Yurdumuzun, bilhassa Anadolu’muzun etrafını saran komşularımızın %90 ındaki yer altı zenginlikleri malumunuzdur.


O illerde birkaç bin metre derinliklerde ya çok zengin petrol veya tabii gaz yataklarına rastlanmakta ve yeni petrol bölgesi bulunmaklardır.

Anadolu’muzda ise sadece ihtiyacımız olan Petrolun %10 ‘u çıkartılıyor. Bu demek değildir ki yurdumuzda başka yer altı zenginliklerimiz yok. Mesela Bor madeninde dünyanın en büyük rezervlerine sahibiz. Daha bunun gibi sayacağımız çok şeyimiz var. Ama en büyük hazinemiz şimdiye kadar bulunamamış yeryüzüne çıkarılmış ve çıkarılmak üzere olan ve olduğundan daha fazlasının yer altında çıkarılmalarını bekleyen tarihi ören ve arkeolojik kalıntı ve buluntulardır. İşte Anadolu’muzun zenginliği buralardan geliyor.


Kıymetli maden ocakları, petrol yatakları gün gelecek azalacak, kuyular kapanacak ve başka enerji türleri tüketilecek. Fakat sabit olan tarihi zenginlikler daime yerlerinde kalacak ve değerlerine değer katacaklar.


İstanbul, dünyaya zamanında hükmeden, Roma Doğu Roma ve Osmanlının baş şehri. Asırlar boyunca Eski İstanbul diye bildiğimiz yarım adada bize bırakılan tarihi eserlerde yazıyor ve onları dünyaya tanıtmaya çalışıyoruz.


Acaba bize bırakılan ve toprak üstünde olan dünyaya hükmetmiş bu imparatorlukların bize bırakılan mirası bu kadar mı? Tabi ki hayır esas olan şimdiye kadar tesadüfler eseri ortaya çıkarılan toprak altındakiler.


İşte en açık misali Sultanahmet ceza evinin otele çevrilmesi ve sonra otelin genişletilmesi için kazılarda meydana çıkan bir Bizans sarayı, tarihi değiştirebilecek diye adlandırılan metro kazısı sırasında Aksaray civarında bulunan tarihi eserler gazlı çeşme civarında olması tahmin edilen yer altı dolu eserler ve daha bunlar gibi surlarla çevrilmiş olan şu küçük yarım adanın hazineleri…


2011 senesinde torak altı ve toprak üstü hazinelerimizi 31 milyon turist ziyaret etti. İstanbul’a gelenlerin sayısı ise 8 milyonun üstünde. Yurdumuza gelen misafirler 28 milyon $ bıraktı.


Birçok ülkede tabii zenginlikler azalırken bizdeki arkeolojik kazılar neticesinde zenginliklerimiz hem artmakta ve bu artış insanoğlu yaşadıkça ve seyahat ettikçe devam edecektir. En memnun olunacak şey ise bu tarihi eserlerin yer üstünde çıkarılmasına ve bulunan eserlerin aydınlatılmasına kenedi profesörlerimizin, arkeologlarımızın ve üniversitelerimizde arkeoloji tarihi yazan gençlerimizin olmasıdır.


Ertan Sandıkçıoğlu / ATURJET ve FIJET Başkanı 

 

 

 

                

Editör: TE Bilisim