Geleceğim Zeytinburnu Platformu Başkanı Gazeteci-Yazar Hüseyin Çetiner şunları söyledi:

‘’Geleceğim Zeytinburnu Platformu (GZP) olarak öncelikle Osmanlı devleti ve 1918’de kurulan Azerbaycan Devleti ve 1923 yılında yeni devlete şahitlik eden Nuripaşa gibi önemli bir şahsiyeti anlatacağımız seminerimize icabet eden Batı Trakya davasının yılmaz savunucusu Merhum Şehit Dr.Ahmet Sadık Ahmet’in eşi Işık Sadık Ahmet’e, Mimar Süleyman Uluocak’a, Nuripaşa Mahalle Muhtarı Yılmaz Kaya’ ya başta olmak üzere bizleri yalnız bırakmayan herkese kendim ve platformum adına teşekkür ederim’’.

Platformun tanıtım filmi izlendikten sonra Çetiner Nuripaşa ile alakalı sunumunu yaptı.

İşte Tarihin Unuttuğu Ama Geleceğim Zeytinburnu Platfomu’nun unutmadığı Kahraman vatan evladı Nuripaşa:

Nuripaşa 1890’da İstanbul’da doğdu. Tarihte önemli yeri olan Enver Paşa’nın kardeşidir.

1909 yılında henüz 19 yaşında iken başladığı askerlik hayatına önemli savaşlara ve olaylara tanıklık etti.

Nuripaşa genç yaşında başlayarak İtalyanlara, Balkan Devletlerine, İngilizlere, Ruslara ve Ermenilere karşı giriştiği savaşlarda başarılar elde etmiş ve rütbesi yüksek olmamasına rağmen Fahri Ferik unvanıyla kendisine verilen görevleri üstün başarıyla yerine getirmiştir.

Böylece Nuri Paşa, o dönem neslinin az veya çok tesirinde kaldığı çöküşün, bütün acı ve sıkıntılarını olayların içinde bulunarak bizzat görmüş, yaşamış ve hissetmiştir.

Bakü’yü fethederek gönüllerde taht kuran Nuri Paşa’nın, 93 Harbi’nin acı hatıralarını hâlâ silememiş olan Osmanlı Devleti’nin son dönemini oluşturan hayatı, meşrutiyet öncesi ve sonrasını, Trablusgarp Savaşıyla başlayan yakın dönemin bütün savaşlarını, Cumhuriyetin ilk yıllarını, II. Dünya savaşı ve sonrasını kapsar.

Bir insan ömrünü dolu dolu yaşayan Nuri Paşa’nın hayatı incelendiğinde karşımıza çıkan askeri, siyasi ve silah sanayici özellikleri ayırt edici olarak karşımıza çıkmaktadır.

O buhranlı dönemin, genç yaşına rağmen kendisine verilen görev ve sorumlulukların ağır yükünün şüphesiz Nuri Paşa’nın karakterine ve ruh dünyasına yansıması, kalıcı tesirleri olacaktır ve bu kaçınılmazdır. Genç yaşına rağmen Trablusgarp’ta Afrika Grupları Komutanlığı, Kafkas İslam Ordusu komutanlığı yapmasının ve neredeyse devlet ve milletin geleceğinde kilit rollerden birini oynamasının dayanılmaz ağırlığının verdiği sorumluluk; Paşa’nın 59 yıllık (1890-1949) hayatı incelendiğinde cesur, atılgan, teşkilatçı, sorumluluk sahibi, kafasına koyduğunu yapan- uğraşan, araştırıcı, girişimci, çalışkan, mücadeleci, plan üreten, fikir üreten bir karaktere sahip olmasına vesile olmuştur.

Nuri Paşa yapmış olduğu, Kafkas İslam Ordusu Komutanlığı’yla, Azerbaycanlıların duydukları, Onun şahsında Osmanlı askerlerine türkü yakmalarıyla somut bir hale dönüşen sevgileri, Anadolu Türklüğü ile Azerbaycan Türklüğü arasında bir köprünün ifadesi olmuş ve bu köprünün sağlamlığı hâlâ bozulmamıştır.

Enver Paşa’nın kardeşi Mustafa Nuri Bey, Hicri 23 Nisan 1306-Miladi 5 Mayıs 1890 yılında İstanbul Çemberlitaş Divan Yolu’ndaki evlerinde, Hacı Ahmet Bey ile Ayşe Hanım’ın 4 erkek 2 kız evlatlarından biri olarak dünyaya gelmiştir.

