Cennet Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen söyleşide Selahattin Yusuf, ülkelerin kültürel zemininin üzerine tam oturması gerektiğini ifade ederek, bir askerlik anısından örnekle şunları söyledi:

“Bir ülke kendi kültürel zemininin üzerine tam oturmamışsa, bir sarsıntıda yıkılır. Mesela modern Kürtçülük var. Ben askerliğimi Siirt’te yaptım. Ezan okunurken zılgıt çeken kadınlar teyzelerimiz annelerimiz gördüm. Bu politik bir gösteridir. Ve ben aynı zamanda askeri üniformamla camiye girdiğimde 80 yaşındaki adam benim botlarımı ayağımın önüne koydu. Göz yaşartıcı bir andı benim için. O amca memleketin zeminidir. O amcanın omuzlarındaki Türkiye sarsılmaz ama zılgıt çeken politik doğruculuk içinde bulunduğunu düşünen başka bir hülya içinde olan ablamızın omuzlarındaki Türkiye sarsılır. Maddi manevi kayıplar olur.”

“TÜRKİYE’Yİ DOĞAL ZEMİNİNE OTURTABİLMENİN YOLU…”

Selahattin Yusuf Türkiye’yi kendi doğal zeminini oturtabilmenin yolunu ise şu sözlerle betimledi:
“Sanatımız, kültürümüz, idaremiz, imajinasyon dünyamız, kadim zamanlardan itibaren nedir, ne değildir? Anadolu’yu, Türkçeyi Yunus Emre nasıl İslamlaştırdı?  Bütün bunları 12-13. yüzyıldan itibaren derleyip toparlayıp yeniden bakmalıyız. Bu önümüzdeki memleket görevi için en büyük konudur.” Okurlarının sorularını da yanıtlayan Selahattin Yusuf’a Küçükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Besim Müftüoğlu da söyleşi sonunda çiçek takdim etti. 

Editör: TE Bilisim