HDP eş genel başkanı Av.Selahhatin Demirtaş’ın Cumhurbaşkanlığı sürecinde yaptığı çıkışlar ile HDP’ Türkiye partisi olabilir algısı oluşturmuş ve seçim sonucunda % 9.8 oy alarak ülke barajını aşmaya kıl payı kalmıştı.
HDP.bu şekilde çalışmaya devam etseydi belkide Haziran 2015 ‘ de yapılacak olan genel seçimlerde iyi adaylar ile halkın önüne çıkması halinde seçimde % 10 olan ülke barajını aşıp aldığı oy ile 60 ile 70 arası vekil çıkarma şansı var iken halkı KOBANİ için protestoya devet etmesi sonucu sokağa çıkanlar şiddete başvurmuş 35 kişi hayatını kaybetmiş ülke maddi ve manevi olarak iciddi bir bedel ödemek zorunda kalmıştı.
Gerçi Demirtaş'ın biz sadece kitlemizin demokratik bir eylem yapmasını istedik. Ancak bazı art niyetli kişiler şiddeti körükledi açıklaması yaptığını da ifade edeyim. Ama Cumhurbaşkanı dahil vatandaşın çoğu da bu söze pek de itibar etmediler.
Halkımızın zulüm ile karşı karşıya olan KOBANİ için farkındalık oluşturmak adına demokratik gösteri hakkını kullanması kadar normal bir şey olamaz. Keşke bu sokağa çıkan göstericilerin her birisi eline 10 ar tane gül alsaydı ve sokakta gördükleri insanlara artık vurdu kırdı dönemi bitti. Biz sesimizi bundan sonra demokratik şekilde duyuracağız deseydi kanımca daha iyi ve etkili bir çalışma yapmış olurlardı.
Bu olaylar barış sürecine karşı olanların ekmeğine yağ sürdü
HDP Sempatizanlarının öncü olduğu son eylemler ile barış sürecine karşı olanlara ciddi bir KOZ vermiş oldu. Yıllar önce HDP ‘nin devamı olduğu partilerden birisinin Zeytinburnu ilçe başkanı ile yaptığım konuşmada şunu sormuştum neden sizin protestolarınız vurdulu kırdılı oluyor dediğimde biz normal bir eylem yapsak hiçbir gazete ve Tv haber yapmıyor biz de sesimizi duyurmak için biraz sert eylemler yapıyoruz bir eğitimci olarak bende sert eylemlerden memnun değilim ama yapacak bir şey yok demişti.
HDP daha dikkatli olmak zorunda…
HDP bugünden başlamak üzere Türkiye partisi olduğunu kabul edecek ve aklı başında bir siyaset yaparak gerçek şekilde muhalefet nasıl yapılırmış herkese göstermesi gerekir diye düşünmekteyim. “Medenilere galebe çalmak icbar (zorla) ile değil ilim iledir”. diyen Said-i Nursi’ nin söylediği gibi medeni insanlara üstün gelmek zor ile değil ilim iledir. Ölen onlarca vatandaşımızın hayatını kaybetmesi hiçbir şey ile ölçülemez.
Türkiye’nin Suriye Politikası baştan beri çok sağlıklı değildi,ABD Türk hükümetini yanılttı
ABD.Suriye konusunda Türkiye’ yi gaza getirdi. Özgür Suriye ordusu 4 yıldır aklı başında bir başarımı kazanmış ki diğer muhalif guruplar ona katılsın. Türkiye, PYD.ye sen Beşar Esad’a değil Özgür Suriye Ordusuna yardım edeceksin diyor. Ama Beşar Esad'ın PYD'yi uçaklarla bombalamayacağı garantisi veremiyor.
Suriye Kürtleri de iyi kötü dünya siyasetini takip ediyor. ÇİN,RUSYA ve İRAN'ın dim dik Beşar Esad’ ın arkasında dururken PYD’nin bu güce karşı Özgür Suriye Orduu denen ama hiç bir başarısı olmayan bir yapıya destek verilmeisni istemek aklı başında bir talep değil. PYD ÖSO'dan yana tavır alması demek Esad'ın her gün PYD bölgelerini bombalamasını kabul etmesi demektir.
Türkiye Beşar Esad halkına zulmettiği için biz onun iktidardan uzaklaşmasını istiyoruz diyor. Ama Suudi Arabistan‘da Müslümanlara yapılan zulüm daha az değil. Suud Zindanları hakiki Müslümanlarla dolu o zaman Türkiye Suud Kralına da karşı çıksın. İslamiyet saltanatın babadan oğula geçmesini istemez. Peygamber yerine eniştesini veya torunlarını bırakmadı. Kendi ölümünden sonra Müslümanların kendi devlet başkanlarını seçmelerini tavsiye etti ve onlarda Hz.Ebubekir’i seçtiler.
