Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin olması gereken, bulunması gereken konuma doğru emin adımlarla ilerlediğini belirterek, "Türkiye yıllardır özlemini duyduğu öneme kavuşuyor. Türkiye, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ifade ettiği muasır medeniyetler seviyesine her zamankinden çok daha yakın bir mesafede bulunuyor" dedi.

Sabancı Kültür Sarayı’ndaki Dokuz Eylül Üniversitesinin (DEÜ) 2009-2010 akademik yılı açılış töreninde konuşan Erdoğan, İzmir’in, Ege’nin, hatta tüm Türkiye’nin takdirlerini kazanmış olan DEÜ’nün açılış heyecanını paylaşmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

ABD’ye yaptığı son temaslarından bahseden Başbakan Erdoğan, ABD’deki bir üniversitede öğrencilerle bir araya geldiğini, arzusunun bu tür adımları hiç çekinmeden heyecan dolu bir şekilde Türkiye’de de atmak olduğunu söyledi.

ABD’deki Türk öğrencilerin yanı sıra yabancı öğrencilerin de gündemi çok yakından takip ettiklerine şahit olduğunu, Türkiye’ye ilişkin, bölgesel meselelere ilişkin çeşitli sorular sorulduğunu, Türkiye’nin bölgeye ve küresel meselelere bakışının merak edildiğini kaydeden Erdoğan, 2002 yılında Türkiye’deki yerleşik yabancı medya kuruluşu temsilcisi sayısının 35 iken, bugün bu rakamın 265’e ulaştığını, son 7 yılda Türkiye ile ilgili yazılan makalelerin, haber sayılarının arttığını vurguladı.

Türkiye ile ilgili master tezi, doktora tezi gibi akademik incelemelerin katlanarak arttığını, sadece medya mensuplarının değil, çok sayıda akademisyen ve araştırmacının da Türkiye’nin değişim, dönüşümünü yakından takip ettiğine dikkati çeken Başbakan Erdoğan, BM’nin 64. Genel Kurulu ve G-20 zirvesi nedeniyle bulunduğu ABD’de 6 gün boyunca çok sayıda ülke lideriyle görüştüğünü, 32 ikili görüşme yaptığını, birçok ayak üstü sohbette bulunduğunu, program yoğunluğu nedeniyle birçok görüşme talebini de yerine getiremediğini söyledi.

TÜRKİYE’NİN YENİ DURUMU

New York’ta Türk vatandaşlarıyla bir araya geldiğini de dile getiren Erdoğan, şunları söyledi: "Burada durumu bir kez daha teyit etme imkanı bulduk. Yurtdışındaki vatandaşlarım Türkiye Cumhuriyeti pasaportunu gururla taşıyor. Türk lirasını gururla taşıyor. Birin yanında artık 6 sıfır yok. Eskiden ’zengin’ milyoner olana deniyordu, o hale geldik ki 1 milyona tuvalete gidiyorduk. Şimdi tekrar aslına dönüş gerçekleşti ve paramıza değer kazandırdık diye eleştiri almaya başladık.

’Türk lirası çok değerli’ demeye başladılar. Türk lirasının değer kazanmasıyla dünyada nereye geldiğimiz çok açık, net ortaya çıktı. Türk lirasının değerini koruma yasası yok mu, var. Niye buna rağmen bu eleştiriler yapıldı? İki ucu keskin bıçak. İşte burada biz durumu çok iyi değerlendirmek ve kararlı bir şekilde cesaretle yolumuza devam etmek durumundayız. Türkiye nihayet olması gereken, bulunması gereken konuma doğru emin adımlarla ilerliyor. Türkiye yıllardır özlemini duyduğu öneme kavuşuyor. Türkiye Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ifade ettiği muasır medeniyetler seviyesine her zamankinden çok daha yakın bir mesafede bulunuyor. Benim özellikle üniversite öğrencilerimizden beklediğim husus şudur, özgüveniniz tam olacak. Bu ülkenin evladı asla bir aşağılık kompleksi içinde olmayacak ve olmamalı. ’Ben yaparım’ diyecek, ’Biz yaparız’ diyecek."

"İŞSİZLİK AZALACAK"

Türkiye’nin artık çok farklı kulvarda ilerlediğini,güçlü lider ülke olma yolunda kararlılıkla yürüdüğünü ifade eden Başbakan Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Birçok sorunumuzu çözdük. Çözüm yoluna da koyduk. Mevcut sorunlarımızı uzlaşı içinde, mutabakat içinde çözmenin gayretindeyiz. Küresel krizin aşılacağını biliyoruz. 2010 bunun ciddi başlangıcı olacak ve 2010’dan itibaren pozitif büyüme beklentilerimizi kamuoyuna orta vadeli programda açıkladık. Krizin sona ermesiyle birlikte üniversite gençliği başta olmak üzere tüm gençlerimizin işsizlik kaygısında biraz daha azalma olacak. Gençler, bakınız her üniversiteyi bitiren veya tüm halk iş sahibi olur diye bir kaide yok. Dünyanın hiçbir yerinde, ABD başta olmak üzere halkının tümüne iş sağlamıştır diye bir gerçek yok. Bakın şu anda onlar da yüzde 7-8 oranlarına varan işsizlikle uğraşıyor. İspanya, buyurun yüzde 18 işsizlikle başbaşa. Biz ise şu anda yüzde 13’deyiz. Tabii ki mücadelemizi vereceğiz. Bunu daha aşağıya çekmenin gayreti içinde olacağız.

Göreve gediğimde 10.7 idi, şu anda krize rağmen yüzde 13’deyiz. Bunu hiçbir zaman iyi bir yerdeyiz demek için söylemiyorum. Bunu kesinlikle tek haneli orana düşürmek durumundayız. Onun için de gerek tarım endüstrisinde, gerek hizmet sektöründe yoğun çalışma yapmak suretiyle bunları düşürmenin gayreti içinde olacağız."

Editör: TE Bilisim