CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, AK Parti’ye “ Rant paylaşımınız bitmedi mi?” diye sordu. Seçim sonrası ilçe örgütlerinin çalışmalarını değerlendirdi ve 2011 için mesaj verdi; “ Her ilçemiz aynı tempoda çalışırsa 2011’de İktidar oluruz.” 

Ferdi TÜRK- İstanbul Times/  ÖZEL RÖPORTAJ

29 Mart yerel seçimlerinde  CHP İstanbul Belediye Başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu’yla ayrılmaz ikili olarak karşımıza çıkan, seçim günü ise ekranlarda yaptığı “Kazandık” açıklaması ve CHP’nin çarşaf açılımının öncüsü olan CHP İl Başkanı Gürsel Tekin ile Gazetemiz İmtiyaz sahibi Hüseyin Çetiner ve Gazete yazarlarımızdan Hakan Yıldırım’ın da katıldığı samimi bir röportaj yaptık.

Seçim sonrası çalışmalarından açılan sohbet, Çarşaf açılımına,oradan İlçe Örgütlerine ve İktidara giden yola kadar uzadı.

Gürsel Tekin’i bulmuşken sadece CHP ‘den konuşmadık tabiî ki. İBB’nin konusu açıldığında Tekin’in suratı asıldı ve “ Bu İstanbul Halkına yazık oluyor. Şehrin ihtiyaçlarına göre değil Kendi ihtiyaçlarına göre Rant uğruna bütün yeşil alanları plan tadilleri yaparak beton yığınları ile dolduruyorlar” diyerek üzüntüsünü dile getirdi.

Gündemdeki diğer bir konu olan “CHP’nin 20 Milyon Turist getireceğiz” söylemine karşı Otel, Okul ve Hastane yapımına CHP’nin karşı çıktığı söylentisine Tekin, “ Bana bir tane Okula karşı çıktı desinler yada bir tane Hastaneye-Camiye karşı çıktı desinler. Yok gösteremezler.

Tam tersine ben hepsinin yapılmasına destek veriyorum. Bakın Tayip Erdoğan Belediye Başkanı iken Planlarda cami yeri olarak görünen yerler şu an AK Parti tarafından residans'a çevrilmiş durumda. Fatih,Esenyurt ve Acıbademde olan 3 tane Cami yerini plan tadilinden çıkarıp rant için rezidans ve alışveriş merkezi yaptılar. CHP İl Başkanı olarak ben dava açtım.” Diyerek tepkisini dile getirdi.

AK Parti 3. Olağan İl Kongresine de değinen Tekin, “ Başbakan, Belediye Başkanları ve İlçe Başkanlarına rağmen Metin Külünk’ün çıkışını taktirle karşıladım. Metin bey bence çok ciddi bir başarı elde etti.Başbakan sürekli demokrasiden bahsediyor ama kongrede 2 adayı kürsüye çağırıp ikisinin de elini havaya kaldıramadı. Hani demokrasi ? İşine gelince demokrasi. Demokrasiyi önce evde göstereceksin” dedi.

İşte gündeme bomba gibi düşecek CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin’in Gazetemize yaptığı özel röportaj;

- Sayın Tekin İstanbul’da bulunan siyasilerin büyük bölümü tatil yaparken siz İl Binasında çalışmaya devam ediyorsunuz. Size tatil yok sanırım?

- Günümün tamamını parti çalışmalarıyla geçiyorum. Örgütümün içerisindeyim. Yoğun bir çalışma temposuyla ara vermeden partimizin başarısı için çalışıyoruz. Sabah erken saatlerden başlayarak örgüt toplantıları, ilde çeşitli görüşmeler, bilim ve proje kurulu ile çalışmalar, gönüllü gruplarla, Cumhuriyet Halk Evleri, eylemler, aktiviteler, meclis çalışmaları derken bir gün yetmiyor. Günün 15-16 saati yoğun bir çalışma temposuyla geçiyor. Tatile pek zaman bulamıyorum. İstanbul dışında gittiğim parti ve örgüt çalışmaların tatil niyetine sayıyorum artık.

-Bugün İstanbul’un hatta Türkiye’nin en çok tanınan ve bilinen insanları içinde yer aldığınız biliniyor.Bu nasıl bir duygu ? Halk sizi sokaklarda gördüğü zaman neler soruyor size ?

