Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Murat Kırık, Mehmet Pişkin isimli kişinin sosyal medyada intihar edeceğine dair video paylaştıktan sonra kendini asmasını ve yaşanan olayın toplum üzerindeki etkilerini değerlendirdi.

Nişantaşı'nda 37 yaşındaki Mehmet Pişkin isimli şahıs, sosyal medya üzerinden intihar edeceğine dair video paylaşıp kendini astı. Pişkin'in intihar etmeden önce düşüncelerini videoyla sosyal medyada paylaşmasının toplum üzerindeki etkilerini değerlendiren Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Murat Kırık, bu tür intihar mesajlarının sosyal medyanın insan üzerindeki etkileri nedeniyle giderek arttığını söyledi.

Sosyal medyada yaşanan bu intiharın paylaşım ağlarının da etkisiyle seyirlik bir ölüm haline geldiğini aktaran Yrd. Doç. Dr. Ali Murat Kırık, "Aslında sosyal medyaya da internet üzerinden paylaşılan ölüm, intihar mesajları videoları giderek çoğalmaktadır. Yani Mehmet Pişkin'in videosu ne ilkti, ne de son olacağa benziyor. Ancak dikkat çekilmesi gereken nokta Pişkin'in videoyu neden sosyal medya üzerinden paylaşma ihtiyacı duyduğudur. Çünkü sosyal medyanın gerek psikolojik, gerekse de sosyolojik etkileri bulunmaktadır. Bireylerin mutluluklarını, üzüntülerini, korkularını, sıkıntılarını sosyal medya üzerinden paylaşmaları bu ağların toplumsal ve bireysel boyutunu gözler önüne sermektedir. Facebook'un kullanıcılara sunmuş olduğu "nasıl hissediyorsun" özelliği de bu durumu tetiklemektedir. Kullanıcılar smiley dediğimiz ifadelerle ruh hallerini yansıtabilmektedirler" dedi.

"BU OLAYLAR GEÇMİŞTE DE YAŞANDI"

Ali Murat Kırık; Mehmet Pişkin'in intihar vakasına benzer olayların geçmişte de yaşandığını ifade ederek, "Hatırlanacağı üzere bu tarz bir olay 2012 yılında Kanada'da da yaşanmıştır. Amanda Todd isimli Kanadalı genç kız Youtube'den paylaştığı görüntü ardından intihar etmiştir. Todd, intihar nedenini "Facebook üzerinden yaşadığı istismar, çıplak resimlerinin internet üzerinde paylaşılması, kendi kendisine zarar verme ve çevresinden gördüğü dışlanma" şeklinde ifade etmiştir. Todd'un intiharının kökeninin internet olduğu kendi ifadelerinden anlaşılabilmektedir. Yine geçtiğimiz mart ayında Çin'in başkenti Pekin'de yaşayan ve erkek arkadaşından ayrılması nedeniyle ruh hali bozulan kadının intihar etmeden önceki son fotoğraflarını instagram'dan paylaşması sosyal medyada bu tarz intiharların sıkça yaşandığını gözler önüne sermektedir" diye konuştu.

Yrd. Doç. Dr. Kırık; Mehmet Pişkin'in bozuk ruh halini sosyal medyaya yansıttığını belirterek şunları kaydetti: "Pişkin'in intihar notu izlendiği vakit, mutsuz ve ruh halinin bozuk olduğu açık bir şekilde görülmektedir. Ancak sosyal medyadan bu videoyu paylaşırken sonunda vermiş olduğu "Hoşçakalın. Aşkla yaşayın. Çok güzel olsun hayatınız" sözü dikkate değerdir. Bu videonun intihar ettikten sonra yüz binlerce kişi tarafından izleneceğini bilmektedir. Kısacası sosyal medyanın gücünün farkındadır. Bu olayın Türkiye'de yaşanmasının olumsuz etkiler doğuracağını söylemek mümkündür. Günümüzde sosyal medya kullanımının giderek yükselmesi kısa bir zaman dilimi içerisinde bu videonun milyonlarca kişi tarafından izlenmesini sağlamıştır. Twitter üzerinden gönderilen iletilerden, Facebook aracılığıyla yapılan paylaşımlardan toplumun aşırı bir şekilde etkilendiği görülmektedir. Bu durum gelecek adına kaygı vericidir."

"Videoyu izleyen ve aynı ruh halini taşıyan insanların olduğu düşünülürse kaygıların yersiz olmadığı anlaşılacaktır" diyen Yrd. Doç. Dr. Kırık, "Yine hatırlanacağı üzere Murat Kekilli'nin "Bu Akşam Ölürüm" isimli parçasını dinleyen çoğu genç intihar etmişti. Dolayısıyla bu tür olaylar yaşanıyor ve yaşanacak gibi görünüyor. Sosyal medya gündelik hayattan kaçışı sağlamakta ve sanal dünyada bireyin olduğundan farklı bir ruh haline bürünmesine neden olmaktadır. Pişkin'in kaçışı ise intiharıyla noktalanmış. Ne yazık ki bu durum eşine az rastlanan trajik bir olaydır. Ayrıca Pişkin'in intiharının sosyal medya gündemine damga vurması ve Twitter'da "Mehmet Pişkin"in top tweet olması da konunun derinliğini gözler önüne sermektedir" şeklinde konuştu.

"SOSYAL MEDYA EĞİTİMİ GEREKLİ"

Bu tarz olayların gelecekte yaşanmaması adına sosyal medya eğitimine gereken önemin verilmesi gerektiğini ifade eden Kırık, Türkiye'de Medya Okur Yazarlığı'na gereken değerin verilmediğini belirterek, "İletişim mezunlarının işsiz gezdiği, Medya Okur-Yazarlığı derslerine sosyal bilgiler öğretmenlerinin girdiği bir ortamda bu tip olayların tekerrür etmesi kuvvetle muhtemeldir. Ancak tek başına Medya Okur-Yazarlığı dersi de bilgilendirilme için yeterli değildir. Medyanın da bu konuya ağırlık vermesi şarttır. Sosyal medya artık başlı başına bağımsız bir inceleme konusu durumundadır. Bu nedenle Sosyal Medya Okur-Yazarlığı, Medya Okur-Yazarlığı'ndan bağımsız bir ders olarak işlenmeli ve bu dersi iletişim fakültesi mezunları vermelidir" dedi.
Editör: TE Bilisim