Ailesi, Osmanlı Devleti’nin son dönemine damga vuran kişilerden oluşan Nuri Paşa’nın ağabeyi Enver Paşa, amcası Kut’ül Amare’de İngilizleri mağlup eden Halil Paşa ve en küçük kız kardeşi Mediha Hanım ise Rauf Orbay’ın eşidir.

İlk mektep tahsilini Manastır’da yapan Nuri Killigil, Enver Paşa Yüzbaşı rütbesinde iken borçları yüzünden evlerinin satılması üzerine Selanik’e, oradan da ailesi ile tekrar İstanbul’a göçmüştür.

Nuripaşa Yurtdışında askeri ataşelik yaptı

I. Dünya Savaşı’na kadar geçen kısa zaman diliminde Roma Askeri Ataşeliği, Viyana Askeri Ataşeliği Muavini olarak görev yapan ve bu görevleri sırasında rütbesi Yüzbaşılığa yükseltilen Nuri Paşa, 15 Ağustos 1914 tarihinde ise Harbiye Nezareti Makam Yaverliğine tayin olunur.

1.Dünya savaşının çıkması üzerine Enver Paşa, kardeşinin Trablusgarp Savaşı’nda bütün cephelerde savaşması, bölgeyi çok iyi bilmesi ve yerel halkın Nuri Paşa’yı çok sevmelerini de hesaba katarak bunu devletin çıkarına kullanmak için Nuri Paşa’yı oraya yollamayı düşünmüştü.

Nuri Paşa burada 1912’lerde temeli atılmış olan teşkilatlanmayı ele almak, teşkilatlanmayı genişletmek ve halktan kurulacak gönüllü kuvvetlerle İtalyan ve İngilizlere karşı savaşmak ve savaşırken daha rahat hareket etmesi için önce Fahri Mirliva ve daha sonra Fahri Ferik unvanıyla Afrika Grupları Komutanı olarak bölgeye gönderildi.


Nuripaşa Kafkas İslam Ordusu Komutanı oldu


Yeni kurulan Ordu’nun başına Enver Paşa önce Kazım Karabekir Paşa’yı düşünmüş ve bunu kendisine iletmiş ancak aldığı cevap olumsuz olunca Kafkas İslam Ordusu Komutanlığı’na kardeşi Nuri Paşa’yı getirmiştir.

Yeni kurulan ordu Osmanlı Ordusundan takviye kuvvetler ve yerli halktan gönüllülerle oluşturulmuştur. Amcası Halil Paşa’yı (Kut) ise Şark Orduları Grup Komutanlığına atamış ve böylece aynı aileden, birbirlerini iyi tanıyan üyelerin bu uyumundan faydalanmak istemiştir. Gelişen olaylar ve kazanılan başarılar Paşa’nın bu düşüncesinde ne kadar haklı olduğunu kanıtlamıştır.

Nuri Paşa Trablusgarp’tan döndüğünde rütbesi binbaşıdır. Trablusgarp ve Bingazi’deki başarıları göz önüne alınarak rütbesi Kaymakamlığa (Yarbay) yükseltilir.

Yalnız yeni görevinde, emri altında çalışacak subay kadrosunun yaş ve kıdemce daha büyük olacağı düşünülerek, Padişah fermanıyla Fahri Ferik rütbesi ile Kafkaslarda Padişah adına askeri ve siyasi faaliyetlerde bulunma yetkisi verilir. Ayrıca, Yaverân-ı Hazret-i Şehrȋyârȋ’lık payesi verilerek Padişahın yaveri olur.

Nuripaşa Bakü Fatihi oldu


Türk Ordusu’nun Bakü’ye girdiği 15 Eylül günü şehir, tarihinin en heyecanlı ve unutulmaz günlerini yaşadı. Halk Ermeni ve Bolşeviklerin baskı ve şiddetinden kurtulmuş, huzur içinde yaşama imkânına kavuşmuştu. Hemen mülki idarenin tanzimine başlandı. Birkaç gün içinde şehirde normal hayat başladı. Dükkânlar açıldı, yiyecek sıkıntısı en kısa sürede giderildi. Türk askerlerinin kontrolü altında Bakü asayişe ve ekonomik refaha kavuştu.

Nuripaşa Tutuklanır

İstanbul’da kurulan yeni hükümet orduyu tasfiye etmesi gerektiği ve başkent’e geri gelmesini kesin bir emirle Nuripaşa’ya bildirir.

Nuri Paşa, Trabzon’a, oradan da deniz yolu ile İstanbul’a gelir. Vapurdan indiğinde polisler tarafından tutuklanır.

Ünlü Bekir Ağa Bölüğü’nde kalır. Ertesi gün İngilizlere teslim edilir. İngilizler, adından bile korktukları Nuri Paşa’yı Batum’daki Ardahan Kışlasına hapsederler.