- İnsanların yoğun ilgisi ve sevgi gösterisi beni çok mutlu ediyor. Çeşitli konularda yardım talepleri geliyor bu ilgi çerçevesinde. İmkânımız içinde olanları karşılamaya çalışıyoruz.

-Bundan iki hafta önce sizin görevi bırakacağız veya genel merkez tarafından görevden alınacağınız kamuoyunda konuşuluyordu bu söylentiler nereden çıktı ?

- Görevimi sadece seçim zamanı adaylık nedeniyle bıraktım. Seçim ertesinde il yönetim kurulu toplanarak beni yeniden il başkanı seçti ve şu anda da görevimin başındayım.

-29 Mart Seçimlerinden önce İstanbul için belirlediğiniz hedefleriniz neydi ? ve  hedeflerinizin ne kadarı gerçekleşti ? 

-  Yerel seçimlerde belirlediğimiz hedef yüzde 40 oy almaktı bu hedefimize çok yaklaştık. Yüzde 38 civarında oy aldık. Hedefimiz büyükşehiri almaktı ama olmadı. Bunun yanında hedeflediğimiz ilçelerin önemli bir kısmında seçimleri kazandık.

-29 Mart seçimlerinde Ak Parti’nin Kaleleri konumunda olan Sarıyer,Kartal ve Maltepe, başta olmak  üzere Çatalca,Silivri ve Adalarda belediye seçimini sizin adaylarınız kazandı.Sizce sizin adaylarınız mı çok iyiydi yoksa Ak Partinin adaylarımı kötüydü ?    

-Belirttiğiniz ilçelerin tamamında çok iyi bir örgüt çalışması yaparak bu ilçelerin hepsini kazandık. Burada CHP’nin başarısıdır esas olan. AKP’nin başarısızlığı bizi ilgilendirmiyor. CHP örgütü olarak bu ilçelerde iyi çalışmamızın karşılığını aldık.

Birde dikkat edin hiç belediye kaybetmedik. Mevcut belediyelerimizi elimizde tuttuk. Gelecek yerel seçimlerde belediye olarak rakiplerimizi geçeceğimizi düşünüyorum. 

-Büyükçekmece’yi kıl payı kazandınız,Beylikdüzünü de kıl payı kaybettiniz Bu durum için neler söylemek istersiniz ? Yerel Seçimlerde aday faktörümü etkili oldu?

- Kıl payı da olsa kazanılan ve kaybedilen yerler var. Seçimlerde bu normaldir. Oran önemli değil, kazanıp kazanmadığınıza bakılır. 

Bir çok faktör var. Sadece adaya bağlamak doğru olmaz. Kazandığımız ilçeler dışında 6 ilçeyi de kıl payı kaçırdık. Biz 16-17 Belediye hedeflemiştik. Beylikdüzü, Çekmeköy, Tuzla,Eyüp ve Başakşehir’de kıl payı seçimi kaybettik.

Bir yerde kazandık diğer yerde ise benzer şekilde kaybettik.

- Az önce bazı ilçelerde iyi çalıştık ve karşılığını aldık dediniz. Bütün ilçelerde aynı çalışma yapılamadı mı? 

Tabi şimdi 39 İlçemiz var ve bunların hepsinde İlçe Örgütlerimiz aynı nitelikte çalışsa iktidar oluruz. Bazı ilçelerde ister istemez hatalar yanlışlıklar oluyor. Bu da normal tabi.Her ilçeden aynı performans beklenemez.

- Ayrıca birde dikkatimizi çeken diğer bir konu seçimden sonraki ilçe örgütlerinizin çalışma şekli. Örnek verecek olursak Başakşehir ilçe Örgütü her an seçim olacakmış gibi aktif bir şekilde çalışırken, Zeytinburnu Örgütü seçimden sonra ortalarda görünmedi. Bunun sebebi nedir?

-Az önce dediğim gibi bütün ilçeler aynı nitelikte çalışsa iktidar oluruz. Zeytinburnu örgütünde kısmet tabi seçim rehaveti, seçimden sonraki moral bozukluğu var.

Ancak Başakşehir örgütümüzde bu yok. Sanki seçimi kazanmış gibi çalışıyorlar.

