Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yazılı açıklamasında, domatesin değerde toplam bitkisel üretimdeki payının yüzde 10,7, toplam sebze üretimindeki payının ise yüzde 40 olduğunu ifade etti.

TÜRKİYE 4. SIRADA

Türkiye'nin 11,85 milyon tonluk üretimle Çin, Hindistan ve ABD’nin ardından dördüncü sırada yer aldığına ve dünya domates üretiminin yüzde 6,9’unu karşıladığına dikkati çeken Bayraktar, toplam sebze ihracatının yüzde 62’sinin domatesten oluştuğunu belirtti.

Bayraktar, Türkiye’nin 4. sırada yer aldığı dünya domates ihracatında payının yüzde 4,5’e ulaştığına işaret ederek, şunları kaydetti: “İhracatta Türkiye’yi geride bırakan Meksika, Hollanda ve İspanya, üretimde Türkiye’nin ardında kalıyor. Domates üretimi Türkiye’ye göre çok gerilerde olan Hollanda, ithal ettiği domatese katma değer katarak yeniden ihraç ediyor ve dünya ihracatında ikinci sırayı alıyor. Rusya’nın Türk tarımsal ürünlerine 2016 yılı başından itibaren uyguladığı ambargo kararı en çok domates üreticisini etkiledi. Üreticimizin en önemli sorunlarından birisi, Rusya ambargosudur. İhracat Irak, Belarus, Gürcistan ve Suudi Arabistan başta olmak üzere diğer ülkelere yöneldi."

Bayraktar, iller bazında bakıldığında sofralık domateste Antalya’nın yüzde 19,1'lik, salçalık domateste ise Bursa’nın yüzde 29,8'lik payla ilk sırayı aldığını bildirdi.

12,7 MİLYAR LİRALIK KATKI

Türkiye’deki çok geniş sera alanlarıyla yaz-kış üretilebilen ve ekonomiye yaklaşık 12,7 milyar liralık katkı sağlayan domateste sorunların en kısa zamanda çözülmesi gerektiğini vurgulayan Bayraktar, salçalık domateste yapılan sözleşmeli üretimde, sözleşmelerin sanayiciler tarafından tek taraflı hazırlanmasının üreticileri mağdur ettiğini kaydetti.

Bayraktar, sebzecilikte başarının çeşit seçimi ve uygun yetiştirme tekniği yanında, büyük ölçüde bilinçli yapılan hastalık mücadelesine bağlı olduğunu belirterek, "Üretimde teknolojiyi en üst düzeyde kullanarak verimi artırmanın yolları aranmalı, birim maliyet düşürülerek, ihracatta da avantajlı bir konuma geçilmelidir. Üretici birlikleri ve kooperatifleri ürün pazarlamasında daha güçlü hale getirilmeli, üreticilerin bu kanallar yoluyla ürününü pazarlama yoluna gitmesi teşvik edilmelidir.” değerlendirmesinde bulundu.

Editör: TE Bilisim