İstanbul’daki Kazak Türkleri Vakfında da bu meyanda bir panel düzenlendi ve panele Kazakistan’dan 4 Profesör katıldı. Bunlar: Araylım Musagaliyeva, Roza Musabekova, Danagül Mahat ve Kurbanali Darkenov idi.

Toplantıya Mimar Sinan güzel sanatlar üniversitesi öğretim üyesi Profesör Doktor Abdulvahap Kara yönetti. Toplantının açılış konuşması Kazak Türkleri Vakfı Başkanı Fazıl Toplu tarafından yapıldı. Fazıl Toplu: Bilim insanlarının vakıfta Türk tarihinin önemli devletlerinden biri olan ve bundan beş yüz elli sene önce kurulmuş olan Kazak Hanlığı hakkında bir toplantı düzenlenmesinden büyük bir memnuniyet duyduğunu dile getirdi.

Toplantıda öncelikle Kazak adının nasıl ortaya çıktığı konusunda ilim adamları görüşlerini ortaya koydular. Kazak adının manasını da ifade ettiler. Kazak adının manası hür bağımsız kimseye boyun eğmeyen demektir. Bunu, Zeki Velidi Togan Hoca eserinde çok güzel ifade etmiştir: ‘’Eski Türklerde bir devletten ayrılan ve kimseye boyun eğmeyen topluluğa ‘’Kazak’’ denmektedir.’’ Diyerek açıklamıştır. Kazak Türklerinin kurucusu Janibek han ve Kerey han Abulhayır Handan ayrılarak bağımsız oldular ve böylece kazak ismini aldılar.

Kazak Hanlığı’nın önemli ve tartışmalı meseleleri de Abdulvahap Kara Hoca'nın moderatörlüğünde sorduğu sorular ile tartışıldı. Bunlardan birisi üç cüzlerin (Kazaklar büyük cüz, orta cüz ve küçük cüz olarak üçe bölünmüştür. Bu aslında boylar federasyonudur) nasıl kurulduğuydu. Bilim adamları Kazak tarihinin, hatta Türk tarihinin bir boylar tarihi olduğuna dikkat çektiler. Boyların tarihini bilmeden Türk tarihini bilmenin imkânsız olduğu konusunda hemfikirdiler. Tartışılan bir diğer konu ise, Kazak Hanlığı’nın yasaları olan ve hukuki metinlerini oluşturan "Esim Han'ın eski yolu, kasım Han'ın kaska yolu ve Tavke han'ın 7 yargısı" ve bu metinlerin hangi kaynaklarda yer aldığı hususu idi.

Toplantıda ayrıca Sovyetler Birliği döneminde Kazak tarihinin yazılmasında yapılan çarpıtmalar da dile getirildi SSCB'nin gayri Rusları tarihsizleştirerek, kimliksizleştirerek "homo sovieticus" yani Sovyet adamı yaratmak istediği bilinmektedir. Önündeki en önemli engel ise milli tarihti. Bu sebeple özellikle Sovyetler Birliği’nin Kazak Hanlığı’nın ayrıca özel bir tarih olarak yazılmasına fırsat vermediğini kazakların kendi şanlı tarihini öğrenmesini engellediği belirtildi…

Bu bağlamda biliyoruz ki Türk tarihinin şanlı sayfalarından birini oluşturan Altın Orda tarihini 1944’te Stalin yasaklamıştı ve ders kitaplarından çıkartmıştı. Çünkü Stalin Altın Orda tarihinin tüm Orta Asya Türklerinin sadece şanlı tarihi değil, aynı zamanda ortak tarihi olduğunu biliyordu. Bu tarihle onlar birleşebilirdi. O zaman böl, parçala, yönet taktiği işe yaramayacaktı. Bu yasakla Rusya tarihinde de gariplikler, daha doğrusu boşluklar meydana gelmişti. Fakat bunlara Stalin ve yoldaşları aldırmamıştı. Mesela Moskova knezdiği, Kiev knezdigi 10. asırda kurulur ve birden 3. asırdan 16. asra geçilir. Oysa onlar iki buçuk üç asır Altınordu egemenliği altında kalmışlardı. Rus prensleri Altın orda hanlarının onayı ile tahttan iner ve çıkar. İşte buda ders kitaplarında çıkarıldığı için Rusya tarihi 13. asırdan 16. asra kadar boş kalmıştı.

Sovyet tarihçiliği yine Kazakların kendi isteği ile Çarlık Rusya’sına katıldığını mesnetsiz bir şekilde tarih kitaplarında yer vermiştir. Oysa Kazaklar kendi isteğiyle değil top, tüfek ve silah zoruyla Çarlık Rusya’sına boyun eğdirilmiştir. Nitekim 19. asrın ilk yarısında Kazakların önemli hanı olan Kenesarı Han ortaya çıkmıştır. Ruslara karşı büyük bir isyan hareketinin başlatmış ve hatta kendini Kazak Hanı ilan etmiştir. Buda ders kitaplarından silinmiştir ve anlatılmamıştır.

İşte buna benzer çarpıtmalardan biri de Kazakların son zamanlarda Müslüman olduğu yönündedir. Oysa biz çok iyi biliyoruz ki Orta Asya'da Altınordu döneminde 14. asrın başında Özbek Han döneminde Müslüman olmuşlardı. Altınordu Devletinin resmi dini olmuştu. Buda çarpıtılmış, konargöçer Kazakların son dönemlerde Müslüman olduğu yalanı ortaya atılarak, onların ateizmi benimsemesi sağlanmak istenmişti…

Kazak Türkleri Vakfı’ndaki, 550. yıl münasebetiyle Kazak Hanlığı tarihi hocalarımız tarafından detaylı olarak ifade edildi. Biz bundan çok istifade ettik. Bu toplantıyı düzenleyenlere sonsuz teşekkürler.
Editör: TE Bilisim