Kilis'de oturmamız münasebetiyle Suriyelilerin durumlarını yakındanmüşahede ediyoruz.Malumunuz  üç yıldan bu yana Suriye’den  Kilise göçler devam etmektedir.Bu insanların savaştan kaçıp şehrimize sığınmasıyla birlikte yeni sorunların çıkması da doğaldır. Birkaç gündür bu sorunları ele almaya çalıştık. Gayemiz sorunlara dikkat çekmek, sorunlarıhasır altı etmeden önlem alınmasını sağlamaktır.

Savaş da erkeklerini ölmesiyle birlikte dul kalan kadınların sayısı oldukça fazladır. Pek tabidir ki dul kalan kadınlar korunmaya muhtaçtır. Hayata kalabilmek için kendilerince uygun gördükleri koşullarda yasamak için çareler arayacaklardır. Bu durumda olan kadınlar ikinci eş olarak alınmayı kurtululuş çaresi olarak görmektedir.

Hal böyle olunca : Gelen evlilik teklifini hiçbir maddi beklenti içinde olmadan kabul ediyorlar .Bu da bizim erkeklerimizin işine yarıyor.

Burada kadınlar, ikinci ücüncü es olarak nikahlanmaya devam ediyor.

Simdi biz ,bu kadinlar için kabul etmesinler demeye hakkimiz var mi?  Elbette ki yok..

Evlenenlere ikinci üçüncü eş olarak alanlara  engel olmak mümkün mü?

Hayır.

Şimdi bir bayan olarak sormak istiyoruz .

Bu kadınların hakki hukuku ne olacak?

Sadece erkeğin vicdanına merhametine mi bırakılacak?

Üç ay beş ay evlendim diye, kullanılan, sonra, kucağında çocuğuyla kapıya konulursa  bu kadının hakkini kim savunacak?

Yine is devletimize düşüyor. İkinci es konumunda olanlara, yeniden yasal düzenlemeyapılmalı  ,Suriyeli  kadınların   evlilikten doğan haklarını koruması  sağlanmalıdır .Belki o zaman hukuki sorumluluk getiriyor diye geçici hevesle kandırmaların da  önüne  geçilmiş olur.

Selma ve dua ile...

İstanbul Times  /  Fadime Havva Özbey 

Editör: TE Bilisim