Kuvayı Milliye 1919 Derneği'ne üyeliğine minibüste yolculuk yaparken gördüğü bir pankartın neden olduğunu anlattı. Ölmez, tutuklandığı için memnun olduğunu, onurlu ve saygıdeğer insanlarla bu şekilde tanışma fırsatı bulduğunu söyledi. Ancak nişanlısından dava nedeniyle ayrılmak zorunda kaldığını belirterek, "Nişanlımın babası AKP'liydi. Şimdiden sonra AKP'li bir baba bana kızını verir mi?" dedi. Ölmez, Savcı Zekriya Öz'ün kendisine "Erol'um" diye hitap ettiğini ve gizli tanık olmasını istediğini iddia etti. Soruşturma sırasında ölen Kuddusi Okkır için ise "Bu davanın cumhuriyet şehididir. Katledildi" ifadesini kullandı.

Ölmez 2006 yılının Kasım ayında Fikirtepe'den bindiği bir minibüsün camından Kuvayı Milliye Derneğ'inin pankartını gördüğünü belirterek, "Kalacak yerim yoktu. Adresi aldım. Derneğe gittim. Orada Hüseyin Görüm ile karşılaştım. Durumumu anlattım. Bana kalacak yer gösterdi" dedi.

-"FATİH, ÇARŞAMBA'DA ARKADAŞIMDA KALDIM"-

Dernek'te çaycılık yapıp orada kaldığı sürede zeytin ticareti yapan arkadaşıyla karşılaştığını belirten Ölmez, "Arkadaşımın eşi astım hastasıydı ve köye gitmişti. Beni de bu sürede Çarşamba'daki evine davet etti ben de kabul ettim. Beraber pazarlara çıkıyorduk. Onun dükkanın karşısında butik vardı. Oradaki kızla görüşmeye başladım. Samimiyetimiz ilerledi. Yuva kurmak istedim. Büyüklerime durumu açtım. Ancak kızın babası AKP'liymiş. Ancak onu ikna ettiler. Kızı istedik. Nişan da yaptık. Ancak artık evlenemem. Tutuklanmam nedeniyle nişan suya düştü. Bu saatten sonra AKP'li bir baba bana kızını vermez" şeklinde konuştu. Ölmez bu şekilde iddianamede geçen Çarşamba'da İsmailağa cemaati hakkında istihbarat toplamaya çalıştıkları iddiasını da yalanlamaya çalıştı. Ardından da

Çarşamba'da istihbarat toplamaya gerek görmediğini de belirten sanık Erol Ölmez, "Benim onların içine kamufle olarak girmem demek, onlar gibi yaşamam demektir. Ben bunu kendime yakıştıramam. Ben Hacı Bektaşi felsefesini bilirim" diye konuştu.

Çarşamba'da evinde kaldığı arkadaşının eşinin köyden dönmesi nedeniyle kendine ev kiralamak zorunda kaldığını anlatan Ölmez, cebinde para bulunmadığı sırada bir ajansta çalışan arkadaşıyla karşılaştığını ve onun isteği ile film setlerin iş için gitmeye başladığını anlattı. Ölmez, "Ben dizi setlerine figüranlar götürüyordum. Hatta bazı dizilerde figüranlık da yaptım. Günlük 40 lira veriyorlardı. Polislerin geldiği gün de setten arkadaşların şaka yaptığını sandım" dedi.

-"AVUKAT FUAT TURGUT PRAVAKATÖR AJAN"-

Gözaltına alındıktan sonra nezarette avukat Fuat Turgut'u gördüğünü savunmasında yer veren Ölmez, Hrant Dink'in öldürülmesi davası sanıklarından Yasin Hayal'in avukatı Turgut'u provakatör ajan olarak tanımladı. Ölmez sorgu sürecini de şöyle anlattı, "Fuat Turgut avukatmış. Sürekli yemek gelip gidiyordu ona. Ben de onu polis sandım. Sonradan öğrendim. O provakatör ajanmış. Savcı Zekeriya Öz'ün yanına çıktım. Bana 'Başbakan'a nasıl hakaret edersin? Emniyete de hakaret etmişsin' dedi. Ben de 'Bu ülkede benden başka telefonu dinlenecek adam yok mu?' diye tepki verdim" şeklinde konuştu.

Ölmez, tutuklanmasından şikayetçi olmadığını ancak buna neden olanın telefonda yaptığı geyik muhabbetlerinin neden olduğunu belirtti. Ölmez, "İyi ki tutuklandım. Buna seviniyorum. Onurlu ve seviyeli insanlarla milyarlar versem bir araya gelip tanışamazdım. 30-40 kontüre bu insanlarla tanışma fırsatı yakaladım" şeklinde konuştu.

Tutuklanmasının ardından Tekirdağ F-tipi cezaevinde Kuddisi Okkır ile birlikte kaldığını da anlatan Ölmez, savcı Zekeriya Öz'e yazdığı mektuplarla dikkat çekmek istediğini anlattı. Ölmez, "Okkır psikologa çıkıyordu. Bir süre sonra ben de gitmeye başladım. Doktor bana onun durumunun ağır olduğunu söyledi. Ben de ona yardımcı olmak istedim. Savcı Öz'e yazdığım mektuplarla hafızamı kaybettiğimi ancak anlatacaklarımın olduğunu belirterek kendime gizemli bir hava vermeye çalıştım. Bu girişimlerimin ardından Öz, 'Erol Ölmez'i çok acil getirin' diye talimat vermiş." ifadelerini kullandı.

-"ŞEREFSİZ TUNCAY GÜNEY"-

Erol Ölmez, "Orada ben olayı yoktur, biz vardır. Hiç kimsenin birbirinden farkı yoktur. Herkes her işi yapar. Ergenekon diye bir örgüt bilmiyorum. Böyle bir örgüte girmedim, tetikçisi filan değilim. Şerefsiz Tuncay Güney'in ifadeleri hiç araştırılmadan buradaki insanlar örgütçü yapılmış" dedi.

Editör: TE Bilisim