Müslüm Aktürk/İSTANBUL

 

İstanbul Ticaret Odası, Dış Ticaret Meslek Komitesi’nce düzenlenen toplantıya konuşmacı olarak katılan Ekonomist Prof. Dr. Kerem Alkin, Türkiye’nin büyüme yolunda iki defa dünya rekoru kırarak elde ettiği başarının Gezi ve 17-25 Aralık darbe girişimleri yüzünden sekteye uğradığını söyledi.

Alkin, Kandilli Rasathanesi’nin yanındaki Cemile Sultan Korusu’nda verilen yemekte yaptığı, bir ülkenin kalkınması için o tüketicisinin güvenini kazanması gerektiğini kaydetti. Tüketici güvenini ne kadar yüksek olursa o ülkenin büyümesinin de o oranda olacağına dikkat çeken Prof. Dr. Alkin, AK Parti iktidarının ilk 4 yılında ülkenin 7.4’lük büyüme elde ettiğini bunun da Türkiye’de bir rekor olduğunu belirtti. Bu dönemde Türkiye’deki tüketici güveninin de yükseldiğini ve 102 puana ulaştığını anlatan Alkin, Danıştay saldırısı daha sonra AK Parti’yi kapatma davası yüzünden tüketici güveninin yüzde 60’lara kadar gerilediğini bildirdi. Dünyayı sarsan ekonomik kriz sırasında alınan tedbirlerle küresel krizin Türkiye’yi teğet geçtiğini vurgulayan Alkin, şöyle devam etti:

“Bu gelişme tüketici güvenini yüzde 85’lere çıktı ve Türkiye 2010 ile 2011 yıllarında iki defa dünya ekonomisinde rekor büyüme sağlayarak Çin ve Hindistan’dan sonra üçüncü ülke konumuna yükseldi. Fakat bu kez Türkiye’ye Gezi olayları ve 17-25 Aralık’taki çelmeler takıldı. 7 Haziran’da ortaya çıkan koalisyon manzarası ise tüketici güveninin 58 puana düşmesine yol açtı. 1 Kasım seçimleriyle güven tekrar 80 puana yaklaşırken 15 Temmuz hain darbe girişimi yüzünden tekrar 67 puana kadar düştü. Halkın ülkesine sahip çıkması tüketici güvenini biraz yükseltmeye başlayınca şimdide terör ve döviz kartları açıldı. Şimdi bize düşen görev; hükümetle, iş dünyasıyla, STK’larla, akademisyen ve halkla hep beraber tüketici güvenini yeniden güçlü kılacak çalışmalar yapıp ülkemizin büyümesine katkı sağlamak olacaktır.”

Alkin, daralma yaşanan batıda bankaların kötü durumda olduğunu, dolayısıyla Türkiye’nin Avrupa’ya alternatif finans kaynağı bulması gerektiğini belirterek, “Çin’de olabilir, körfez ülkelerinde olabilir. Şimdiden önlemimizi almamız lazım” diye konuştu. Prof. Dr Alkin, 2050 yılında Türkiye’nin nüfusunun 92-96 milyona, çalışır nüfusun 47-52 milyona ve ortalama yaşam standardının da 30 bin dolara yükselmesinin beklendiğini hatırlatarak bu beklentilerin gerçekleşmesi için vatandaşın çeşitli fitneye kulağını tıkaması gerektiğini sözlerine ekledi.    

AVRUPA’DA ÇÖKÜŞ VAR

PERPA Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Yümlü de, büyüyen Türkiye’nin Avrupa’yı rahatsız ettiğini belirterek, “Avrupa’da çöküş var, üretim Uzakdoğu’ya kayıyor” dedi. Küresel sermayenin güçlü bir Türkiye istemediğini vurgulayan Yümlü, şunları söyledi:

“Cari açığı düşürüp ihracatımızı 500 milyar doların üzerine çıkarmalıyız. Yabancı yatırımcının gelmesi için yapısal değişikliğe gitmeliyiz. Ayrıca küçük esnafın korunması lazım. Avrupa’da AVM’ler şehir dışına yaptırılıyor. Türkiye’de holdingler mahalle aralarına girip market açamaya başladılar. İstanbul’da 166 bin bakkal var ve bu yası bir milyon nüfusa tekabül ediyor. Böyle giderse bakkallar da işsiz kalacak. Büyük firmaları devlet kurmalı. 30 tane önemli fabrika kurulursa cari açığımızı 100 milyar dolara çekeceğimize inanıyorum. Büyümemizi yüzde 6’lara çıkartabilirsek, bizi yok etmeye çalışan devletlerin kurduğu masanın en önünde oturabiliriz.

BAŞKA TÜRKİYE YOK

Söz konusu programı organize eden İTO Dış Ticaret Meclis Üyesi Ferhan Ademhan ise, Türkiye’nin zor bir süreçten geçtiğini bunun için herkesin eline taşın altına koyum seferber olmasını istedi. Suriyelilerin yaşadığı sıkıntılara dikkat çeken Ademhan, “Bu ülke hepimizin ve hepimize yeter. Bu nedenle sahip çıkmalıyız. Suriyeliler ölümden kaçarak bize sığındılar ancak bizim gidecek başka bir ülkemiz yok, başka bir Türkiye yok” dedi. Ferhan Ademhan, programa katılan davetlilere de ayrıca teşekkür etti. 

Editör: TE Bilisim