dikkatinizi çekmek istiyorum!
İstanbul Times, az önce dile getirdiğimiz soruları 6 Şubat 2012 tarihinde cevaplamış oldu.
Özetle şöyle dedi:
“-İstanbul gibi bir metropolde soğuk ve trafiğin çok yoğun olduğu saatlerde, seçkin bir topluluğu bir araya getirebiliyorum. Hem de beklenilenden daha fazlasını…
-Bir değil, iki, üç değil tam dört yıldır okuyucularımıza düzenli sayılabilecek şekilde ulaşıyoruz.
-Hem sayfa sayımız yerel bir gazete için iyi hem de ve özellikle tirajımız, birçok ulusal gazeteden daha fazla… 
-Yazar kadromuzla, tasarımımızla, reklamımızla ve dağıtımımızla iddialıyız…”
BUNDAN SONRA NE OLUR?
İstanbul Times, 6 Şubat 2012 tarihindeki kutlamasıyla üzerine önemli bir sorumluluk aldı. O gece rüşdünü ispatladı ama bundan böyle yükü daha ağır. Kamuoyunu daha büyük beklenti içine soktu. Şimdi bir vites daha büyüterek yoluna devam etmek zorunda...
Zaman su gibi akıyor. Bir yıl dediğin çok da uzun bir süre değil. 2013’te yapılacak kutlamada daha farklı, daha olgunlaşmış ve güzelleşmiş bir gazete sunmak durumunda…
Biz elimizden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışacağız elbette. Ama asıl yük, dümende bulunan Hüseyin Çetiner ile Ferdi Türk’ün omzunda.
Şahsen; Sayın Çetiner’in de Sayın Türk’ün de çıtayı daha yükselteceğine inanıyorum.
Çünkü; bu işte başarılı olmanın en önemli unsuru maddi kaynaktır. Bu konuda gazeteye sponsor olanların, reklam verenlerin artık daha ümitli ve dolayısıyla daha cömert davranacağını sanıyorum.
Zaten gecenin sonunda sponsorlardan biri, “İstanbul Times’e bundan böyle daha fazla katkıda bulunmamız lazım” dediğini vurgulamak isterim.
İstanbul Times ailesini bu vesileyle tekrar kutluyor, yazılacak her haberin, her yorumun ve her fotoğrafın milletimiz için, devletimiz için, bütün İslam Alemi için hayırlara vesile olmasını diliyorum…

İstanbul Times / Müslüm Aktürk