2009 Yılının Eylül ayında yine bir ramazan günü sahur vakti yağan aşırı yağmurdan dolayı İstanbul özellikle Basın Ekspres yolu olarak tabir edilen mıntıkada mal ve can kayıpları yaşanmıştı.

O zaman İBB başkanı Dr.Mimar Kadir Topbaş canlı yayınlara çıkarak ister tapulu olsun ister olmasın dere yataklarında ne kadar yer varsa kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız diyerek nutuklar irad eylemişti.

Tabi bizim karnımız bu tür boş nutuklara toktu ama en azında buralara yeni imar vermeler diye bu nutukları sevmiştik. Ne oldu peki tam tersi oldu Basın Ekspres Yolunda dere yatağı üzerinde 69 tane GÖKDELEN’e imar ve inşaat izni verildi. Neymiş efendim burası MANHATTAN olacakmış.

Bakın da görün er yada geç su akar yolunu bulur ve burada ciddi felaketler yaşayacağız. O zaman yine bugün bu izin ve imarları verenler utanmadan sıkılmadan nutuk atacaklar.

Bu yazım tarihe bir kez daha not düşsün bugüne kadar defalarca yazdım yine yazıyorum. Bu tür ABSÜRD imarlarla İstanbul’un Irzına geçmeyin. İBB Kiptaş Marifeti ile emlakçı olmuş. Bakınız Zeytinburnu Sümer Mahallesinde KOÇ Grubunun Frefabrik bir tekstil fabrikası vardı adı BOZKURT mensucattı. Yıllar önce üretim durdu.

Burada imar yoktu. İBB nin kuruluşu olan KİPTAŞ aç gözlü emlakçılar gibi taşkın ve ağaçlık alanı olan bu yer için KOÇ grubu ile pazarlık yaptı. Sağlanan anlaşma gereği burada bir metre inşaat yapma hakkı olmayan yere 17 kat imar verdiler ve THE VELİEFENDİ ismi ile yüzlerce konut ve onlarca iş yeri yaptılar.

Trafiği hesaba katan yok, seli hesaba katan yok halkın yaşam alanlarına saldırdıklarını düşünmeden her şeye rant gözü ile bakan bir ekip İstanbul’un ırzına geçiyor.

Bakın Ataköy Sahili 1.120 yıl Doğu Roma da (Bizans) 479 yıl Osmanlı’da,85 yıl Türkiye Cumhuriyetinde imara açılması akıllara dahi getirilmezken her nedense Ak Parti döneminden sonra BETON’a teslim edilmesi düşünülebilir mi?

Ak Parti biz halkın partisiyiz diyor ama her nedense halkın yaşam ve nefes alma alanlarının BETON’a teslim edilmesine ortam hazırlıyor.

TOKİ ve EMLAK konut ATAKÖY sahilinde tamamı kıyı kanunun kapsamında olduğu Prof.Dr.Ali Elmas tarafından ifade edilen 130 bin m2 lik alanı KUZU İNŞAAT’a sattı. Yeri satın alan firmada burada Sea Pearl, yani Deniz İncisi ismi ile halkın nefes alma ve sahile ulaşma hakkını engelleyen bu projenin SAKAT olduğuna dair İstanbul Mimarlar odası ile yaptığımız söyleşilerde ortaya koyduk.

Bizim Bilimsel ve tarafşız haberlerimize karşın makul ve mantıklı bir açıklama yapması gereken KUZU İNŞAAT hakkımızda sayısız davalar açtı.

Bu dava dilekçelerinde öne sürdüğü en önemli açıklamaları da BÜYÜK Firma olduklarını vurgulamaktı. Biz hiçbir haberimizde KUZU İNŞAAT küçük firmadır demedik. Zaten küçük firmalar KIYI Kanununa muhalefet ederek inşaat yapmazlar.

