İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Brand Week İstanbul”un açılış konuşmasını yaptı. Yakın zamanda Kemerburgaz Kent Ormanı’nın 1,6 milyon metrekarelik kısmını halkın kullanımına açtıklarını belirten İmamoğlu, “6 senedir Orman Bakanlığı tahsis etmiş, yapılmıyor. ‘İmara değil, insanlara açacağız’ deyince hemen ‘Biz yaptık, biz yaptık!’ Tamam, tamam; biz yaptık, tamam! Bir şey değil; kızmayın! Ama niye açmadınız? Başka bir hesap mı vardı? Niye açmadınız? 2 ayda toparladık, açtık. Gidin bakın; cıvıl cıvıl” dedi. Büyükdere Caddesi üzerindeki Hacıosman Korusu’nu da aynı şekilde hizmete açacaklarını belirten İmamoğlu, “Maslak’ı geçince, yolun sağ tarafında, binaların arasında 1 milyon 100 bin metrekare park var. 19 Mayıs’ta size orayı açacağım; şaşacaksınız; ‘Ya bu vardı da biz bunu niye kullanmadık’ diyeceksiniz” şeklinde konuştu.


İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Brand Week İstanbul” etkinliğinde açılış konuşmasını yaptı. İmamoğlu, Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde yaklaşık 2 bin 500 katılımcıya yaptığı konuşmasında, Brand Week İstanbul’a üçüncü kez katıldığını belirtti. Yaklaşık bir saat süren bir konuşma yapan İmamoğlu, “Geçen yıl Beylikdüzü Belediyesi olarak kazandığımız İnsani Gelişme Endeksi Ödülü’nü almak için yine aranızdaydım. Şimdi ise 16 milyon insanı temsil ederek buradayım. Çok mutluyum” dedi. Türkiye ve İstanbul’un ekonomik anlamda sıkıntıları olduğunu dile getiren İmamoğlu, insanların işsiz, gençlerin umutsuz olduğunu belirtti. Pek çok yetenekli insanın bu nedenlerle yurt dışına gittiğini hatırlatan İmamoğlu, “Bu olumsuzlukların en büyük nedeni demokrasiden uzaklaşılmasıdır. Bu sorunların çözümünün tek çaresi de yine demokrasidir. Çare cesur demokrasidedir. Dünyada her ülkenin demokrasi ve özgürlüklerden uzaklaştığı geçici dönemler olmuştur. Biz de Türkiye olarak bu sıkıntılı dönemi kısa sürede atlatacağız” dedi.


“İSTANBUL İRADESİ TÜM DÜNYA İÇİN İLHAM VERİCİ OLDU”

Her yaştan İstanbullunun bu yıl iki kez dünyaya ilham kaynağı olan cesaret örneği gösterdiğini vurgulayan İmamoğlu, “Üstelik de son 50 yılın en yüksek oy oranıyla ve yerel seçimlerde tüm Türkiye tarihinin en yüksek oy adedi ile demokrasinin yanında yer aldınız. Demokrasi ve özgürlükten yana son derece net bir irade ortaya koydunuz. Bu irade, sadece İstanbul ve Türkiye için değil, tüm dünya için değerli ve ilham verici oldu” diye konuştu.

“İstanbul sokaklarında sizler gibi cesarete sahip şahane çocuklar var” diyen İmamoğlu, videolarla desteklediği konuşmasını, “Onları her gün görüyorum. Pek çok sorunda, erişkinlerden daha cesur ve kararlılar. Bu büyük millete inancım tam. Bu milletin cesareti sayesinde ‘Her şey çok güzel olacak’ ruhuyla hep birlikte yolumuza devam ediyoruz” sözleriyle sürdürdü.


