Bosna’nın bağımsızlık mücadelesinin lideri olan ve Bosna Hersek’in ilk Cumhurbaşkanı olan Aliya İzzetbegoviç, vefatının 13. Yıldönümünde Bağcılar’da düzenlenen söyleşi programıyla anıldı.

Moderatörlüğünü Gazeteci-Yazar İsmail Kılıçarslan’ın yaptığı Anma Programı’na konuşmacı olarak Gazeteci-Yazar Süleyman Gündüz ile Yazar Yusuf Armağan katıldı. İzzetbegoviç’in bir alim olduğunu ifade eden Kılıçarslan, şartların onu liderlik yapmaya zorladığını belirtti. Gündüz, 15 Temmuz darbe kalkışması gecesinde de sıkça İzzetBegoviç’in, ‘Allah’a hamdolsun ki, köle olmayacağız’,  sözünü hatırladığını söyledi.  Daha sonra konuşan Gündüz ise yakından tanıma fırsatı bulduğu İzzetbegoviç ile ilgili düşüncelerini ve yaşadıklarını paylaştı. Batı sisteminin gözden uzak tutmaya çalıştığı birçok liderle tanıştığını anlatan Gündüz, bu liderler içerisinde kendisini en çok etkileyen ismin İzzetbegoviç olduğunu vurguladı. Gündüz, “Onu 1985’li yıllarda tanıdık. Doğu ile Batı Arasında İslam, isimli kitabı tercüme edilmişti. Kitapta, batı dünyası içerisinde doğmuş bir insan olarak İslami düşünceyi ve doğunun kültürel zenginliğini anlatıyordu.” dedi.

 

“AMBARGO BOŞNAKLARI SAVUNMASIZ BIRAKTI”

1992’de Sırpların, Ramazan ayında Bosna’yı işgal edip soykırıma giriştiğini hatırlatan Gündüz, BM’in uyguladığı silah ambargosunun Boşnakları katil Sırplara karşı savunmasız bıraktığını anlattı. O dönemlerde merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a danışmanlık yaptığını da anlatan Gündüz, Marmara Depremi’nde Adapazarı’nı ziyaret eden İzzetbegoviç’in, ölenlerin toprağa verildiği mezarlığa uğradığını anlattı. Gündüz, “Bizim coğrafyanın insanıydı. Bizden biriydi. Onun attığı temelin üzerine artık bina atmalıyız.” diye konuştu. İzzetbegoviç’in, batı dünyasına Müslüman olduğunu haykıran nadir liderlerden olduğunu kaydeden Gündüz, bunun bedelini 8 yıl cezaevinde yatarak ödediğini söyledi. Gündüz, “O, ben Müslümanım ve ömrümün sonuna kadar Müslüman olarak kalacağım.’ diye dünyaya haykırmıştı. Sade bir yaşamı vardı. Bir tek evi ve yer yatağı vardı. Başka hiçbir zenginliği yoktu.” şeklinde konuştu.

 

“ALİYA, SORGULAYICI NESİL İSTİYORDU”

 15 Temmuz’da bir kişinin peşinden sorgusuzca gidenlerin ülkeyi ateşe ve kana boğduğunu da hatırlatan Gündüz, bir insanın sağlıklı zihinle yetişebilmesinin sırrını İzzetbegoviç’in verdiğini anlattı. Gündüz, şunları söyledi:

“Aliya, doğu toplumlarında kültür ve eğitimin birilerine tabi olma üzerine olduğunu söyledi. Yönetilmek üzere eğitilen kuşakların İslamın ilerlemesini sağlayamayacağını ve İslam toplumunun cesur ve isyankâr ruhlara ihtiyacı olduğunu söylemiştir. O, ‘elimde imkan olsaydı, İslam coğrafyasındaki her okula eleştirel aklı yerleştirirdim.” demiştir.” Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı’nın Uluslararası Aliya İzzetbegoviç Sempozyumu düzenlediğini de hatırlatan Gündüz, “Kendisine, Bosna Hersek’e yönelik çalışmalarından dolayı teşekkür ediyoruz.” dedi.

 

“TÜRK İNSANI BOSNA İLE KABUĞUNU KIRDI”

 Bosna’daki katliamdan önce o coğrafyanın iyi bilinmediğini de vurgulayan Armağan ise, ancak daha sonra Türk insanının oraya yakın ilgi göstermeye başladığını anlattı. Böylece Türk insanının artık kabuğunu kırarak Makedonya ve Bosna’ya yolculuk yapmaya başladığını anlatan Armağan, “Aliya sayesinde başka dünyanın varlığından haberimiz oldu. Tarihe yolculuk yapmaya başladık. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile de büyük düşünmeye başladık.” dedi. İzzetbegoviç’in, 1970’te İslam Deklarasyonu’nu kamuoyu ile paylaştığını da hatırlatan Armağan, Müslümanların Müslümanlaşmasından bahsettiğini kaydetti. Ayrıca Boşnak eserlerin Türkçeye tercüme edilmesi gerektiğinin de altını çizen Armağan, Aliya Enstitüsü kurulması gerektiğini sözlerine ekledi.

 

Editör: TE Bilisim