Başakşehir ilçe örgütümüz seçimi kıl payı kaybetti. Ama İlçe başkanımız Özgür Karabat ve Belediye Başkan adayımız Mehmet Kaban, seçim döneminde nasıl çalışıyorlarsa şuan da aynı performansla çalışmaya devam ediyor. Başakşehir ilçesinde her an seçim olacakmış gibi örgütümüz çalışmaya devam ediyor kendilerine teşekkür ediyorum.

Diğer ilçelerimizde de tabi ufak tefek sorunlarımız var. Onları da kısa sürede halledeceğiz.

-Kemal Kılıçdaroğlu yerine siz aday gösterilmiş olsaydınız ne değişirdi?     

- Hiç bir zaman bu tür polemiklerin içerisinde olmadım, benim için önemli olan CHP’nin başarısıdır. Bu seçimde hem benim için hem de Kemal Kılıçdaroğlu için kişisel beklentiler değil, partinin başarısı ön planda olmuştur. Kaldı ki Kemal Kılıçdaroğlu’na adaylık teklifini ilk ben yaptım. 

-Kazandığınız belediyelerde sözleşmeli çalışan bir çok tesettürlü bayanın işine son  verildiği konuşuluyor bu söylenenler doğrumu  acaba ?

- Bu iddiaların hepsi asılsızdır. Böyle bir ayrım yapmamız söz konusu değildir. Yasalar ve yönetmelikler çerçevesinde işini doğru ve iyi yaptıktan sonra herkes bizim için eş değerdedir. Bu tür söylentiler bazı çevrelerce kasıtlı olarak çıkartılıyor.

-Geçtiğimiz günlerde röportaj yaptığımız AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu, Eski Yenidoğan beldesinde partiden ihraç ettikleri Belediye Başkan yardımcısının yerel seçimlerde Kontejyan dan CHP’den meclis üyesi adayı olduğunu ve CHP’nin samimi olmadığını söyledi. Bu duruma siz ne diyeceksiniz?

-Ben bu durumu Aziz Bey'in bir televizyon programında yaptığı bir konuşmasında öğrendim.Araştırdım daha önceden Belediye Başkan Yardımcılığı yapmış bir arkadaş bizim partimize katılmış. Herkes katılabilir. Eğer suçları varsa kendileri de iktidardalar.Arkadaşımızda ortada gereğini de yapsınlar. Bizim hiç o konuda savunmaya girecek durumumuz söz konusu değil. Nerede yolsuzluk varsa, nerede hırsızlık varsa ister CHP’li İster AKP’li İsterse MHP’li kim olursa olsun her türlü suça karşıyız. Partilerde bunlar hakkında gerekeni yaparsa bizde destek veririz. 

-Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş 2011 yılında yapılması planlanan Genel seçimlerin öne alınacağını iddia etti siz CHP olarak buna ihtimal veriyor musunuz ? 

- Benim kişisel düşüncem ve beklentim de 2011 genel seçimlerinin erkene alınacağıdır. Biz de örgüt olarak buna hazırlanıyoruz. Siyasetin sürprizleri eksik olmaz. Her an her şeye hazır olmak gerekir.

-Geçmişte CHP Belediye Başkanlığı yapan Mustafa Sarıgül’ün çok yakında partisini kuracağını biliyoruz. 2011 genel seçimlerinde CHP’nin iktidarını etkileyeceği konuşuluyor bu konuda neler söylersiniz ?

-Ben bu konu hakkında bir şey söylemek istemiyorum. Herkes kendine bir yol belirler ve o yol üzerinden gider. Sonuçta seçimlerde oy kullanacak olanlar vatandaşlarımız. Onlar kime oy vereceğini bilir.

- Daha önce İBB Başkanı Kadir Topbaş’a bir çok soru yönetmiştiniz ve tatminkar cevaplar almamanız durumunda yargıya başvuracağınızı söylemiştiniz. Size göre İstanbul Büyükşehir Belediyesi verimli bir şekilde yönetiliyor mu? 

Maalesef tabi hiçbir olayda tatminkar cevaplar alabilmiş değiliz. Sayın Topbaş’a sorular soruyoruz yeteri cevap alamıyoruz.

Kamu adına yöneticilik yapıyor bizde kamu adına ana muhalefet partisiyiz görev yapıyoruz.

Sayın Topbaş’a soru sorduğumuzda mutlaka cevabını almak istiyoruz.

İBB iyi bir şekilde yönetilmiyor. İyi yönetilen bir belediye bu kadar borç batağında olmaz.

İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın bir ifadesine göre belediyenin 6,5 milyar dolar borcu var. Bu borç nereden kaynaklanıyor.

Ortada bir proje ya da çözüme kavuşturulmuş bir sorun yok.

O zaman bu kadar borcu nereye yaptınız?

Yandaşlarınıza peşkeş çektiğiniz ihalelerin bedeli mi bu borç?

Şimdi bu borcu kapatmak için belediye şirketlerini satmak istiyorlar. İDO ve İGDAŞ’ı özelleştirme adı altında birilerine peşkeş çekmeye çalışıyorlar.

İstanbul ile ilgili bir çok tartışma var ama Sayın Topbaş’ın sesi çıkmıyor.

3. köprü tartışması var, Ankara’da yeni plan tadilleri yetkileri dağıtılıyor ancak Sayın Topbaş ne bir direnç gösteriyor nede sesi çıkıyor.

Seçimden önce oy isterken sesi gayet yüksek çıkıyordu. Sanırım sesi kısıldı.

-İSKİ’nin % 8.5 luk su zammı için neler söyleyeceksiniz?

- CHP olarak su zammına İBB meclisinde CHP gurubu olarak karşı çıktık ve su zammını protesto için eylemler yaptık ve eylemlerimize devam edeceğiz. Özellikle gençlerimiz ve kadınlarımız bu konuda sürekli farklı eylemler içinde olacaklar.

Sayın Topbaş Şubat ayında “ Barajlar dolarsa su fiyatlarını indireceğim” demişti. Barajlar doldu. Suya zam yaptı. Seçim öncesi vaadler veriyor ama seçim sonrası tam tersini yapıyor.

Amacımız su zammını geri aldırmak. Bunun için de İstanbul halkının desteğini bekliyoruz.

- İstanbul’daki imar planlamalarını yakından incelediğinizi biliyoruz. Bir süre önce Zeytinburnu Maltepe mahallesinde yapılacak yapının metre karesi değişmemek kaydı ile yükseklik izinleri 2 katına çıkarıldı.Zeytinburnu CHP Belediye Meclis Üyeleri bugüne kadar AK Parti tarafından meclise getirilen bir çok konuya itiraz ederken imar gibi toplum tarafından değişik yorumlara açık olan bir konuda aynı doğrultuda karar veren Meclis üeyelerinizin tutumu halk tarafından şüphe ile karşılanıyor İmar konularında birçok bilgiye sahip olan bir birey olarak ilçe meclis üyelerinizin bu işbirliğini tasvip ediyormusunuz ?

 Zeytinburnu, İstanbul’un 1. derece deprem bölgelerinden birisi. AKP sadece ranta dayalı işler yapıyor Şehrin ihtiyaçlarına göre değil kendi ihtiyaçlarına göre Rant uğruna bütün yeşil alanları plan tadilleri yaparak beton yığınları ile dolduruyorlar. Bu sadece Zeytinburnu’nda değil bir çok yerde böyle sorunlar var. Bu sorunlarla yargı yolu ile mücadele ediyoruz.

AK Parti’nin elinde olan bir çok belediyede böyle sorunlar var ve CHP’li Meclis üyeleri bu duruma ellerinden geldiği kadar direnç gösteriyor.

Maltepe bölgesindeki imar projesi ve oradaki birçok husus hakkında şu an yeterli bilgiye sahip değilim.Ancak ilçe meclis üyeleriniz mecliste bu olaya onay vermişlerse mutlaka ilçenin yararına birşeyler vardır ki bu karara imza attılar.Buna rağmen buradaki durumu da uzman arkadaşlarımızla enine boyuna irdeleyeceğiz eğer kanunlara uymayan bir şeyler varsa mutlaka yargıya götüreceğiz dedi. 

- Zeytinburnu Seyitnizam’da yapımına başlanan Realistanbul Evleri daha önce büyük bir şirkete ait bir arsaya yapılıyor. Şirketin arsa sahibi olduğu döneminde imar verilmeyen arsa, AK Parti Zeytinburnu Eski İlçe Başkanı Ahmet Dokumacı’nın ortak olduğu bir firmaya satılmış ve bu firmaya İmar izni verilerek inşaatın yapımına başlandı. Daha önce imar verilmeyen bu yere şuan neden imar verildi sizce? 

