Bugün ve geçmişte en büyük hırsızlık enflasyonla milletin cebinden para alınması olduğu gibi en büyük oy hırsızlığının da yasalardan kaynaklı olarak hep beraber birlikte yaşıyoruz. Hangi iktidar olursa olsun dünün muhalefeti bugünün iktidarı hep konuşulur seçim sistemi değiştirilmeli çoğulcu katılımın sağlanmasını ve sandıktan da çıkan sonucun bütün toplumu kucaklayıcı bir hakkaniyetle hayata geçirilmesi istenmektedir. Hatta % 10 seçim barajı halkın oy verip de bu baraja takılan partilerin meclise girememesine hem de oyların hangi ilde kim önde ise ona kalmasını sağlayarak haksız bir muameleye maruz kalınmaktadır. Yani anlayacağınız meclise girenler hak etmedikleri oyları ceplerine indirerek haddinden fazla milletvekili çıkarırken; meclise giremeyenlerin oylarını yasalar çerçevesinde gasp etmektedirler. Buna örnek olarak isterseniz Prof Dr. Sayın Ali ERCAN Bey`in dediği gibi en büyük oy hırsızlığı da kanunlarımızla yapılmaktadır. Partilerin oy oranları ve çıkardıkları milletvekili sayısı şöyledir; ( 7 Haziran seçimleri baz alındı. NEDENİNİ AŞAĞIDAKİ YAZININ DEVAMINDA ANLAYACAKSINIZ.)
AKP % 49,5 oy oranı ile 317 MİLLETVEKİLİ
CHP % 25,3 oy oranı ile 134 MİLLETVEKİLİ
MHP % 11,9 oy oranı ile 40 MİLLETVEKİLİ
HDP % 10,8 oy oranı ile 59 MİLLETVEKİLİ

Gerçek oy oranlarına göre milletvekilleri sayısı aslında; 
AKP 272 MİLLETVEKİLİ,
CHP 139 MİLLETVEKİLİ,
MHP 65 MİLLETVEKİLİ ve
 HDP 60 MİLLETVEKİLİ alması gerekirken; d`Hondt  sisteminin uygulandığı seçim yasasının  birinci konumundaki partiye bahşettiği bonus sayesinde,  AKP % 49,5 oranı yerine % 58`lik bir oranı karşılayan 45 milletvekili daha fazla alarak 317`de haksız bir temsiliyete kanunlar sayesinde kavuşmaktadır. Bir diğer ifade ile;
CHP`ne verilmiş olan 454 bin oy,
MHP`ne verilmiş olan 2 milyon 212 bin oy,
HDP`ne verilmiş olan 13 bin oy ve
 diğer % 10 barajına takılan partilere verilmiş olan 1 milyon 223 bin oy ile…
Yani toplam 3 milyon 901 bin oy AKP`nin hesabına yazılmış olarak 45 milletvekili daha havadan kazanmış olarak mecliste temsil hakkına sahip oluyor. Yanlış anlamayın bu diğer bütün seçimlerde de uygulandığından kim başta götürürse kanunlar ve yasalar karşısında bu şekilde haksız bir kazanç elde etmiş oluyor. 
7 Haziran seçiminden sonra 1 Kasım seçiminde de aynı olaylar oluyor aynı geçmiştekiler gibi karşımıza çıkıyor.  Fakat 7 Haziran seçimlerinden sonra elimize altın bir fırsat olarak seçim yasasını düzeltemeyen Muhalefet Partilerini halkın ve kendilerinin haklarını savunmayıp yatmasını kınıyorum.  Bu nasıl sahip çıkmaktır. Fakat  “aman oy çalınmasın, sandıklarda illegal oy girmesin, listelerde yanlışlık yapılmasın, sandıkları ve sonuçlarını hiç bir şartta yalnız bırakılmasın…” diye sandık başlarında milleti ayağa kaldıranlar asıl hırsızlığın seçim yasası ile yapıldığını görmezden gelmektir. Hatta onu düzeltmek için çaba sarf etmemekle hangi akla hizmet olduğunu biri bana söylesin veya beni ikna etsin…
Birinci parti bu seçim sistemi ile % 15 – 20 avantajla önde başlamaktadır. (d`Hondt sayım sistemi)
% 10 seçim barajı ile demokratik seçimlerin kat edildiği başka bir ülke var mıdır?
