CEZMİ ERSÖZ : 

“AŞKIN PAZARLIĞI OLMAZ!”

Cezmi Ersöz...Türkiye’de aşk denilince onun adı gelir.Popüler bir aşk yazarıdır.Kitapları çok satanlar listesinde.Benim de çok yakın bir dostum.Kitapları özellikle bayanlar tarafından sevilerek okunmaktadır.Herkes onu çapkın aşıkların yazarı olarak bilir ama o tasavvufi aşka inanmış,aşkın ancak maneviyatla bir araya geldiğinde anlam kazanabileceğini söylüyor.Cezmi Ersöz’e karşı olan ezberiniz bu röportajda bozulacak. 

Röportaj: Ömer Faruk RECA- İstanbul Times

SORU//Aşk nedir?

----------------------------------- 

Aşk,fedakarlıktır.Hissedebilmektir.Aşk,ucuz aşk romanlarındaki kopyalama değildir,olmamalıdır da.Albert Camus “Başkaldıran İnsan”da insanların büyük bölümünün başkaları için yaşadığını ifade eder.Oysa ne için yaşamak?Niçin varım?Kendi ahlakım mı başkalarının ahlakı mı?Aşkta ruh temizliği aşkın tarifidir.Çünkü aşk koşulsuz teslimiyettir.Aşk acıma duygusudur da.Aşk adı altında iki kişilik bencillikler yaşanmamalı.Bugün narsist üzüntü yaşayanların sayısı az değil.Yani maneviyattan yoksun aşk mutsuz kılıyor insanları. 

SORU//Nedir narsist üzülme?

-------------------------------------------

İnsanın aşık olduğunu sanıp sadece  kendi mutluluğuna odaklanmasıdır.Veya aşkı bu şekilde algılamasıdır.”Bana bir şey olmasın,en az emekle mutluluğu elde edeyim” anlayışı narsist üzülmedir. 

SORU//Günümüzün aşkları ?...

--------------------------------------

Paranın gölgesinde aşk olmaz.Hayatın istatistiğini tutmak metalik bir duygu yaratır insanda.Aşkın istatistiğini de tutmak paslı bir duygu yaratır insanda.Paranın dayanılmaz ağırlığı aşkın dayanılmaz hafifliğine gölge düşürmemeli.Aşkın istatistiği olmaz.Aşkın çetelesini de tutamazsınız.Günümüz aşıkları mutlu olmak istiyorlarsa “zorlama aşklar”dan uzak dursunlar.Çünkü sonu hüsrandır.Elbette eskinin aşkları günümüz aşklarına oranla çok daha samimi,çok daha sıcaktı.Bir defa edeb önemlidir.Aşk adı altında günümüzde aile kavramı yok oluyor,eşler başka arayış gibi çarpık ilişkilere yönelebiliyorlar. 

SORU//Kitaplarınızda anılarla bezenmiş bir hüzün var...kitaplarınıza ilgi de çok.Peki aşk hüzün müdür?Kitaplarınıza olan yoğun ilgi toplumun hüznü arzuladığını mı gösteriyor?

------------------------------------------------------------------------------------- 

Aslında hüzünle samimi duyguları karıştırmamak lazım.Bir bakıma aşk gerçekte hüzündür de.Hüznü olmayan aşk halüsünasyondur.Aşkın hüznü olmalı.Fakat aşkla ilgili her samimi,içten ve ruhsal duygu da hüzün olarak yorumlanmamalı.Kitaplarıma olan ilginin sebebi, satırların içtenliğinin okuyucuyu etkilemesidir. 

SORU// O zaman siz de duygusal bir aşıksınız?

--------------------------------------------------------------

Aşk duygudur zaten.Duyguyu kaldırdığınız zaman hayatın hiçbir noktasında huzur göremezsiniz.Duygu ise maneviyattır,az da olsa gözyaşıdır. 

“AŞKIN MAHREMİYETİ VARDIR!” 

SORU// Aşkın temel değerleri nedir sizce?

---------------------------------------------------------

Stendhal On Love’da Aşk’ı “sabır”, “hayal” ve “iffet” diye üçe ayırır.Aşkta temel değerler bence de bunlardır.Aşk,vaadlerin peşinde koşulan duygu değildir;vaadsizdir aşk.Günümüz insanında bir acelecilik var..vaadlerin gerçekleştirilme aceleciliği.Aşk tam burada adeta prangaya vurulup,esaret altına alınıyor.Oysa aşk özgürlüktür.Özgürlük ise kolay ve acelece elde edilmez,sabır ister.Sabır yoksa hayal gücü de yoktur.Hayalsiz aşk sabırsız ve aceleci aşktır.İffet ise aşkta en önemlisidir.Mahremiyetinizi her yerde açmayacaksınız.Hiç bir aşk iffetsiz değildir,eğer aşksa. 

SORU// Burada manevi aşka mı vurgu yapıyorsunuz?

------------------------------------------------------------------------

Evet,manevi aşk,yani ruhsal aşk.Ben kültürel açıdan muhafazakarım.Çocukluğum Suadiye’de geçti.O zamanlar Bağdat Caddesi’nden geçen arabaları elle sayardık.Eski aşklarım,eski sokaklarım,eski çeşmem,top oynadığımız arsa yok maalesef.Geçmişimizle bağımız koptu.Türkiye hızla geçmişinden kopuşa doğru gidiyor.Mesela ben Osmanlıca okuyabilmeliyim.Çünkü dedemin mezarındaki yazıyı okuyamıyorum.Eski kuşaklarla bağımız olmalı.

[email protected]

Editör: TE Bilisim