- Bu durum sadece Zeytinburnu’nda geçerli değil. İstanbul’un bir çok yerinde bakıyorsunuz yer sahibi hakkı olmasına rağmen arsasına imar verilmiyor. Yer sahibi ya

AK Parti’den kendine bir ortak buluyor. Başbakanın yanındaki bir adamla yada Belediye Başkanları çevresinden birini bulup ortak oluyor. Sonra bir bakıyoruz bir anda imar tadili ile arsa imara açılıyor.

Bakın size daha ilginç bir örnek vereyim. Bir holdingimizin büyük bir arazisi 100 küsür dönüm. Kendileri uğraştı bir şeyler yapmak için. Planlamaya gitti planlama “bu yoğunluğu kaldıramaz” dedi. Sonra adamlar mecbur kaldı bir firmaya sattı araziyi 24 milyon dolara.

Şimdi bu firmanın ismini vermek istemiyorum.

Sonra bir baktık bu arazi imar tadilatına uğradı. Aynı araziyi yerli ve yabancı ortaklığı bir şirkete 570 milyon dolara sattı.

Şimdi bu Allah’a revamıdır? Adalet bumudur? Haksa senin benim hakkımı yiyorlar.

Bu örneklerin İstanbul’da çoğu benzeri var.

- Zeytinburnu Sümer Mahallesinde yapımı planlanan “Kentsel Dönüşüm Projesi” bir türlü hayata geçirilemedi. Bu konu hakkındaki düşünceniz nedir? 

- Vallahi keşke Kentsel Dönüşüm olsa. Bunun adı Rantsal Dönüşüm !

Bunun tek bir adı vardır rant. Bu kadar neden beklediler çünkü rant büyük paylaşamıyorlar. İnsanlarımız boşu boşuna kandırılıyor. Yapılacak olsa çoktan yapılırdı.

- Son zamanlarda gündemde olan diğer bir konu “ CHP’nin İstanbul’a 20 Milyon turist getireceği” şeklinde. Ancak bazı kesimler CHP’nin Okul, Hastane ve Otel yapımına karşı çıktığını ve bu kadar turisti bunlar yapılmadan nasıl getirecek?

- Çok Güzel bir soru. Mesela bana bir tane okula karşı çıktı desinler. Bir tane hastaneye karşı çıktı desinler, yada bir tane camiye karşı çıktı desinler. Tam tersine, bakın AKP iktidarı İstanbul’da son 5 yılda yoğun bir şekilde parsel bazında imar tadilatına girişmiş durumda. Son beş yılda yapılan imar tadilatları Kadir Topbaş’tan önceki 4 Belediye Başkanı döneminin toplamından daha fazladır. 

Bu konuda gözleri öyle dönmüş ki, Başbakan Erdoğan’ın Belediye Başkanı olduğu dönemde Acıbadem, Esenyurt ve Fatih’te planlarda cami alanı olarak görünen yerleri bile imara açıp rezidansa çevirdiler. Ben CHP İl Başkanı olarak bizzat dava açtım.

Rant çevrelerinin şöyle bir anlayışı var “ CHP her şeye karşı” , hayır efendim CHP haksızlığa karşı! CHP Ranta karşı!

Biz tabiî ki otel yapılsın istiyoruz. Ama makul düzeyde otel yapılsın. İstanbul’da çok az yeşil alan kaldı. Bir otel projesi geliyor, yeşil alanın tamamı kaldırılacak şekilde. Şimdi bir otel yapılacak diye yeşil alanı gözden mi çıkaralım? Otel olacak diye oradaki ulaşım sorununu gözden mi çıkaralım?

Gelelim okullara, adamlar okulları satıyor. Biz direniyoruz kaldı ki okula karşı olalım.

Bu nasıl bir iş, nasıl anlayış anlamadım. Adamlar göz göre göre onlarca okulu satıyor. Birde kalkmış “CHP okula karşı” diyorlar. 

-Genel Başkanınız Deniz Baykal “Türkiye de Tayyip Erdoğan vesayeti  var”  dedi.

Erdoğan’da partisinin Ankara il kongresinde Baykal için,

 “Türkiye’de Muhalefet sorunu var.CHP’de ise Deniz Baykal sultası olduğu son  derece aşikar” dedi.

Her iki genel başkanın bu açıklamaları için siz ne düşünüyorsunuz?