ABD ve İsrail ARZ-ı MEVUD’için IRAK,SURİYE,İRAN ve TÜRKİYE’ yi engel görüyor
İlk Engelleri IRAK’ı perişan ettiler. Şu an bırakın IRAK’ ın ABD.ve İSRAİL’ e karşı gelmesi İŞİD’e bile güç yettiremiyor. İkinci engel SURİYE’ idi onu karıştırmaya başladıkları gün 6 ay ömrü var dedikleri için hemen Üçüncü Engel olan İRAN bombalansın mı bombalanmasın mı müzakeresini yapmaya başlamıştı ABD ve İsrail.
Bilindiği gibi İsrail’in rüyalarını süsleyen ARZ-ı MEVUD Manavgat suyunu da içine alıyor
Bu hayallerine ulaşabilmeleri için Irak,Suriye,İran ve nihayetinde dördüncü engel olan TÜRKİYE’nin bir şekilde karıştırılması gerekiyordu ki İsrail’in rüyası gerçekleşsin.
Türkiye bu senaryoyu okuyamayarak birlikte ortak bakanlar kurulu toplantısı yaptığı Beşar Esad’ı nasılsa 6 ayda kaçıp gidecek diyerek baş düşman ilan etti. Oysa en uzun sınırımız olan devlet ile en son bizim kötü olmamız gerekirken en başta biz ilişkilerimizi bozduk. Bu durumun aklı başında bir çalışma olmadığını ilk günden beri yazdım.
ABD.şu an açıkça hedefimiz Beşar Esad değil IŞİD diyerek bir nevi üstü kapalı bizim için Esad kabul edilebilir demek istiyor. Tabi Türkiye ‘de Beşar’ ın gitmemesi halinde babası Hafız Esad’dan daha sert bir şekilde TÜRKİYE’nin başına bela olabilecek terör örgütlerine imkan sağlayacağını bildiği için bir an önce Beşar Esad’ın iş başından uzaklaştırılmasını istiyor.
Kim ne derse desin Türkiye, Suriye konusunda sağlıklı bir politika takip edemedi. Şu an Türkiye Suriye sınırımız kevgire dönmüş durumda.
Çok Korkuyorum…
Türkiye’nin Orta Doğu batağına saplanmasını isteyen İsrail,ABD veya başka bir düşmanımız Allah korusun Şüleyman Şah saygı karakoluna bir iki tane havan topu veya füze atarak Mehmetçiklerimizden bazılarını şehit etse birinci dünya savaşında olduğu gibi Ruslardan kaçan alman gemileri Goben ve Bratislava gemilerine Enver paşa’ nın Yavuz ve Middilli adını vererek biz bu gemileri satın aldık diyerek denizlerle sınırı olmayan Almanya’nın yanında savaşa girme gafletinde bulunması Osmanlı’ yı mahvetmişti.
Ahmet Davutoğlu ve o zamanın başbakanı Recep Tayyip Erdoğan neden birden bire Türkiye’ nin Beşar Esad’ı karşısına almasını birisi bana izah etsin. Sakın Beşar halkına zulmediyordu biz de bu zulme seyirci kalmamak için yıkılmasını istedik demesin. Eğer bu gerekçe Türkiye ‘yi rahatsız ediyorsa o vakit Suud Kralı’nı da istememesi gerekir. Çünkü orada da Müslümanlar baskı altında.
Dünyanın en eski Üç devleti Beşar Esad' a destek olurken Türkiye neden haydut ABD ve Korsan İsrail ile birlikte hereket etti anlamak çok zor
Birisi ÇİN’in,RUSYA’nın ve İRAN’ ın arkasında durduğu Suriye lideri Beşar Esad’ ın iktidardan uzaklaşması halinde bana Türkiye’ nin kazanımlarını anlatsın…
Ben bu işe bir türlü akıl ve sır erdiremedim. Esad ülkemize saldırmamıştı,terör örgütlerine yardım ve yataklı etmiyordu. Bir türlü Türkiye’nin Suriye Politikasını anlayamadım.
Bunları yazarlen de Esad ailesinin elinin kanlı olduğunu da çok yakından biliyorum. Türkiye ABD ve diğer ülkelere benim Suriye ile 950 Km.sınırım var. Biz sizin gibi rahat hareket edemeyiz. Komşularımız ile de iyi bir ilişkimiz var siz ARAP baharı masalı altında İslam beldelerini karıştırmanın ve 100 yıl daha petrol yataklarına hükmetmenin peşin desiniz deseydi bu daha sağlıklı bir yaklaşım olmaz mıydı ?
DİKKAT,ÇİN ,RUSYA VE İRAN dünyanın en eski ve en köklü ÜÇ uygarlığı ve devlet geleneği en eski üç medeniyet bunlar yeşillik olsun diye Beşar Esad'ın yanında yer almadılar. Türkiye buna bakmadan bir müslümana bir bidon benzin kadar değer vermeyen Amerika ve İsrail'in yanında durdu.
Ne diyeyim keşke Ahmet Davutoğlu veya Cunhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan bana neden Beşar Esad'a karşı hemen herakete geçtiklerini kanıtları ile anlatsalar da bende bilsem.
İstanbul Times / Hüseyin ÇETİNER
