İran’ın Tebriz vilayetinde doğup  10 yaşında ilken  aiIesi ile birlikte Iğdır’ın Tuzluca ilçesine yerleşen halk ozanı İsmail Azeri 36 ay askerlik yaptıktan sonra aile geleneği olan aşıklığa merak sarıp İstanbul’un yolunu tutuyor.İstanbul’da kimi zaman Beyoğlu Tarlabaşında Aşık mahsuni Şerif ile atışıyor (Yıl 1974) kimi zaman Gülhane’deki Aşıklar çadırında merhum Murat Çobanoğlu ile atışırken gördüğümüz İsmail Azeri  aşıklık geleneğini sürdüren az sayıdaki ozanlardan birisi.İlk sorumu sormak için ses

 

kayıt cihazını açarken İsmail amca aşıklardaki cana yakınlık ile sazına sarılıp ilk önce bana ve kameramanıma güzel bir sataşma ile işe başladı. 

 

 

Ozan Azeri  bazen sazını  susturup sohbet etti, bazen de sorularımıza sazından çıkan nameleri katarak hem bizi eğlendirdi, hem de hayatla dalga geçer gibi fikirlerini, görüşlerini, kendini anlattı bize… İsmail amcanın, ozanlığın verdiği o hazırcevaplığı ve sevimliliği ile  hepimize tek tek takıldığı anlar ise görülmeye değerdi. 

 

 

İstanbul Times olarak kendisine çok teşekkür ediyoruz. Ve saygı değer ozanımız İsmail Azeri ile gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi gazetemizde yayınlamakla kalmıyor, kameraya çektiğimiz görüntülerini de internet sayfamızda yayınlıyoruz.

 

İşte keyifle okuyacağınız o röportaj; 

 

 

Sevgili İsmail amca. Öncelikle bizimle bu güzel sohbeti paylaştığınız için teşekkür ederiz. Siz uzun yıllar sazınız eşliğinde insanlara seslenip, halkın sesi oldunuz. Benim için ozan demek, sadece saz çalan kişi demek değildir. Ozanlar bir toplumun kalbi, sesidir. Sizde Zeytinburnu”muzun bir değerli ozanısınız. Biz sizi tanıyor ve seviyoruz. Sizi tanımayanlar için kısaca kendinizi anlatır mısınız?

 

 (İşte bu noktada İsmali Amca alıyor sazı eline ve başlıyor...) 

Er cihandan biter gider, yolumuz bu yolumuz bu

Bülbül gibi öter gider, dilimiz bu dilimiz bu

Hayatım gurbete düştü, ecel diyarları  aştı,

Beni gören, bana şaştı, halimiz bu halimiz bu…

Basın bizi yaman yazar, İstanbul”da neler gezer

Dört köşeye adım yazar, eliniz bu eliniz bu…

Kameracı kız pozuma, dikkat eyle bu yüzüme

Muhabbet gönül sazıma, dilimiz bu dilimiz bu…

Azeri”nin gönlü boludur, İsmail sözü duyulur

Benimde çayım soğudu, halimiz bu halimiz bu… 

 

Evet işte böyle İsmail Amca, sazıyla eşlik ettiği türküsünde hem kameraman arkadaşımız Gülçin”e takıldı, hem de ikram ettiğimiz çayının soğuduğunu şakayla karışık bize bildirip, değiştirmemizi istedi. Sonra başladı söze. 

 

 

İran’ın Tebriz vilayetinde 1928 yılında dünyaya geldim. 4 kardeştik. Ben 10 yaşlarında çocukken Türkiye”ye geldik. Iğdır”ın Tuzluca kasabasın da bir köye yerleştik ailemle. Baktım bayraklar yarıya inmiş, herkeste bir matem havası. Çocuk kalbimle merak edip “Ne oluyor?” diye sordum. Dediler ki Cumhurbaşkanımız Atatürk vefat etmiş. Çok üzülmüştüm o zaman...  

 

 Peki aşıklığa, ozanlığa ne zaman, nasıl başladınız ? 