Sandıktaki oy oranı ile meclisteki milletvekili oranı arasında uçurumlar varken; hangi demokratik sistemden bahsede biliriz?
Kabaca söylersek 80 milyon nüfuslu ülkemizde 40 milyon oy kullanma hakkına sahipse; zaten bunun 5 milyonu oy kullanmaya gitmiyor. 35 milyonun % 10 baraj altında kaldığı için 3,5 milyon mecliste temsil edilemiyor. Bir de buna kanunların ve yasaların ön gördüğü seçim sistemi “d`Hondt seçim sistemi” ile birinci parti % 15- 20 avantaj sağlarsa bu da (31,5 milyonun 4,7 milyon veya 6,3 milyona karşılık eden) avantaja dönüşüyor. Yani 40 milyondan  - (5 milyon + 3,5 milyon + 4,7 milyon) =13,2 milyon seçmenin oyunu çıkarırsak karşımıza 26,5 milyonun oyu aslında geçerlidir. Diğer oylar ise tamamen birinci partinin menfaatine çalışıyor. Anlayacağınızağızlarda demokrasi varken; seçim sistemi anti- demokratik olarak gözlerimizin içine bakarak hepimizi kandırıyorlar. En büyük hırsızlık “SEÇİMDE OY HIRSIZLIĞIDIR” gerisi teferruattır. Fakat ne yazık ki bu oyunu bütün partiler, kanunlarımız, yasalarımız ve halkımız aynı oyunu “körler sağırlar birbirini ağırlar” oyunu tabiî ki…
Aynı şekilde hepimizin çok iyi bildiği gibi 2003 seçimlerinde AKP oyların % 34`ünü aldığı halde Meclisteki milletvekili oranı % 67`sini temsil edecek bir sonuçla karşı karşıyayızToplam milletvekili sayısı 550 iken;
% 34 oyun karşılığı 187 (550*0,34) milletvekili olması gerekirken; bir bakıyoruz 368 (550*0,67) milletvekilini bu seçim sistemi ile çıkarıyorlar. Bu sistemi geçmiş bütün seçimlerde görebilirsiniz. Hep isyan ederler fakat hepsi kuru gürültüdür. Çünkü hiçbir parti bunu değiştirmek için ne yazık ki karar aldıramaz. Hatta 7 Haziran aslında altın bir fırsattı fakat ne yazık ki partilerimiz kendi haklarını koruyamadığı için milletin haklarını da koruyamıyorlar. Anlayacağınız hepsinin işine geliyor her halde… Alınan oyun temsil hakkı yendiği için bu meclisten “İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN” çıkmaz.
Şimdi duyar gibiyim…. Ülkede neler oluyor bu adam ne yazıyor değil mi? Fakat “balık baştan kokar” artık hırsız kim veya hırsızın tanımını yapar mısınız? Bu arada ölen de, paramızı çalanda hatta oylarımızı yok edende hırsız ise acaba bunu çaldıranda hiç mi kabahat yok? Hadi bir kez çaldırdın peki devamlı çalınmasına izin veriyorsan artık buna ne isim verebiliriz? 
Sevgi ve saygılarımla, Nasrettin Hoca`nın dediği gibi “çalanın hiç mi kabahati yok” demiş hoş demişte biz de diyoruz ki; “devamlı çaldıranında kabahati yok mu?”…atamirası ulus…muratakbaş
Kaynak: 1Kasım 2015 seçimleri ve acil sorunlarımız – Op. Dr. Aytekin ERTUĞRUL – TOGAN YAYINCILIK