Aleyhimize İZMİR Dikili dahil bir çok yerde davalar açmalarına rağmen hepsini kaybettiler. Çünkü biz doğru ve tarafsız haber yaptık. Yüce yargıda yaptığımız haberlerin gazetecilik ilkeleri kapsamında kamuoyunu bilgi sahibi yapma amaçlı olduğunu ifade ederek hakkımızda açılan bütün davaları kaybetmelerini sağladılar.

Ey KUZU İNŞAAT sen büyük firma isen kendine büyüksün. Sahile tecavüz ederken sen büyüksün diye biz de senin RANT odaklı çalışmalarına çanak mı tutacağız ?

Sahil Bitti Sıra Bakırköy içlerine Geldi

İBB çok kısa bir süre İBB yeni skandal bir karara daha imza atarak Bakırköy’de bulunan Dr.Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma merkezinin bulunduğu yeşil alanları imara açarak gözünü ne kadar rant bürüdüğünü bir kez daha kanıtlamış oldu.

Kanser hastalıkları başta olmak üzere ani kalp ölümleri dahil bir çok hastalığın artış göstermesinin başlıca nedenleri temiz havayı ortadan kaldıracak BETON yığınlarının çoğalmasına bağlamak yanlış olmaza gerek.

Bu durumu protesto etmek Sadece CHP’lilerin değil AK PARTİLİLERİNDE Ayağa Kalkmasını Gerektirir

Yeşil alanlarımızın, sahillerimizin dere yataklarımızın yeşil olması gerekirken sırf rant odaklı her yerin İNŞAATLARA peşkeş çekilmesinin partisi olmamalıdır. Hangi Partiye mensup olursak olalım.

Taşkınlık ve ağaçlık alan imara açılıyorsa hepimizin el birliği ile yapılmak istenen peşkeşe dim dik karşı çıkması gerekir. Yaşam’ın ve çevrenin partisi görüşü olmaz.

4 Haziran 2017 de Sadi Konuk Eğitim Ve Araştırma Hastanesinin bulunduğu alanın imama açılmasını protesto eden CHP’ li lerin yanında Ak Partiler de , MHP’li lerde, HDP’ liler de,Saade Partiler de olmalıdır. Çünkü Yeşil Beton’e teslim edilirse sadece CHP’liler değil herkes zarar görür. İBB bir an önce bu yanlış kararından vaz geçip buraya verdiği imarı kaldırmalıdır.

Nurettin Sözen belki istanbul’a KadirTopbaş kadar yatırım yapmamış olabilir ama KadirTopbaş döneminde İstanbul’un yaşadığı yıpranmanın % 10 Prof.Dr.Nurettin Sözen döneminde yaşanmadığını düşünüyorum.

İBB,TOKİ ve EMLAK Konut’un İstanbul’a yaptıkları kötülükler ile alakalı mali imkanım olursa bir kitap yazma hayalim var. Bu üç kurum son 17 yılda İstanbul’a öyle zararlar verdi ki emin olan 1204 yılında İstanbul’a yapılan LATİN saldırısı bile bu şehre o kadar zarar vermedi.

TOKİ ve yavrusu EMLAK Konut’un Basın Eskpres Yolundaki derede gelen yağmur suyunun DENİZE döküldüğü yeri bile KARAT 34 isimli proje için DOĞA Mimarlık ve BAŞ YAPI ya vermedi mi ?

İBB Zeytinburnu’ndaki KOÇ’un Bozkurt mensucat fabrikasının taşkın ve ağaçlık alanını imara açıp 17 kat imar vermedi mi ?

Sayacak o kadar çok yer var ki saysak 400 safa kitap olur. Bir an önce bu imarları verenler kim ise yargı önüne çıkmaları gerekir.

İstanbul’da yaşayan bir birey olarak her gün rant odaklı verilen imalar ile seyahat özgürlüğümü ve yaşam kalitemi düşürenlerden hem bu dünyada hem de öteki dünyada davacıyım.

Vesselam…

İstanbul Times / Hüseyin Çetiner / 4 Haziran 2017

Editör: TE Bilisim