 

Benim dedemin dedesi de ozandı. Kuşaktan kuşağa geçen bir şey bu bizde. Ben de 19 yaşlarında başladım. O yaşlarda geçliğin verdiği heyecanla, gezip dolaşmak, derdimi anlatmak istiyordum. Böylece çıktım yola. Askerlik yaşımda gelmişti. O zamanlar askerlik şimdiki gibi değil, 36 aydı. Malatya dahil üç vilayette yaptım vatani görevimi. Çok güzel geçti askerliğim. Malatya da asker iken Erguvan ilçesine de gittim her evde bir saz vardı ve çok da güzel türkü söylerlerdi.

 

Ben de saz aşığıyım, orada bir saz verdiler bana. İşte o gün bu gündür sazımdan ayrı kalmadım hiç. Askerliği bitirir bitirmez 1951 yılında da İstanbul”a geldim. 7 yıl İstanbul”da kaldım. Çalıştım, para kazandım. Zeytinburnu”nda bir ev yaptım kendime. Sonra o dönem memlekete gittim bir ara.

 

İşte o dönemde, hayat arkadaşım Sevim hanımla tanıştım.  

 

İsmail amca, günümüz gençliğini nasıl görüyorsunuz. Gençler, sizin zamanınızdaki gibi saza, ozanlığa meraklı mı? 

 

Şimdiki gençler doğru yönlendirilmiyor. Kültür Bakanımız başta olmak üzere, bu konulara fazla değinen yok. Saza meraklı gençler bile eksik eğitim alıyor. Bu gençleri bir ustanın yanına götürüp, tanıştırmıyorlar. Oysa bu gençler, ustaları tanıyıp onlardan ilham almalı. Kültürüne sahip çıkmalı. Sadece nota bilip, saz çalmakla olmaz. Bir Karacaoğlan”ın, bir Aşık Veysel”in, Mahsuni Şerif”in felsefesini bilmek lazım. 1974 yılında dönemin en meşhur organizatörü Beyoğlu Tarlabaşında ki bir gazinoda aşıklar arasında  bir yarışma yapmıştı. Beni de çağırmışlardı o zaman. Yarışmaya katılanların içinde hiç kimse Mahsuni Şerif”in karşısına çıkmaya cesaret edemedi. Ben çıkarım dedim o zaman. Kendime güveniyordum. Mahsuni”nin bir huyu vardı yalnız, kafiyeyi kendi açar, karşısındakine açtırmazdı. Kafiye açan avantajlıdır her zaman aşıklıkta.Rahmetli Mahsuni Şerif,başladı kafiyeyi (Ayak)“Adalet yok” diye belirtti.Başladı atışmaya. Ben hemen kurnazlık yaptım. Baktım Mahsuni her sözün sonunda “Adalet yok” diyecek. Ben de başladım karşılık vermeye “Adalet var” diye…Tabi ben adalet var derken Hz.Ömer’in adaletini kast ediyorum.Tabi güzel bir atışma oldu.Mahsuni birinci ben ise ikinci oldum o yarışmada. 

 

İsmail Amca daha önce Gülhane parkında aşıklar çadırı vardı ne oldu bu çadır ? 

 

Deşme yaramı Hüseyin bey,hesaplasan Türkiye de toplam 500 tane aşık yoktur.Bu çadırımız varken burada elde ettiğimiz gelir ile altı ay geçimizi temin ediyorduk.Büyükşehir belediye başkanı Kadir Topbaş aslen Artvin Yusufeli’lidir.Yusuf eli ilçesi önemli aşıkların yetiştiği bir ilçedir.Kadir Topbaş bizlere yer verseydi sazımız ve sözümüz ile biz maişetimizi temin ederdik.Ama ilk önce Gülhane şenlikleri iptal edildi tabi bu şenlikler iptal edilince bizim çadırda yok oldu haliyle burada kazandığımız para da gelmez oldu.Kadir Topbaş ve eşi özeyiş yengemiz aşıkları çok severler ama bize aş ve ekmek getirecek bir yer vermediler.Benim evimde gördün 300 den fazla demir parsçı (ödül) var onlar karnımızı duyurmuyor.Demir parçası ile birlikte çarşıda pazarda işe yarayan bir de kağıt parçası da versinler diyorum.  

