Seçimde kaybedenin AK Parti olduğu konusunda yaygın bir ortak görüş ver. Kazananın ise CHP, MHP, DTP ve SP olduğu konusunda, geniş bir uzlaşma var.

Bireysel olarak da çok sayıda kaybeden ve kazanan olduğu yazılıyor. Ancak bireysel olarak kazanan ve kaybedenlerin hep liderler ve adaylar olduğu söyleniyor. Yani yorumlar hep siyasetci eksenli yapılıyor.

Oysa, bu seçimin en büyük kazananı bir siyasetci değil, bir işadamı.

Seçimin en büyük kazananı, Medya imparatoru Aydın Doğan !!!

Bu analiz ilk bakışta çok iddialı, hatta saçma gelebilir. Ama inanın, sandıklar açılıp, saat 24.00 olduğunda, yani AK Parti’nin % 40’ın altına düştüğü, muhalefetin oyunun ciddi şekilde arttığı netleştiğinde, hiç kimse Aydın Doğan kadar mutlu olmadı.

Seçim öncesi genel hava, AK Parti’nin oylarını arttıracağı, hatta % 50’yi aşacağı yönündeydi. Aydın Doğan’ın taparcasına inandığı ve kendi medyasınının resmi anketcisi olan KONDA’nın yöneticisi Tarhan Erdem’in yaptığı, “AK Parti oylarını kesin korur, hatta % 50’yi zorlar “ tahmini, Aydın Doğan için adeta bir kabus oldu.

Kabus oldu, çünkü Aydın Doğan’ı batırmaya kafasına koyan, maliyenin tüm müfettişlerini üzerine salan Recep Tayyip Erdoğan, aradığı açığı bulmuş, Petrol Ofisi üzerinden, Aydın Doğan’ın önüne 1 milyar TL’lik bir ceza faturasını koymuştu. Ceza davaları açılarak “ hapishane yolu “ gösterilmişti.

Ayrıca şirketlerde diğer teftişler de sürüyordu. Teminat olarak Aydın Doğan’ın en değerli şirketlerinin hisse senetleri haczedilmiş, bu da, yetmemiş, banka hesaplarına tedbir konmuştu. Aydın Doğan’ın milyar dolarlık şirket hisseleri borsada çakılmış, hisselerTL olarak değil, kuruş olarak ifade edilir hale gelmişti.

Hemen bir parantez açalım. Bugün piyasanın en düzgün çalışan firmasının üzerine dahi müfettişleri salın, müfettişler de derinlemesine titiz bir çalışma yapsınlar, muhakkak vergi hukuku açısından yanlışlar bulurlar.

Kalıbımı basarım, Aydın Doğan şirketlerinde yapılan titiz çalışma, sözgelişi Çalık Grubu üzerinde yapılsın, yine sözgelişi Sabah/ATV’nin bir kısım hisselerinin araplara satış süreci titizlikle incelensin, burada da vergi hukukuna aykırı uygulamalar bulunur.

Bunu Aydın Doğan’ı savunmak için değil, Türkiye’deki vergi sistemin işleyişi açısından söylüyorum. Evet, parantezi kapayabiliriz.

Peki Aydın Doğan, neden “ % 50’yi aşmış bir AK Parti Türkiye’si kabusu görüyordu ? “

Yanıtı çok basit. Eğer böyle bir şey olsaydı, Başbakan Erdoğan bu yeni tablodan aldığı güçle, Aydın Doğan üzerindeki baskıyı arttıracak, mengene’yi daha da sıkacaktı.

Bu baskı sonunda ise, çok ciddi nakiti olmasına rağmen, Aydın Doğan’ın daha fazla dayanması mümkün olmayacak ve havlu atacaktı.

Yani sandıktan çıkan % 50’lik bir AK Parti, Aydın Doğan’ın idam fermanı olacaktı.

 

Oysa, % 38’e düşmüş Erdoğan’ın, Aydın Doğan üzerindeki imha baskısını, bırakın arttırması, artık aynen sürdürmesi dahi mümkün değil. Sandıktan çıkan mesajı değerlendirecek olan Erdoğan’ın ilk kararlarından biri, medya ile, yani büyük ölçüde Aydın Doğan ile olan kavgayı bitirmek, ya da buzdolabıne kaldırmak olacak.

Elbette bu ikili birlikte masaya oturup, barış çubuğu içip barışmayacaklar. Muhtemelen iş dünyasından Erdoğan’a yakın, Aydın Doğan ile samimi bir işadamı devreye girecek ve mekik diplomasisi yapacak.

Başbakan Erdoğan, “ Ben zaten bu vergi cezası işine hiç karışmadım. Yapılanlar maliyenin rutin kontroluydu. Ama biraz abarttılar “ mesajını yollayacak.

Aydın Doğan da “ Benim Tayyip Bey ile alıp veremediğim yok. Husumetim yok. Doğrudur, bizim çocuklar da basın özgürlüğünü biraz abarttı, ölçüyü kaçırdı “ mesajını gönderecek.

Peki sonrası ?

Önce müfettişlerin Doğan Şirketleri üzerindeki baskısı azalacak ve bir süre sonra bu kişiler yavaş yavaş kendi ofislerine dönecekler. Vergi anlaşmazlığı ise yıllarca sürecek rutin akışına bırakılacak, hacizler ve teminatlar gevşeyecek.

Doğan Medyası da, hemen durumdan vazife çıkaracak. Önce manşetler yumşayacak, haberler dengeli olacak. Sonra da sivri kalemli yazarların kalemi esneyecek. Uymayanların önce kulağı çekilecek, daha sonra, köşesine “ Yazarımız rahatsızlığı nedeniyle bugünkü yazısını yazamamıştır “ ibaresi konulacak. Çok direnen olursa, Emin Çölaşan’ın yanına uzun bir yaz tatiline gönderilecek.

Ne dersiniz, “ Seçimin gerçek kazananı Aydın Doğan “ derken haksız mıyız ?

AYDIN ÖZDALGA

Editör: TE Bilisim