Akıl, düşünme, muhakeme ve doğruyu yanlıştan ayırma melekesi olmakla beraber, bunun fert olarak herkeste aynı olması gerekmez. Burada esas olan aklı iyi ve yerinde kullanabilmektir. Bu da aynı zamanda bir metot ve yöntem bilim işidir.

Akıl, ister Descartes’in dediği gibi bazı fikirleri ister birlikte getirsin, isterse getirmesin; bu meleke eşya ile münasebetlere girdikçe yani tecrübe kazandıkça gelişir; muhteva kazanır. Mühim olan bu muhtevayı nasıl ve nereden kazandığıdır. Aklın çalışması, zihnin faaliyeti demektir. Zihnin çalışması ise bir zihniyet meselesidir. Akıl, duygunun zıttıdır. İnsan duygularına esir olmadan, enine boyuna düşünüp karar verirse akılcı davranmış olur. Hangi davranışın hissî, hangisinin aklî olduğunu anlamak için şu ölçülere riayet etmek isabetli olur. Yapılan davranış mantık bağlantılarına uygun olmalı, duygulara yer vermemelidir ve gözetilen hedefin elde edilmesine yaramalıdır.


Türkiye’de dün gece darbeciler tarafından Milletin Meclisi bombalandı. Maalesef tekrardan halkın meclisini kapatmak, lav etmek gibi çılgınlığa kalkıştılar… Bir kez daha kanıtlandı ki dün akşam bu engin feraset sahibi halkın, cansiperane özverili gayreti sonucu bütün gece sabaha kadar uyumadan stratejik tüm alanlara dökülerek her siyasi görüşten her kesimden insanlar ciddi bir mücadeleyle halkın iradesine sahip çıktı. Halkın iradesine karşı yapılan çok kapsamlı kahrolası rezil bir askeri darbe önlenmiş oldu.

Katılımcı, şeffaf, özgürlükçü, hukuka bağlı olmayan yönetimlerde, demokrasi bilinci olmaz.Sistemlerin şeffaf açık toplumların, gerçek manada demokrasi kültürüne sahip olmasını teşvik etmek yüreklendirmek gereklidir. Ki bu bilince haiz halk iradesine her zaman sahip çıkma refleksini göstersin.

Tecrübe ile sabittir. Demokrasiyi içselleştirmeyen, evrensel hukuk ve şeffaflık yönetimini kalıcı bir sisteme, yapıya dönüştürmeyen devlet ve toplumların sürekli risklere açık marazayla yaşamaya mahkûmdur. 

Demokrasi kültürü, özgürlükçü refleksi olmayan birey, toplumun darbelere karşı iradesine sahip çıkamaz. İster adını paralel koyun veya askeri vesayet bu riskler her zaman toplumun hem iktidarı ve hem de muhalefetiyle risklerle yaşayacağı aşikârdır. 
 

Dünya’nın her yerinde olduğu gibi kabul edelim ki, ülkemizde de değişim taleplerine hep halk öncü olmuştur. Kıssadan hisse iktidar ve muhalefetin topyekûn hepimizin akılla darbeden ders çıkarmamız gereklidir. Ülkeyi 1. Sınıf demokrasi ve özgürlük avantajı yaşatacak bir evrensel hukuk sistemine acil kavuşturmak İktidar ve muhalefetin asli görev olmalıdır. Darbe teşebbüsü yapanlara bu fikri aklında geçirenlere dünya dar edilmeli, rütbeleri unvanı ne olursa olsun bir daha gün yüzü görmeyecek kadar en ağır müeyyideyle cezalandırmalıdır.   

İstanbul Times /  Maksut KONYAR  /  16 Temmuz 2016

Editör: TE Bilisim