- Tayyip Beyin üslubudur bu. Gündemi değiştirmek için özelliklede son günlerdeki zamların gündeme gelmemesi için bir şeyler söylüyor. Muhalefeti kötülüyor.

Aslına bakarsanız muhalefet kötü ise Başbakanın memnun olması lazım. Yani iktidar kötü muhalefetten rahatsız olur mu? Neden rahatsız oluyor?

Başbakan o açıklamayı yaptığı gün peş peşe 3 tane zam geldi. Şekere, benzine, suya zam geldi.

Başbakan konuşarak zamların gündeme gelmesini engelliyor. 

- Seçim döneminde sizin gündeme getirdiğiniz ve uzun süre konuşulan çarşaf açılımı konusunda istediğiniz karşılığı aldınız mı?

- Fazlası ile aldık tabiî ki.

Biz bunu yaparken çok samimi söylüyorum “ acaba bize daha fazla oy getirir mi, getirmez mi ?”  anlayışı içinde değildik. Türkiye’nin böyle bir şeye ihtiyacı vardı, Türkiye’nin iç barışa ihtiyacı vardı.

Din siyaset malzemesi edilmemeli…

Din herkesin ortak değeridir...

Hangi siyasetçi dini alet ediyorsa büyük günah işliyordur…

Sayın Başbakan elini çek bu din üzerinden.

Daha önce kimseye yarar getirmedi, sana da yarar getirmez.

- AK Parti 3. Olağan Kongresinde İl Başkan Adayı olan Metin Külünk’ün daha önce yaptığı açıklamalarda seçilmesi halinde ilk ziyaretini size yapacağı yönündeydi. Sizin bu yaklaşım karşısındaki duruşunuz nedir?

- Metin Bey çok heyecanla izlediğim bir arkadaşımızdı. Seçilmiş olsa ve beni ziyaret etmiş olsa çok memnun olurdum. Ancak kısmet olmadı.

Ama bütün bu baskılara rağmen yani Başbakan, Belediye Başkanları ve İlçe Başkanları baskısına rağmen 158 oy alması çok büyük bir başarıdır.

Bütün baskılara rağmen Metin bey çok ciddi bir başarı gerçekleştirdi.

Başbakanın kongrede yaptıklarını hepimiz gördük. Böyle bir demokrasi anlayışı olur mu?

İki adayı da kürsüye çağırıp başarılar dilemesi gerekirken bir tarafa açık açık destek vermesi demokratik değil.

Üstüne üstük birde kalkıp demokrasiden bahsediyorlar. Hangi demokrasi?

İşine gelince demokrasi var.

Demokrasiyi önce evde göstereceksin…

Bir İl Başkanı Adaylığına tahammül edemedi Sayın Başbakan, kaldı ki ülkeye demokrasi sağlayacak. 

-Peki bundan sonra Gürsel Tekin’i siyasette nerelerde göreceğiz?

-Siyaset, toplum için bir şeyler üretmek, bunları paylaşmak demektir. Siyasetle ilgilenen insanlar arasında ilk önce güven ilişkisinin olması gerekir.

21 yıllık siyaset yaşamımda, birlikte ufak yada büyük bir şeyler yaptığım yol arkadaşlarımın hiçbirisini yarı yolda bırakmadım. İdeallerim uğruna gerektiğinde kendi siyasi çizgim içinde yer alan insanlara tavır aldım ama ideallerini bir kenara bırakan insanlara karşı ise tavrım açık ve net oldu.

Ben, şimdiye kadar olan siyasi yaşantımda Türkiye'de son kale olarak gördüğüm Cumhuriyet Halk Partisini yaralayacak ve genel başkanıyla birlikte çizdiği sosyal demokrat felsefe yolunda yıpratacak hiçbir hareketi ne kendim yaptım ne de yapılmasına izin verdim .

Edindiğim siyasi kültür bunu gerektirdi. Siyasi hattı zigzaklarla dolu olan insanların bu kültürü edinmeden siyaset arenasında bulunmaları maalesef Türkiye'deki siyasetin zayıflığıdır.

Bugüne kadar olduğu gibi Türkiye'nin laik demokratik son kalesi olarak gördüğüm Cumhuriyet Halk Partisini içeride ve dışarıda yıpratmaya çalışan siyaset bezirganlarıyla hep mücadele ettim. Bundan sonra da mücadele etmeye devam edeceğim.

 

Editör: TE Bilisim