Gazeteciye Kadıköy'de öldüresiye dayak

Kaldırımları mesken tutan şehir magandaları, haber çalışması üzerindeki Kadıköylü basınmensubuna öldüresi darbelerle saldırdı. İlk anlarda soğukkanlılığını koruyan basın emekçisi dehşet anlarını anı anına telefonuyla görüntüledi. Mağdur gazeteci, üç gün süreyle çalışamaz raporu alırken mesleğinde en çok ihtiyaç duyduğu sağ işaret parmağını da kullanamıyor. Seçim çalışmalarına yönelik haberlerini hazırlamak üzere görevini sürdüren Kadıköy Life Dergisi Muhabiri Adem Giden, ofislerine de yakın olan Osmanağa Mahallesi Çilek Sokak üzerinde bir alışveriş marketine girdi. Ardından yaşananlar ise, gizlice kayıtta olan cep kamerası kayıtlarında saklı.

Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde tedavisinin tamamlanmasının ardından taburcu olan Adem Giden ilk açıklamalarında şunları söyledi:

Haber çalışmam için Kadıköy genelinde kameram ve motosikletim ile birlikte sahadaydım. Çilek Sokak üzerinde markette girdim. Çıktığımda ise bu marketin önünü mesken tutan ve defalarca kaçak sigara sattıklarını gördüğüm şahıslar duruyordu. Basın mensubu olmamdan son derece rahatsız olduklarını saklamıyorlardı. Ancak nefretle saldıracaklarını ise hiç tahmin etmemiştim. Kaçak sigara sattıklarını bildiğimi, biliyorlardı. İçlerinden yaşlı olanı önce "buralarda çok dolaşma" diye uyarıda bulundu. Ofisimizin yakınlarda olduğunu, markete girdiğimi söyledim. Ancak nefretle, bir an önce gitmem gerektiği yönünde ısrar ediyordu. İşimin bitmediğini söyledim. Sonrasında küfürler ederek sesini yükseltti. Yanında sürekli kendisi ile birlikte kaçak sigara satan iki kişi daha bana nefret kusmaya başladılar. Ses tonları yükselmeye başlayınca, başıma bir iş geleceğini anladım. Cep telefonumu gizlice video kaydı moduna aldım ve kaydı başlattım. O kadar gözü dönmüştü ki, "Beyefendi" diye seslenmeme rağmen hakaretler yağdırıyordu. Ardından bir anda saldırdılar. Kadıköy'ün göbeğinde, insan yoğunluğunun oldukça fazla olduğu Çilek Sokak üzerinde dövmeye başladılar. Karşılık bile veremedim, birinin elinde süpürge sopası vardı. Özellikle başıma ve sırtıma acımasızca vurdular. Kaçmaya çalıştıkça çektiler, daha da nefretle vurdular. Çevre sakinleri yardım etmeye çalıştı ancak, ellerinden çok da bir şey gelmedi.

Bir fırsatını bulup ellerinden sıyrıldım ve can havliyle Altıyol'a, Boğa Heykeli yönüne doğru koşmaya başladım, bir esnafın dükkanına sığındım. Zarar gören sadece ben değildim, mesleğim ve onurumdu aynı zamanda. Ekmeğim fotoğraf makinemi tekmelediler, motosikletimi devirdiler. Ağza alınmayacak küfürlerle insanların içinde küçük düşürdüler. Emniyet birimlerine şikayette bulundum, darp raporum ile birlikte yasal süreç başladı. Sağ işaret parmağımı kullanamıyorum. Başımdan ve vücudumun çeşitli yerlerinden aldığım darbelerin acısı ise hala bitmiyor.