 

Milli Eğitim meselesine ne diyorsunuz ?

 

 

 

Orada eksiklik var.Ders kitaplarında Köroğlu,Yunus Emre,Pir Sultan Abdal,Aşık Veysel gibi önemli değerler var.Bu şahışlar anlatılırken bizim gibi ömrünü aşıklık geleneği için tüketen bizler okula davet edilsek ve sazımızla sözümüzle konunun daha iyi anlaşılması için bilgilerimizi genç kuşaklara anlatsak kötümü olur.Geçenlerde eski Zeytinburnu ilçe Milli eğitim müdürü ve şu an ki Zühtü Kurtulmuş lisesi müdürü Mehmet Karaca beni yüzlerce öğrenci ile buluşturdu.Orada güzel bir etkinlik yaptık bizde memnun olduk talebelerimizde dedi. 

 

Peki İsmail Amca bakanlıklarda söz açılmışken Kültür bakanlığı  için ne demek istersiniz ?

 

 Kültür  bakanlığı Türk edebiyatı ve aşıklık üzerine yayın yapacak bir televizyon kanalı kurup bizlerin hizmetine açmalı.Aşıkların listesini tutarak ortaya çıkan aşıkları vilayetlere bölerek o bölgelerde halk edebiyatı ve aşıklık geleneğini yaşatacak bir mekanizmanın içine bizler ilave edilirsek ülke kazançlı çıkar diyen aşık İsmail Azeri’nin talepleri ve istekleri uygulanabilir zemini olan talepler sanki. 

 

İsmail Amca Büyükşehir dahil ilçe belediye başkanları sizlere destek oluyorlar mı 

 

 

Keşke olsalar Kadir Topbaş  çadırımızı kaldırdı.1974 yılından beri Zeytinburnu ilçesinde oturuyorum.Murat Aydın’ı nerede ise 30 yıldır tanır ve bilirim.Sayın başkan beni sever ve de sayar bunun içinde Allah kendisinden razı olsun ama o kadar etkinlik yapıyorlar hiçbir tanesine beni veya diğer aşık arkadaşları davet etmiyorlar.Oysa Zeytinburnu’nda topu topuna biz 3 aşığız.(Ben Ahmet Poyrazoğlu ve Mürsel Sinan) Murat Aydın yıl içinde yaptığı etkinliklerde bize de yer verirse ne kaybeder sorarım size? Ozanlar vermeden almaya alışık değiller.Biz hiçbir belediye başkanı ve diğer devlet büyüğümüze biz çalışmadan para istiyoruz demiyoruz.Asında parada da değil Mesela Gülhane de ki çadırımız olsa etkinlik döneminde elde ettiğimiz para ile en az altı ay hayatımızı idame ettiriyorduk.Ama bu imkan şu an elimizden alındı. 

 

İlçe belediye başkanları içinde aşıklara sahip çıkan en önemli başkan kim ?  

 

Aşık İsmail Azeri bu sorumuza tereddütsüz Mustafa Sarıgül dedi.Sarıgül ’ün içten bir şekilde ozanlara elinden geldiği kadar kucak açtığını söyleyen İsmail Azeri birçok belediye başkanı gerek 29 Ekim etkinlikleri gerekse de kendi ilçelerinde yaptıkları festival,etkinlik vs. gibi programlara getirdikleri pop sanatçılarına 60- 70 bin TL verilirken bari halk ozanına da üç beş bir şeyler versinler bu gelenek ve kültür devam etsin diyen Ozan İsmail Azeri İstanbul Times gazetesi olarak kendi iradenizle  benimle söyleşi yapıp sesimi milyonlara duyurduğunuz için size ve ekibinize can-ı

 

Gönülden teşekkür ederim dedikten sonra İstanbul Times çalışanlarına mini bir konser verdi.  

 

İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA)

Editör: TE Bilisim