Zeytinburnu’nda neler oluyor ?
 
Barış ve kardeşliğin kenti olan Zeytinburnu’nda son günlerde akla hayale gelmeyen oyunlar oynanıyor.
 
Bu ilçenin kitabını yazan bir yazar olarak burayı karıştırmak isteyen mihrakların emellerine ulaşmak için her türlü oyunu oynadığını görüyorum.
 
Çok kısa bir süre önce 1974 Kıbrıs Barış Harekatına katılan Zeytinburnulu gazilerle birlikte üç günlük Kıbrıs bir Kıbrıs ziyareti yaptık.
 
Gerek hayatta olan gazilerin içinde,gerekse de şehit düşüp bizim mezarlarını ziyaret ettiğimiz şehitlerimizin içinde, Malatyalı, Batmanlı, Mardinli, Edirneli, Diyarbakırlı kısaca Türkiye’nin dört bir yanında şehitlerimizin koyun koyuna yattığını gördüm.
 
Elinize satır alıp sokakta nara atmak doğru değil
 
Bazı Milliyetçi duyguları kabaran genç kardeşlerimizin elbiselerinin üstlerini çıkarıp Zeytinburnu sokaklarında nara atıp sokakta duran insanlara ne duruyorsunuz peşimize takılsanıza diyerek sanki YUNAN ile savaşa gidiyor da ülkede yaşayan diğer insanlar buna seyirciymiş gibi tepki göstermesi başta bu oyunu kim sahnelemişse onu mutlu eder.Gerçek Milliyetçi ve vatansever vatandaş askerine ve polisine güvenendir.
 
Zeytinburnu’nu sokak sokak,cadde cadde bilen bir kişi olarak burada onlrca milletin kardeşçe yaşadığını ve hiçbir sorunları olmadığını gören birisi olarak bu oyunları tezgahlayanların ilçede asayişin tehlikeye girmesi karşısında hakinde kıs kıs gülerek hedefimize ulaştık diyeceklerinden eminim.
 
Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerinde devletin neden fiş vermediğini hiç düşündünüz mü?
 
Ben düşündüm.Paralı yollara girdiğiniz zaman perakende satış fişi veriliyor,ancak köprülerde geçince fiş yok bunun nedenini düşündüm ve kendimce de bir cevap buldum.
 
Devlet Anayasa ve insan hakları evrensel beyannamesi gereği vatandaşlarının seyahat özgürlüğünü sağlamak zorunda.
 
Tercihli yolları kullanacak paranız olmadığı zaman devlet parasız yol tercihini sunduğu için burada anayasal ve insan haklarını ihlal söz konusu değil.
 
Ancak köprüler olmadan Anadolu yakasından Avrupa yakasına,Avrupa yakasından da Anadolu yakasına geçme şansınız olmadığı için devlet SUÇUNU bildiğinden dolayı fiş verip dava açacak olanların eline belge vermemek için para aldığı halde hiçbir belge vermeyerek KANUNSUZ OLARAK TAHSİLAT YAPIYOR.Köprülerden birisi anayasa ve insan hakları evrensel beyannamesine göre ÜCRETSİZ OLMAK ZORUNDADIR.Yani devlet vatandaşına bir yakadan diğerine geçme şansını ya FSM.de veya Boğaziçi’ nde vermek zorundadır.
Sen daha rahat ve kolay geçmek adına diğer köprüyü tercih edersen 4 lira bedel alırım derse o zaman doğru olanı yapmış olur.Aynı paralı yollarda yaptığı gibi.
 
Bakın bu konuda insan hakları evrensel beyannamesi ne diyor ;
 
Seyahat özgürlüğü temel bir "insan hakkı"dır.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 13. maddesi şöyle der:

1. Herkesin bir devletin toprakları üzerinde serbestçe dolaşma ve oturma hakkı vardır.
2. Herkes,kendi ülkesi de dahil olmak üzere, herhangi bir ülkeden ayrılmak ve ülkesine yeniden dönmek hakkına sahiptir.

Yani "seyahat özgürlüğü" sadece suç soruşturması ve kovuşturması nedeniyle hakim tarafından sınırlandırılabilir. Bunun dışında sınırlandırılamaz.Oysa 3.750 TL niz yoksa İstanbul’u terk edemezsiniz veya giremezsiniz.Bu halde seyahat özgürlüğü koskocaman bir yalan olarak karşınızda duruyor.  

20 Haziran 2010 tarihinde seyahat özgürlüğü gönüllülerinin de katkısıyla pasaport ücret ve harçlarında yapılan %50 indirime rağmen "pasaport"lar için istenen yüksek ücretler (Dünya'daki en pahalı pasaport Türkiye'dedir) seyahat özgürlüğüne vurulan bir darbedir.Bu durum, açık bir biçimde Anayasa'nın ihlal edilmesidir.
Dünya da benzeri az görülen yurt dışı ÇIKIŞ harcı UCUBESİ de seyahat özgürlüğüne vurulan diğer bir darbedir.
 