Yalnız Paşa’nın burada olduğunu duyan Azerbaycan ve Batumlular Paşa’yı kaçırmaya karar verirler ve 8 Ağustos 1919 gecesi muvaffak olurlar.

Kafkas İslam Ordusu Komutanı olarak buradaki Türklerin gönlünde kazınmayacak, asla kaybolmayacak bir yer edinen Nuri Paşa, Gence’ye getirildi.



Azeri Türkleri Nuripaşa’yı kurtardıktan sonra Kâzım Karabekir Paşa İle Görüşür

İngilizlerin elinden kaçırılan Nuri Paşa Kazım Karabekir Paşa ile görüşmüştür. Bu sırada milli mücadele başlamış ve Nuri Paşa’ya, Azerbaycan’dan para yardımı temin etmesini istemiştir.

Azerbaycan Ruslar tarafından işgal edilince Nuripaşa isyan başlatır. Ancak isyan Ruslar tarafından bastırıldı.

Karabağ’da bulunan Nuri Paşa burada da ikinci bir isyan başlattı. Bu isyan da bastırıldıktan sonra Nuri Paşa İran üzerinden Erzurum’a geldi ve emrindeki askerlerle Sarıkamış’ın kurtarılmasına iştirak etmiştir.

Nuripaşa Silah Üretimine tamir ile başladı

Nuri Paşa, Erzurum ve Kars’ fabrika ve imalathanelerin başına geçerek ele geçen silah ve cephanelerin tamir ve bakımını yapmış ve bu yardımla, milli mücadeleye yaptığı katkıların değeri dönemin şartları düşünüldüğünde anlaşılacaktır.

Nuri Paşa, Almanya’ya ailesinin yanına gitmiş ve daha sonra Türkiye’ye dönmüştür.

Bu sırada İstiklal Harbi bitmiş ve yeni devlet kurulmuştu. Bu esnada Milli Savunma Bakanlığı ise Nuri Paşa’yı Kaymakam (Yarbay) rütbesiyle emekliye sevk etmiştir.

Nuripaşa Ankara’da Başladığı Cinicilik işinde başarılı olamayınca Zeytinburnu Demir Eşya Fabrikasını kurdu..

Ankara’da çinicilik işine giren Nuripaşa başaralı olamayınca İstanbul’a gelir ve Zeytinburnu Demir Eşya Fabrikasını kurar.

Bu fabrikada Yavuz Gemisi için mühimmat imal etmeye başlar. Sütlüce’de bir fabrika kurmak için girişimlere başlayan Nuri Paşa 1938 yılında fabrikayı açar.

Bu fabrikalarda hazırladığı silahları ve mühimmatı Milli Savunma Bakanlığı’na sattığı gibi yabancı devletlere de pazarlamıştır. Bilhassa bu devletler arasında Mısır, Suriye ve Pakistan’dan siparişler almıştır.

Kendi fabrikasında yaptığı silah ve mühimmatları sergilemek için İzmir’de açılan Uluslararası Fura’a gitmiş ve tamamen yerli üretimleri sergilemiştir.

Bu sıralarda İkinci Dünya Savaşı başlamış ve Almanlar Sovyet Rusya’ya savaş ilan etmiş, bu durum Sovyet eziyeti altındaki Türk ve Müslümanların kurtarılması bakımından heyecan uyandırmıştı.

Nuripaşa’nın Atatürk ile arası iyiydi


Türkçülük davası ile tutuklanan 30 kişinin aksine ,Nuri Paşa’nın adı bu davalara karışmamış ve bu durum bize yaptığı görüşmelerin hepsinin Ankara Hükümeti’nin izni dahilinde yaptığını göstermektedir.

Nuripaşa’nın Sütlüce’de ki Fabrikasına İsrail Ajanları mı Suikast yaptı ?

Yapılan resmi açıklamalar her ne kadar Nuripaşa’nın fabrikasının ne şekilde havaya uçtuğunu net bir şekilde açıklayamasa da burada bütün şüphelerin henüz yeni kurulan İsrail Yahudi devleti ajanlarının Araplara silah satan Nuripaşa’nın Fabrikasını havaya uçurduğunu güçlü şekilde bize anlatıyor.

Olayı şu şekilde olduğu kayıtlarda geçiyor

02 Mart 1949 günü saat 16.50’de kapsüllerin muhafaza edildiği dolabın harareti 80 dereceyi aştığından ve bu durumun hiç kimse tarafından fark edilmemesinden, büyük bir gürültü ile patlamış, kimya hanede ki diğer maddeler tutuşarak yangın kısa sürede büyümüştür.