“CESUR DEMOKRASİYE İHTİYAÇ VAR”

Ülkenin ve İstanbul’un “cesur demokrasi”ye ihtiyacı olduğunu kaydeden İmamoğlu, “Demokrasinin ve hukukun işlemediği zamanlarda, İinadına cesaret’e ihtiyaç vardır. Böylesi dönemlerde cesur bir demokrasiyi tüm kurum ve kurallarıyla hayata geçirmek geleceği değiştirir. Biz, bu nedenle ‘İstanbul'a Yeni Bir Başlangıç’ vaat ettik” hatırlatmasını yaptı. İmamoğu, İstanbul'a “Yeni Bir Başlangıç”ın yeni nesil demokrasi, yeni nesil siyaset ve yeni nesil belediyecilik anlayışı ile hakim olacağını belirtti. İmamoğlu, daha sonra bu kavramların açılımlarını anlattı:


“BUNLAR SADECE BAŞLANGIÇ”

“Önce yeni nesil yerel demokrasiyi açalım. Demokrasi için sandık şarttır ama yeterli değildir. İş başı yapar yapmaz İstanbul'da yeni nesil yerel demokrasi anlayışının hakim olması için çalışmalara başladık. Bütün meclis toplantılarını İstanbul tarihinde ilk kez online yayınlamaya başladık. Sonuçta ne oldu biliyorsunuz. Dünya tarihinde ilk kez, bir belediye meclisinin canlı yayınını 4 milyona yakın kişi izliyor. Bu kadar ilgi ulusal parlamentoların yayınlarında bile yok. Örneğin bir bürokratik süreç olan ‘5 yıllık Stratejik Plan Hazırlıkları’nı Ekim başından itibaren 16 milyon İstanbullunun katılımına açtık. Henüz bir ay olmadan 200 bin İstanbullu, anketlerimize veya çalıştaylarımıza katılarak görüş bildirdi. 20 bin kişi, şehrin çeşitli noktalarında kurduğumuz stantlarda post-itler ve anketlerle görüş bildirdi. Bunlar sadece bir başlangıç.”


“ŞEHİR, TEK BİR RENGİN TONLARINDAN OLUŞMAYACAK”

“Yeni nesil siyaset anlayışı derken, öncelikle ve özellikle hukukun üstünlüğü anlayışını kast ediyorum. Kanunları, kendi amaçları uğruna eğip büken, kendisi için iyi olanı, herkese dayatan bir yönetici olmamayı, kamu karşısında vatandaşın güçsüz ve korumasız kalmasından yararlanmamayı, korkudan değil, sevgiden yana olmayı, kucaklayarak ve birleştirerek hizmet etmeyi anlatmak istiyorum. Bu şehrin Sirkeci Garı’nı ya da işte Haydarpaşa Garı’nı, eski bir İBB çalışanına değil de 16 milyona vermekten bahsediyorum aslında. Söylediğim şey, tam da bu. Bu, toplumsal moral için gerekli. Bu şehri biz yönetiyoruz. Birkaç kişinin değil. Yakınlarını korumak değil. Hukukun üstünlüğünden bahsediyorum. Ne kadar icatlar çıkarmaya çalışılırsa, çalışılırsın. İstanbul kararını verdi: Boğaziçi İstanbul’undur. ‘Şu bakanlığa bağlı, şu kurula bağlı yok’. İstanbul karar verir. Bu şehri yönetenler, bundan böyle bu şehrin her bir ferdini ayrı bir renk, ayrı bir zenginlik olarak kabul edecekler. Bu şehir, sadece tek bir rengin tonlarından oluşmayacak. İstanbul binlerce rengin, barış ve huzur içinde yaşadığı bir şehir olacak. Bu şehirde kimse kendisini azınlık hissetmeyecek. Hep birlikte çoğunluğun yönetme, azınlığın var olma hakkına saygı duyan bir siyaset ve yönetim anlayışı inşa edeceğiz.”


“DEMOKRASİ İNŞA ETMEDEN REFAH VE MUTLULUK OLMAZ”