İstanbul’un yükünü omuzlayan adam kızını gelin etti
 
Kısa bir süre önce İBB.deki odasına giderek bir çayını içtiğim Sefer Kocabaş Ağabeyim bana üzerindeki yükün çok ağır olduğunu ülkeye ve vatana karşı borcu olmazsa bir gün bile bu görevi yapmak istemediğini söyledi.Sefer Abi neden böyle düşünüyor diye beynimi yorarken bir çok kişi ellerinde harita ve projelerle gelerek imar durumları hakkında bir şeyler anlattıklarını gördüm.
 
Kimi belediye başkanıydı,kimi büyük bir sanayiciydi,kimi de sıradan vatandaştı.Bu ortamı gördükten sonra bir gün ortam olur Sefer Kocabaş ağabeyim ile alakalı bir haber yapar veya bir yazı yazarsam başlık olarak “İstanbul“un yükünü çeken adam” diyeceğim söylemiştim.İşte kızını evlendiren Sefer Abi sağ olsun ismimizi çok güzel bir şekilde yazdığı davetiye’yi bize takdim edince gününü unutmamak adına çalışma programımızın yazılı olduğu ajandaya kaydettik.
 
Düğün de İstanbul’un nerede ise tüm seçilmiş insanları oradaydı desek abartı olmaz.Yağmur bereketi ile geldi.Aniden bastıran şiddetli yağmur her ne kadar bazı misafirlerin masalarını terk etmelerini beraberinde getirdiyse de Temmuz ayında yağan şiddetli yağmur düğünü unutulmaz hale getirdi.
 
Sefer abi trilyonlarca para verseydi düğünü bu kadar güzel bir sürpriz ile renklendiremezdi. Allah’tan gelen bir durum olduğu için uzun süre kalmayı tasarladığımız düğünde erken ayrıldık.Ama son aylarda gördüğüm en renkli düğün olması açısında hafızamda hiçbir zaman silinmeyecek.Zaten bir Temmuz denizcilik ve kabotaj bayrımı olduğu için ortalığın yağmurdan deniz gibi olması da günün anlamına uygundu.
 
Birlikte Ak Parti Zeytinburnu ilçe teşkilatını kuruduğumuz Sefer Kocabaş ağabeyimin çiğerparesi biricik kızı Müşerref Kübra ve damadı Fatih’e ömür boyu mutluluklar dilerim.
 
Vergi Dairelerine verilen beyannamelerde sabit ücret alınması ZÜLÜMDÜR …
Yıllar öne 5 yıllık zorunlu eğitimden 8 yıllık zorunlu bir eğitime geçtiğimiz zaman KDV.Muhtasar,geçici kısaca bir çok beyanname için eğitime katlı payı vs.vs. adları altında bir vergi icat edilerek beyannamenizi boş olarak verseniz de her beyanname için 19.90 TL paranın zorla tahsil edilmesi yoluna gidildi.Ben de dahil bu vergi bağırtılarak bizden cebren alınıyor.
 
Bu uygulama ZÜLMÜN ta kendisidir.Yüzlerce vergi çeşidi icat edilerek,inanların bunaltılması doğru,hoş ve adil bir yaklaşım tarzı değil.Örnek vermek gerekirse çocuğuma süt alacağım 20 lira ile gayri faal olan firmam için vermek zorunda olduğum KDV.beyannamesi için benden zorla haksız bir para alınması zulüm değil de nedir ? Çok isteyip hiç alamamaktansa az isteyip hepini almak KOÇİ bey tabiri ile en adil ve en doğru olanıdır.
 
4.Murat Bağdat seferine giderken hazine de yeteri kadar para yoktur.Para işinin hal çaresini ararken iktisatçılarını toplayıp ne yapmak gerek diye soru soruyor.Klasik iktisatçılar yep yeni vergiler icat ederken hünkarın karşısına çıkıyorlar.İçlerinde birisi yani KOÇİ bey bir risale hazırlayarak VERGİLERİ DÜŞÜRÜN diyor.Heybetli hünkar 4.Murat bana Koçi beyi çağırın der.Koçi bey huzur gelir Padişah bre bize para gerektür sen ise vergileri düşürmekten bahsedersin nedir bunun sebebi der.KOÇİ bey orada derki hünkarın çok vergi istiyorsunuz çok kişiden hiç alamıyorsunuz aldıklarınızdan da çok az alıyorsunuz.Az isteyip iyi b,ir mekanizma kurarak herkesten vergi alırsanız hem daha çok vergi toplanır hem de adalet sağlanır der.
Bir işletme fakültesi mezunu olarak bende şiddetli bir şekilde mükellefin belini büken ağır vergilerden muzdarip’im…