Müdüriyet dairesinde bulunan Nuri Paşa olayı öğrendikten sonra hemen Hasköy İtfaiyesine haber vermiş, kendisi de hemen olay yerine koşmuştur.

Kendisi işçilerine dışarı çıkmalarını söylemiş ve içeride kimin kaldığına bakmak için “Ben Depoya gidiyorum” Diye seslenmiştir.

Depo dediği yerde 2.000 havan mermisi bulunmaktadır. Bu arada itfaiye gelmiş ve kimya hanede ki yangını söndürmek için çalışmaya başlamıştır.

2.000 havan mermisinin patlaması ise büyük bir faciaya sebep olacağı için Nuri Paşa duruma bakmak için iyice içeriye girmiş ve bu esnada yangın daha da alevlenmiş ve tahta döşemelerden, içi barut ve troil gibi infilak edici maddelerle dolu başka bir depoya sıçramış ve bu maddeler infilak edince bütün İstanbul’dan duyulan bir patlama meydana gelmiştir.

Gece boyunca yangın devam etmiş ve o gece yağan yağmur itfaiyecilere söndürmede kolaylık sağlamıştır.

Olayın duyulması üzerine devlet görevlileri gelmiş, yapılan bütün aramalara rağmen Nuri Paşa bulunamamıştır.

6 Mart günü Nuri Paşa’ya ait kravat ve gömlek parçaları bulunmuş ve Paşa’nın vefat ettiğine kanaat getirilmiştir.

Nuri Paşa’nın eşi Mısır Prenseslerinden Misli Melek Hanım ise, patlamanın olduğu 2 Mart günü Kahire’ye ailesinin yanına gitmiştir.

Misli Melek Hanım’ın patlamadan haberi geç olmuş, 16 Mart günü İstanbul’a dönmüştür.

Nuri Paşa’nın cenazesi kaldırılırken boş tabut gömülmüştür.

Yalnız ömrü savaş meydanlarında geçen, silah ve mühimmat konusunda bir uzman olan Nuri Paşa’nın ölümünün bir sabotaj mı yoksa kaza mı olduğu tam manasıyla açıklığa kavuşmamıştır.

Çetiner’in düşüncesi; ‘’ MOSAD ajanları Araplara silah sattığı için Nuripaşa ve Fabrikasını havaya uçurdu’’

Paşa hayatı boyunca bir çok devlete karı savaşlara girmiş ve onları kızdırmıştı. Yani paşanın dostundan çok düşmanı vardı.

İtalyanlar, İngilizler, Ruslar, Filistin- Mısır sorunlarıyla ilgilendiği için Filistin’in solcu grupları ve Yahudiler Paşa’ya düşmanlardı.

Bir insan ömrüne üç devlet sığdıran, vatan savunması için imparatorluk topraklarının her yerinde savaşan, ölümden korkmayan, savaş dehası olduğu gibi mühendislik alanında söz sahibi olan, Türkiye’de yeterince bilinmeyen ama buna karşılık Azerbaycan Halkının gönlünde yıkılmayacak bir taht kuran Nuri Paşa’ya tarih acz içinde kalarak hakkını verecektir.

İsrail terör devleti kendisi için tehlike olduğunu düşündüğü Nuripaşa’yı fabrikası ile hava uçurdu

Gazeteci Yazar ve Geleceğim Zeytinburnu Platformu Hüseyin Çetiner konuşmasını şu şekilde tamamladı.

Devrin CHP hükümeti Ruslardan kaçıp Türkiye’ye gelen Azerileri öldürüleceklerini bildiği halde Ruslara teslim ediyordu.

İngiliz ve Amerikalılar tarafından desteklenen Yahudi Devletinin kuruluşu 14 Mayıs 1948 de Yahudi lider David Ben Gurion tarafından ilan edildi.

Mısır başta olmak üzere birçok Arap devleti bu oldu bittiyi kabul etmeyeceğini ve bu devlete karşı savaş açacağını ilan etti.

Bu çıkış karşısında İngiltere ve diğer Avrupa ülkeleri ile beraber ABD Araplara silah ambargosu başlattığını ilan ediyor.

İstanbul Sütlüce de silah havan topu ve diğer savaş araç ve gereçleri üreten Nuripaşa Araplara başlatılan silah ve mühimmat satmama ambargosuna katılmayacağını ilan etti. Aksine Mısır’a gidip yüklü bir sipariş aldı.