“İstanbul'da yeni nesil belediyecilik anlayışı hakim olacak. Bu aziz şehirde kente özen gösteren, insana saygı duyan bir belediyecilik anlayışı artık iktidarda. İstanbul artık kendi kararlarını kendi vermek istiyor. Bu şehirde ‘Ben yaptım oldu’ anlayışı kesinlikle son bulacak. Ne kadar yeni icatlar çıkarılmaya çalışılırsa çalışılsın, İstanbul kararını verdi. Bu şehrin nimetlerini ganimet sananlardan asla olmayacağız! Dikkat ederseniz sizlere fiziki projelerden, binalardan, yapılardan bahsetmiyorum. Sizlere çok iyi bildiğiniz bir şeyden, zihniyet değişiminden söz ediyorum. Mühendislik projeleri kolaydır. Bina inşa etmek kolaydır. Yollar, alt yapılar, köprüler, hava alanları inşa etmek kolaydır. Ama demokrasi inşa etmek o kadar kolay değildir. Dünya tarihinde, demokrasi ve özgürlük inşa etmeden refaha ve mutluluğa erişmiş tek bir ülke bile yoktur. Hiçbir millet demokrasi ve özgürlükleri inşa etmeden orta gelir tuzağını aşamaz. O yüzden bizim millet olarak cesur bir demokrasiye ve yerel bir demokratik modele ihtiyacımız var. O yüzden çılgın gayrı insani projelere değil, insanlarımızın özgürlüğüne, mutluluğuna, refahına ve huzuruna odaklanıyorum.”


EYÜPSULTAN’DAKİ “TEMEL ATMAMA” TÖRENİNE DAVET

“Size çok duymadığınız bir duyuru yapayım” diyen İmamoğlu, “Yarın bir törenimize davet etmek istiyorum. ‘Temel atmama törenine’ davet ediyorum sizi. Şaka değil! Yarın ‘temel atmama törenim’ olacak gerçekten. Göreve geldiğimizde, bizim önümüze getirilmiş, dayatılmış, ihaleye çıkılmış, teklifler alınmış… Silahtarağa’da Eyüpsultan sınırları içinde, Haliç’in o güzel doğasını bütünleyen, 130 bin metrekarelik alanı kapsayan, 70 bin metrekareye yakın kısmı orman olan bir arazide, bir arıtma tesisi… Maliyeti, 1 milyon 100 bin liranın üzerinde. Arazi değeriyle beraber, 1,5 milyarı aşan bir proje. Ekonomik sıkıntı vesaire bir kenara; ‘Durdurduk’. Çok projeyi böyle durdurduk aslında. Çok projeye araştırma yapıyoruz. Buna da yaptık. Böyle bir arıtma tesisine gerek yok. Ne yazık ki yok! 1,5 milyar! Ben, bu şehrin insanına bunu anlatmak zorundayım. Bu bir ders olmalı. Temele, idamdayken, ‘Son dileğin ne’ diye sormuşlar; ‘Ha bu bana ders olsun’ demiş. Şehrimizi bu duruma getiremeyiz” dedi.


“CUMHURİYETE DEĞER VERMEK, GEÇMİŞİNE SAHİP ÇIKMAKTIR”

29 Ekim’deki Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına da değinen İmamoğlu, “29 Ekim’i doya doya, hissederek yaşamak, bu ülkenin en büyük milli bayramını coşa coşa yaşamak asla bir imrenti ya da bir özenti değildir. Onun altını çizeyim. Bayramı yaşamak milletine, güzel Cumhuriyet’ine değer vermek, varlığının teminatı olan o kuruluş değerlerine sahip çıkmasıdır, Atası’na sahip çıkmasıdır, geçmişine sahip çıkmasıdır” diye konuştu. İmamoğlu, İstanbul için vizyonunu; “İstanbul adil bir kent olacak, yaratıcı bir kent olacak, yeşil bir kent olacak” sözleriyle özetledi. İBB’nin israfa son veren bir anlayışla yönetilmeye başlandığını vurgulayan İmamoğlu, 31 Mart ve 23 Haziran süreçlerinden sonra yaptıkları önemli icraatları sıraladı. İmamoğlu, yaptıkları hizmetlerin video görüntülerini seyircilerle paylaştı. “İBB’de liyakat esasına dayalı son derece profesyonel bir A takımı kurduk” diyen İmamoğlu, “Hiçbirisi benim oğlum, kızım, damadım, yakınım değil. Sizler gibi uzun yıllar önemli kurumlarda başarılara imza atmış olan bu ekip, İstanbul’da sürdürülebilir kalkınma için de hazırlıklar yapıyor. Bu kadroyla; yabancı yatırımları kolaylaştırmak için İstanbul Yatırım ve Tanıtım Ajansını kuruyoruz. Benzer şekilde, güvenilir veri sağlamak için ‘İstanbul İstatistik Ofisini’ hayata geçiriyoruz. Şehrimizin bir yazılım merkezi olması ve bu alanda gelecekte 50 bin kişilik bir istihdamın yaratılması için çalışıyoruz. Bu amaçla, ‘Küresel İstanbul Akademisi ve İstanbul Kent Enstitüleri’ gibi kurumlar kuruyoruz. Şehrimizi ileri teknolojinin ve yaratıcı endüstrilerin merkezi haline getireceğiz” şeklinde konuştu. İmamoğlu, yakın dönemde yapacakları icraatları şöyle sıraladı:


“ULAŞIM YATIRIMLARI İÇİN YOLA ÇIKTIK”

“Kentin merkezindeki en büyük ‘monoblok’ yapı olan otogarı bir inovasyon merkezine ve ‘start-up hub’ına çevireceğiz. Bu alanları yeni teknoloji şirketlerine, yazılım, tasarım ve eğitim şirketlerine hazırlıyoruz. Çevre yatırımları, temiz enerji, kentsel atıkların dönüşümü ile ilgili yatırımlarda İstanbul öncü kentlerden biri olacak. Küresel ısınma sorununu dikkate alan girişimcileri ve şirketleri destekliyoruz. Şehrimizin yakın civarında entegre tarımsal üretim yatırımlarını planlıyoruz. Başta metro olmak üzere, ulaşım yatırımları için yola çıktık. İstanbul’da metroyu 2024 yılına kadar 630 kilometreye çıkarmak istiyoruz. Yap-İşlet-Devret dahil çeşitli modelleri tartışıyoruz. Kemerburgaz Kent Ormanı’ndaki 5,5 milyon metrekare yeşil alan bizden uzak tutuldu. Biz, kent ormanı olarak hayatımıza kattık 1,6 milyon metrekarelik kısmını. Kalanını da seneye katacağız. 6 senedir Orman Bakanlığı tahsis etmiş, yapılmıyor. ‘İmara değil, insanlara açacağız’ deyince hemen ‘Biz yaptık, biz yaptık!’ Tamam, tamam; biz yaptık, tamam! Bir şey değil; kızmayın! Ama niye açmadınız? Başka bir hesap mı vardı? Niye açmadınız? 2 ayda toparladık, açtık. Gidin bakın; cıvıl cıvıl. Büyükdere Caddesi üzerinde, hemen Maslak’ı geçince, yolun sağ tarafında, binaların arasında 1 milyon 100 bin metrekare park var. 19 Mayıs’ta size orayı açacağım; şaşacaksınız; ‘Ya bu vardı da biz bunu niye kullanmadık’ diyeceksiniz. Kurbağalıdere’deki sorunu da yaza çözüyoruz. Ayamama Deresi’nin çevresiyle ilgili sorunları çözüyoruz.”


HAYALİNDEKİ İSTANBUL’U ANLATTI

İstanbul’u şeffaflığa, halka hesap verme prensibine, vicdana ve adalete dayalı bir yönetim anlayışıyla ayağa kaldıracaklarını vurgulayan İmamoğlu, sözlerini şöyle noktaladı:“Bizden sizlerin sesine her zaman kulak veren, kadına, çocuğa ve dezavantajlı gruplara pozitif ayrımcılık yapan bir anlayış göreceksiniz. Hep birlikte yürünebilen, koşulabilen, nefes alınabilen, bisikletle gezilebilen, spor yapılabilen, modern, çevre dostu, engelli dostu bir İstanbul yaratacağız. 16 milyonluk bu kent, 450 milyar dolarlık bu ekonomi, pek çok alanda global başarılar inşa edebilir. Spordan sanata, teknolojiden inovasyona, markalardan turizme kadar birlikte global şampiyonlar, lider kurumlar yaratabiliriz. İşte benim hayalimdeki İstanbul, enerjisi yüksek, gençliği olan bir şehir. Barış ve demokrasiyle kenetlenmiş, bir arada yaşama sevinci ve huzuruna kavuşmuş bir İstanbul. Bunu hep birlikte başaracağız. Çünkü başarmak zorundayız. Bu yolda tüm katkı ve önerilerinize kapımız her zaman açık olacak.”

İmamoğlu, konuşmasının ardından başka bir salonda basın mensuplarının karşısına çıktı ve kendisine sorulan soruları yanıtladı.

Editör: TE Bilisim