Yabancıların gayrimenkul  edinmesi üzerindeki kısıtlamaların kaldırılmasıyla,Rusya, Ortadoğu ve Asya'daki yatırımcıların dikkatini çekiyor.
Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2014'e göre, katılımcıların yüzde 71'i satın alınabilecek uygun varlıkların bulunmaması durumunda 2014'teki faaliyetlerinin bundan etkileneceğini belirtiyor. Artan rekabetin bir sonucu olarak, katılımcıların yüzde 59'u, Avrupa'daki çekirdek pazarlardaki birincil gayrimenkullerin şu anda yüksek şekilde fiyatlandırıldığına inanıyor. PwC ve Urban Land Institute(ULI) işbirliği ile gerçekleştirilen ve gayrimenkul sektöründeki tahminleri içeren “Emerging Trends in Real Estate Europe  2014 - Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2014” raporunun sonuçları sektör temsilcileri ile paylaşıldı. Raporun sonuçlarına göre geçen yılın gözde şehirlerinden biri olan İstanbul , birkaç sıra gerilemesine rağmen 7. sırada yer alarak yatırım için en iyi 10 şehir arasındaki yerini koruyor.  Avrupa'nın ana gayrimenkul pazarlarındaki birincil varlık rekabeti, yatırımcıları getiri arayışıyla İrlanda ve İspanya gibi toparlanan pazarlara, bölgesel merkezlere ve ikincil gayrimenkul stokuna yöneltiyor. 
Avrupa’da sermaye artıyor
Raporda, 2014 yılında, Avrupa'nın gayrimenkul pazarlarına önemli ölçüde sermaye girişi olacağının altı çiziliyor ve katılımcıların yüzde 71'i bu yıl yeniden finansman için öz kaynakta ya da yeni yatırımda artış olacağına inanıyor. Öz kaynakların bir kısmı yurt içinden olsa da, özellikle Asya'daki devlet fonlarından yapılan önemli miktarlardaki yatırımların devam etmesi bekleniyor. 2014 yılında katılımcıların yaklaşık yüzde 80'i Asya Pasifik'ten, yüzde 67'si ise Amerika'dan Avrupa gayrimenkul piyasasına gelen sermayenin artacağına inanıyor.     
 Araştırmaya göre gayrimenkul sektöründe borç bulma imkânı da gelişme gösteriyor. Katılımcıların yüzde 51'i yeniden finansman veya yeni yatırımlar için borç bulma imkânının bu yıl artmasını beklerken, yüzde 15'i daha da azalacağına inanıyor. Ancak, katılımcılar ekonomik kriz öncesi seviyelerdeki gibi dramatik gelişmeler. Yüzde 90 oranla bu yıl borç bulma imkânlarının artacağına inanan İngiltere, bu bakımdan en iyimser ülke. Avrupa ve Benelüks ülkeleri ise borç bulma imkânları bakımından daha temkinli bir yaklaşım sergiliyor.  
İstanbul ilk 10’da
İstanbul, güçlü bir ekonomiyle desteklenen ve hızlı büyüyen bir pazara sahip olduğu için genellikle yatırımcıların favori şehirlerinden olmayı 2014 yılı için de sürdürüyor. Araştırmaya göre, Türkiye'de fiyatlandırmalar henüz istikrarlı bir baza oturmuş değil ve büyük ölçüde konuma ve yeni geliştirilen projelerin niteliğine dayanıyor. Ankete katılanlar Türkiye’de “fiyatların çok yüksek olduğunu” ve “politik istikrarın geleceğinin de bir sorun olarak görülmesinin bir risk olduğunu” belirtilirken 2012 yılında yabancıların gayrimenkul sahibi olmaları üzerindeki kısıtlamaların kaldırılmasına ilişkin karar sonucunda özellikle Rusya, Ortadoğu ve Asya'daki yatırımcıların dikkatlerinin Türkiye’ye yönelmesine sebep olduğunun altını çiziyorlar. 
PwC Türkiye Gayrimenkul Sektörü Lideri Ersun Bayraktaroğlu raporda öne çıkan sonuçları şöyle değerlendirdi:  “Raporun geneline bakıldığında geçen yıl başlayan iyimser hava belirtilerinin bu yıl artık sektör paydaşları tarafından somut olarak dillendirilmesi Avrupa gayrimenkul sektörünün geleceği açısından son derece önemli ve umut verici. İstanbul özelinden Türkiye gayrimenkul piyasasının Avrupa’nın önemli bir parçası olduğu ancak “risk” ve “kaliteli varlık stoku” açısından yatırım için hala ilk planda düşünülmediği şeklinde yorumlanabilir. Orta ve uzun vadede, yeterli kaliteli stok ve işlem sıklığının da artması ile yeni bir uluslararası yatırım dalgasının gelmesini beklemek çok da hayal olmaz.”     
ULI Türkiye Başkanı Haluk Sur, ise şu değerlendirmede bulundu: “Bilindiği gibi, Urban Land Institute(ULI), dünyanın en önemli gayrimenkul örgütü.  Türkiye de, ULI’nin en önem verdiği ülkelerden biri. ULI’nin her yıl PwC ile birlikte hazırladığı Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa Raporları da, sektörün önünü görmesine yardım eden en önemli dokümanlardan biri. 2014 Raporu, bir yandan sermayenin güvenli limanlara yöneldiğine işaret ederken, diğer yandan da yatırımcının her geçen gün daha fazla risk alma eğilimini ortaya koyuyor.”
Avrupa’da uygun varlık arayışı
Raporda, yatırımcıların getiri arayışıyla gittikçe daha fazla risk alabildiğinin altı çiziliyor. Bundan en çok faydalanan ülkelerden biri de, geçen yılki raporda 20. sıradayken şehir yatırım sıralamalarında çarpıcı bir şekilde yükselerek 2014'te ikinci sırada yerini alan İrlanda’nın başkenti Dublin oldu. Rapor'a göre, katılımcıların yüzde 51'i şu anda İrlanda'da büyük satın alma fırsatları görüyor.  Uluslararası sermayenin ağırlığı, yatırımcıları İspanya gibi diğer toparlanan pazarlara da yönlendiriyor. Raporda, katılımcıların yüzde 67'sinin şu anda İspanya'da iyi satın alma fırsatları olduğuna inandığı belirtiliyor. Ancak, bu konuya daha temkinli yaklaşan yatırımcılar ise, borç almanın oldukça zor olduğu ve pazarın büyüdüğüne dair herhangi bir işaret olmadığı sürece yatırım yapmanın riskli olduğu görüşünü savunuyor.  
İkincil gayrimenkullerde yüksek kazanç
Çekirdek varlıkların etrafındaki bu rekabet; Londra, Münih ve Paris gibi temel Avrupa pazarlarında birincil varlıkların ötesini hedefleyen yatırımcıların artmasına da neden oluyor.  Örneğin, Münih'teki ofis yatırımcıları yaklaşık yüzde 4 oranında kazanç sağlayabilirken, Stuttgart gibi daha küçük Alman pazarlarına yatırım yapmak isteyenler yüzde 6,5 oranına kadar kazanç sağlayabiliyor. Rapor, katılımcıların yüzde 71'inin mevcut stoktan satın alma yerine geliştirme faaliyetinin birincil emlak edinmenin cazip bir yolu olduğuna inandığını gösteriyor.  
Editör: TE Bilisim