Doğduğum Topraklara Sıla-ı rahim

İstanbul’da yaşadığım son 22 yıldır her yıl Malatya’ya bir ziyaret yaparak Anne-baba eş dost ve akrabanın hayır duasını almaya çalışırdım..Yoğun işlerimden dolayı son iki yıldır Malatya ziyaretini yapma geleneğini terk etmiştim.Gelen serzeniş ve isteklerde Sıla-ı Rahim’i terk etmemem isteniyordu.Durdum,düşündüm,ve karar verdim ki gelen serzeniş ve talepler çok doğru. Hemen ailece biletlerimizi aldık.Ben işlerimden dolayı ancak 3 gün kaldım.Ama ailem 17 gün orada kaldı.Özellikle küçük çocuklarım amcalarını,akrabalarını daha yakından tanıma fırsatı buldular.Burada eskimeyen dostlar bizlere karşı çok fedakarlıklar yaparak bizi memnun ve mutlu etmenin yolunu aradılar.Bu arada servet Dayımı ve kardeşim “MEMO” yu görmek için binek araba ile dağ yollarına saplandım.Ancak belli bir yerden sonra araç gitmez oldu.10-15 dakikalık da olsa zaman ayıramayan dayım ve Memo’ya kırıldığımı burada ilan ediyorum.Beden terbiyesi Malatya il müdürlüğü çalışanlarının görev yaptığı Orduzu Olimpik yüzme havuzunda evlatlarımla güzel bir gün geçirmemizi sağlayan memur arkadaşlara teşekkür ederim.Bize kayısı ve karpuz ikram etmeleri ayrı bir incelikti.Allah işlerini rast götürsün.Nurullah eniştem ve yeğenim Murat’da işlerini güçlerini bırakarak bizimle ilgilenmeleri çok güzeldi.
 
Yeğenim Zeynep'i Mustafa Alakaş ile nişanladık.Özellikle nişan günü için bizi beklemeleri süpriz oldu.Allah Zeynep'e ve Mustafa'ya sağlıklı sıhatli ve karşılıklı sevgi ve saygının olduğu bir gelecek nasip eder inşallah.

Yeğenim olduğu için değil ama Zeynep ve ikizi Meryem tam bir anadolu kültürü ile yetişmiş büyüğe saygılı küçüğe sevgili bir terbiye aldıkları her davranışlarında kendini belli ediyor zaten.
 
Kıbrıs seyahatimiz
 
Zeytinburnu Belediye başkanı  Murat Aydın üçüncü kez seçildiği başkanlığın ilk günlerinde bu dönemde sosyal belediyeciliğe ağırlık vereceğini söylemişti.Bu sözünün gereği olarak 37 yıl önce yapılan Kıbrıs Barış Harekatına katılan ve Zeytinburnu’nda ikamet eden Gazilerin içinde 44 tanesine üç günlük unutamayacakları bir Kıbrıs gezisi yaptırdı.Bu gezi gazileri çok sevindirdi.Ben de Gazetemizi temsilen bu üç günlük geziye katılma imkanı buldum.Murat Başkan başta olmak üzere yardımcısı Gökhan Kasap’a, Sosyal işler müdürü Sami Ünlü’ye ve emeği geçen herkese teşekkür ederim.

Kıbrıs’ın milli ve manevi bir eğitime acil olarak ihtiyacı var.Gençlerin anavatana karşı önyargıları var.Savaşı ve Rum katliamını yaşayanlar her şeyin farkında ama gençlerde durum biraz daha farklı.Gençler Türkiye’nin adaya müdahale etmesini ekonomik olarak gelişmişliklerine engel görüyorlar. Oysa gerçekler bununla terd yönde. Bundan dolayı da gençlere adada TSK.nın varlığının çok önemli olduğu anlatılmalıdır.Sonuç olarak Kıbrıs seyahatimiz çok verimli ve güzel geçti.Murat Başkan’ dan sıradaki talebimiz de mümkünse basın mensupları ve Gazileri UMRE’ye de götürmesini talep ediyoruz.
 
Irmak Garden Plus satışa çıktı
 
Kuyumculuktan,enerjiye,döviz alım satımından,inşat işlerine kadar bir çok sektörde faaliyet gösteren ülkemizin önde gelen gruplarından birisi olan IRMAK Grup yeni Projesi olan IRMAK GARDEN PLUS’ ı görücüye çıkardı.Sadece 36 muhteşem daireden oluşan blok’un altında da 10 küsür işyeri mevcut.Satışa başlamaları nedeni ile sohbet ettiğim grubun yönetim kurulu başkanı Yüksek Akgül IRMAK GARDEN PLUS’ın bugüne kadar Zeytinburnu’nda yapılan konutlardan çok farklı olacağını ifade etti.Projenin yapıldığı lokasyon gerçekten çok önemli.Bu projenin Zeytinburnu’na,İstanbul’a ve ilkemize hayırlı olmasını diler,IRMAK ailesine helal ve bol kazançlar temenni ederim.