İstanbul’a gelir gelmez çalışanları, kendisi ve sevkiyata hazır bütün ürünlerin zarar görmesi de gösteriyor ki yapılanın yangın değil hatta Nuripaşa’nın gittiği yeri dahi görüp ona göre patlama işleminin bir istihbarat işi olduğunu akla getiriyor.

İsrail arşivleri araştırılarak bu dosya mutlaka yeniden açılmalıdır diyen Çetiner değerlerimize her daim sahip çıkacağız dedi.

Neler Konuştular?

Seminere katılan eğitimci yazar Koray Kamacı o günkü güç sahiplerinden çekinen CHP hükümeti hem Nuripaşa’yı korumadı hem de fabrikasının havaya uçurulmasının ne şekilde olduğunu net bir şekilde ortaya koyabilmiş değil dedi. Kamacı, CHP hükümeti tarafından İsrail’in bir ay içinde tanındığını da söyledi.

Mimar Süleyman Uluocak ise; ‘’Bir çok sivil toplum kuruluşunun yönetiminde varım . Hüseyin Çetiner arkadaşımın ve yönetiminin yaptığı çalışmaları takdir ediyorum. Maddi ve manevi olarak yanlarındayım.’’ dedi.

Nuripaşa Mahalle muhtarı Yılmaz Kaya Mahallemize adını veren Nuripaşa gibi bir değeri seminer şeklinde bize anlatan Gazeteci-Yazar Hüseyin Çetiner ve yönetimine teşekkür ederim dedi.

Batı Trakya Davasının Yılmaz Savunucusu Merhum Dr.Sadık Ahmet’in eşi Işık Ahmet Sadık‘ta toplantıya katıldı. Işık Sadık Ahmet: ‘’Türkiye’nin güçlü olması dış Türkler için çok mühim. Türkiye bugün güçlü olmazsa Batı Trakya Türklerinin orada rahat yaşaması çok zor olur. Geleceğim Zeytinburnu Platformu olarak yaptığınız bu tür çalışmalarınızdan dolayı platform başkanı ve yönetimini tebrik ediyorum’’ dedi.

Seminer sonrası, AK Parti Nuripaşa Mahalle Başkanı Halis Özgenç, Kadın kolları Tanıtım Medya Birim Başkanı Ayfer Kubilay, Yazar Murat Akbaş, Ömer Kantemür başta olmak çok sayıda kişi Hüseyin Çetiner ve ekibini kutlarız şeklinde konuştu.

Hüseyin Çetiner’den Katılımcılara Teşekkür Mesajı

Seminerimize Ev sahipliği yapan Kazak Vakfı Başkanı Fazlı Toplu, Aydınlar Ocağı Genel Sekreteri evi ve iş yeri Nuripaşa Mahallesinde bulunan Mimar Süleyman Uluocak'a, Ak Parti Nuripaşa Mahalle Başkanı Halis Özgenç'e, Ak Parti Nuripaşa Kadın Kolları Başkanı Sümeyra Sarsılan'a, Ak Parti Nuripaşa kadın Kolları tanıtım ve Medya Birim Başkanı Ayfer Kubilay'a,

Erbakan Vakfı Zeytinburnu Şube Başkanı Onur Dolar'a, İş adamı ve Yedi Renk Tek Yürek Platformu Trabzon Başkanı Salih Zeki Durmuşoğlu'na, Nuripaşa Mahalle Muhtarı Yılmaz Kaya'ya, Zeytinburnu Tüm Malatyalılar Derneği Başkanı Suat Sarıkaya'ya, Akıncılar Birliği Başkanı Ömer Kantemur'a, Gazeteci-Yazar Murat Akbaş'a, Eğitimci Tarihçi Yazar Koray Kamacı'ya, Eğitimci Mustafa Tunç'a, Şair Kemal Seyyahi'ye,

Onur Konuğumuz Batı Trakya Davasının sarsılmaz savunucusu Şehit Merhum Dr. Sadık Ahmet 'in muhterem eşi Işık Sadık Ahmet bize onur verdi.

ve burada adını yazamadığımız bütün dostlarımıza Platform ve kendi adıma teşekkür ederim şeklinde konuştu.

Haberin çıkacağı merciler :

Haberi :www.istanbultimes.com.tr
www.zeytinburnutimes.com
www.basaksehirtimes.com
www.bagcilartimes.com
www.insaatemlakdunyasi.com
www.istanbultimes.tv
www.istanbulunsesi.tv

İstanbul Times Tv Haber You Tube kanalımızda izleyebilirsiniz...

Haberi de haftaya Tam sayfa İstanbul Times Gazetesinde haberimizi okuyabilirsiniz...

Kaynak : İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA)

Editör: TE Bilisim