Yeni Aktüel'in ele geçirdiği beyaz Toros'a ait fotoğraf, faili meçhul cinayetlerin Güneydoğu'da kol gezdiği 1997 yılında Cizre İlçe Jandarma Bölük Komutanlığı bahçesinde çekilmiş. Aracın yanında bir jandarma panzeri ve panzerin yanında da operasyona gitmeye hazırlanan eli silahlı jandarma erleri var.
Şırnak Baro Başkanı Nuşirevan Elçi, fotoğrafta görülen beyaz Toros'un Cizrelilerin üzerindeki etkisini şu sözlerle açıklıyor:

"Beyaz Renault Toros caddelerde görününce insanlar evlerine kaçardı, 'sıra bugün kimde acaba?' diye. Öyle gizli saklı değil, cadde ortasından alınıp götürülüyordu insanlar. Kim itiraz edebilirdi ki açıkça?"
Cizre'de beyaz Toros'un karıştığı birçok faili meçhul cinayet ve kayıp öyküleri anlatılıyor. Bunlardan en çarpıcı olanı ikisi çocuk dört kişinin kurşuna dizilerek öldürülmesini konu alıyor. Mahkemeye de intikal eden ve JİTEM'de görevli üç itirafçının tutuklanmasıyla sonuçlanan bu öyküyü, mahkeme dosyasına giren tanık ifadelerinden okuyoruz:

"Cizre'de oturan ve akraba olan Süleyman Gasyak, Abdulaziz Gasyak ve Yahya Akman, geçimlerini Silopi'den aldıkları kaçak çay ve sigaraları Cizre'de satarak sağlıyorlardı. 4 Mart 1994 günü de aynı amaçla Silopi'ye gitmek üzere Cizreli sürücü Ömer Candoruk yönetimindeki 72 AN 794 plakalı beyaz renkli Renault Toros marka araçla yola çıktılar. Saat 14.00 sıralarında geldikleri BOTAŞ Jandarma Karakolu arama noktasında önleri, telsiz antenli iki ayrı beyaz Toros otomobil tarafından kesildi. Araçtan inen sivil kıyafetli görevliler, onları tekme-tokat dövüp kendi araçlarına alıp Cizre'ye doğru yol almaya başladılar. Bir başka sivil görevli ise, Candoruk'a ait otomobille peşlerinden geliyordu. Görevlilerden biri, üst araması esnasında el koyduğu Candoruk'a ait sürücü belgesini dışarı attı. Arkalarında, aynı yöne doğru bir minibüs seyrediyordu. Minibüs yolcularından Agit Malgaz, olan biteni görmüştü. Hem gözaltına alınanları, hem de onları zorla kendi araçlarına bindiren sivil görevlilerden ikisini tanıyordu. Bunlar, JİTEM'de görevli Abdulhakim Güven ve 'Bedran' kod adlı Adem Yakın'dı. Malgaz, önlerinden giden aracı dikkatle izliyordu. Bir ara beyaz Toroslardan birinin camının açıldığını ve dışarıya bir şey fırlatıldığını fark etti. Hemen minibüsü durdurup atılan eşyayı kaptı. Ömer Candorak'a ait sürücü belgesiydi atılan. Usulca cebine koyup minibüse geri döndü. Cizre'ye varınca da belgeyi götürüp Candoruk'un eşi Leyla'ya teslim etti, gördüklerini nakletti. 
Bu sırada gözaltına alınan dört kişi ve onları alanları taşıyan üç beyaz Toros, Nerdüş Çayı köprüsünü geçtikten sonra Holan mezrasından geçerek Bozalan Köyü Jandarma Karakolu'na yöneldi. Bir süre burada mola verdikten sonra gözaltına aldıkları dört kişiyi Kirişçi mezrasındaki bir dereye indirdiler. Araçlardan inen sekiz kişinin elinde uzun namlulu silahlar vardı. Oraya zorla getirdikleri dört kişiyi bir çukura indirip kurşuna dizdiler. Sonra da üzerlerini toprakla örtüp olay yerinden uzaklaştılar. 

Suhadu mezrasında oturan ve o sırada olay yerine yakın bir yerde kenger toplamakta olan Emine Tadık adlı genç bir kadın, korkudan sindiği yerden, adeta kanı bedeninden çekilmiş bir vaziyette izliyordu olan biteni. Tadık, öldürülenleri tanıyordu. Ertesi gün gidip yakınlarına tanık olduğu olayı anlattı. Ölenlerin yakınları, bir süre sonra Candoruk'a ait beyaz Toros'u itirafçılarla astsubaylardan oluşan JİTEM infaz timinin altında buldu ve bir kere daha kahroldular.
 
Editör: TE Bilisim