Elleri arkadan bağlı bir grup insan, diz üstü çöktürülmüş, sessizce bekliyor, hallerinde beli ki; çok yiğitler, ne bir hayıflama, ne bir yalvarma duyuluyor onlardan. Bir kaç saniye sonra alçakça şehit edilecekler. Onları şehit edecek alçak teröristler başlarında durmuş, örgütlerinin propagandasını yapıyorlar. Öldürürken de; Kameraya çekiyorlar bu yiğit oğlu yiğitleri ve tekbir getirerek şehit ediyorlar. Bunu da İslâm adına yapıyorlar. İzlerken tüylerim diken diken oldu, şimdi de göz yaşları içinde bu satırları yazıyorum. Söz ettiğim İşid örgütünden başkası değil, lideri Ebû Duâ, kendine "Müminlerin Emir-i" diyorlarmış. Lan sen Müminlerin emirlerine kurban ol, lan vahşi, sen kim Müminlerin Emiri olmak kim?! Vahşeti Izlerken; Hz Muhammed (sas)'im; savaşta esir edilen müşriklere muamelesi geldi aklıma. Gecenin bir Vakti iki Cihan Serveri Ahmet Muhammed Mustafa inleme seslerini duyar ve Sehabeye sorar; "Nedir bu inleme sesleri?" diye. Sahabe; "Efendim esirlerden geliyor!" diye cevap verir. Efendimiz (sas) "Derhal çözün ellerini!" diye emrediyor! Ebû Duâ Efendimizin getirdiği İslâm'ın lideri olduğunu iddia ediyor ve esir ettiklerine iyi muameleyi bırakın, hunharca şehit ediyor. Hunharca katlettiği kişiler de Mümin. Hani vaktaki savaş alanında bir müşrik tam öldürüleceği anda "ben Muhammed'e iman ettim, Müslüman oldum." demesine rağmen Sahabe onu dinlemedi ve öldürdü ya! Konu Hz Muhammed'e (sas) gidince, o bunu duyunca hiddetlendi ve Sahabe'ye "Neden öldürdün!" diye çıkıştı. Sahabe; "Efendim o bir müşrikti canını kurtarmak için ben Müslüman oldum." dedi diye cevap verince, Efendimiz; "Sen onun kalbini yarıp baktınmı? Sen nereden bileceksin!" buyurdu. Şimdi bu dinin mensubu ve bu peygamberin Ümmeti olduğunu iddia eden gafiler, bırakın Müşriklere, Müminlere dahi merhamet etmiyor! Bilhassa Müminleri katlediyor. Müslümanlar arasında mezhepçilik tohumu ekiyor. Öldürme! Yaşat! diye emreden İslâm dininin aksine öldürüyor. Oysa "Bir cana kıyan, bütün canlara kıymış gibidir. Bir canı kurtaran, bütün canları kurtarmış gibidir." mealinde hem âyet hemde Efendimizin müjdesi var. Nerede kaldı sizin Müminliğiniz. Siz küffarın ayakları altında inim inim inleyen Filistin'emi yardıma gittiniz, siz Mescid-i Aksa'yı kurtarmayamı gittiniz?! Yok siz Allahın; "Müminler ancak kardeştir!" âyetine rağmen; "Kardeşlerinizi katlediyorsunuz!" Eğer; gerçekten Müslüman olsaydınız bunu yapmazdınız! Müslümanları Müslümanlara kırdırmazdınız. Siz asla kahramanlık ile anılmayacak ve vahşet ile anılacaksınız! Sizin Müslüman olduğunuzdan emin değilim! Müslüman; "Elinden, dilinden, belinden emin olunan kimsedir!" buyurdu Hz Muhammed Mustafa (sas). Biz ne sizin elinizden, ne belinizden, ne de dilinizden eminiz! Siz Allahü Ekber diyerek öz kardeşinizi katleden bir topluluksunuz! Sizin acilen tövbe etmeniz ve ıslah edilmeniz gerekiyor. Bu ıslahı yapacak ise İslâm ülkeleridir. Ey Ölüm uykusunda olan Ümmeti Muhammed, artık uyanın! Hz Muhammed (sas) "Mümin aynı delikten ikinci defa geçmez!" buyurdu. O'nun (sas) hadislerinden dersler çıkarın, Kur'ân'ı doğru anlayın ve İslâm adına terörizm yapanları bertaraf edin. Çünkü onlar, İslâm coğrafyası üzerinde emelleri olanların maşasıdır. Onların İslâm ve Ümmet derdi yok! Onlar, ahireti az bir dünya menfaatine satmış olanlar. Onlar, zalim kimseler. Onlar, her gün Müminleri şehit edenler, pazarlara bomba koyanlar, zalimler, katiller, küfürde ileri giden sapkınlar... Ey Ümmeti Ahmed, kalkın ne olur, dirilin artık, Melek postuna bürünmüş şeytanları deşifre edin. Ilımlı İslâm diyenleri, Radikal İslâm diyenleri bertaraf edin. İslâm âlemlere gönderilmiş son dindir, Radikalizm içermediği gibi ılımlılıkta içermez. Çünkü Allahın koyduğu ve Resûlallah'ın tebliğ ettiği kendine has, kanun ve kaidlerleri olan bir dindir. Müslüman ise; bunları tatbik edendir. Müslüman; İslâm'a "bence, ence, mence!" gibi tabirleri getirmez. İslâm'ın emirleri doğrultusunda dini mübin-i, İslâm'ı yaşamaya gayret eder. Çünkü her Müslümanın takva boyutunda yaşaması mümkün değildir. Günaha da hayat vardır. Tabi bu sözden kasıt, günah işleyin anlamını çıkarmak doğru değil. Yani Müslümanlar, ister, istemez büyük/küçük günahlar işleyebilirler. "Günahkarların en hayırlısı tevbe edip halini düzeltenlerdir." Buyuruyor Hz Allah (cc). Bir diğer âyete; "Eğer insanlar günah işlemeselerdi, onları helak eder, yerlerine günah işleyen ve işlediği günahtan sonra tevbe eden bir kavim yaratırdım." buyuruyor. Allahın en sevdiği kimseler ise tevbe edip halini düzeltenlerdir. Buradan İŞİD örgütü ve liderleri Ebû Duâ'yı tevbeye ve hallerini düzeltmeye dâvet ediyorum. Müslümanları vahşi insanlar olarak dünyaya lanse etmekten vazgeçmelerini, aksi halde Allahın onlara gazabı yakın olduğunu bildirmek istiyorum. Allah'tan onların ve Ümmetin içinde ki bütün hainlerin hayırla ıslahınını rica ediyorum. Islah olmayanları Kahhar ismi ile kahretmesini rica ediyorum. Ey Allahım Kahhar isminle kahredeceğin kişilerin belasını İslâm'dan Irak eyle, onları kullananlar ile birbirlerine kırdır. Amin. Saygılarımla... 

Hekimoğlu Süleyman Özcan / İstanbul Times